Kardeşlik Projemiz İçin Sabır Gösteriyoruz

Kardeşlik Projemiz İçin Sabır Gösteriyoruz
Başbakan Yardımcısı Arınç, 'Biz Milli Birlik ve Kardeşlik Projemizin devam etmesi için sabır gösteriyoruz. Şov yapmak, hakaret ve tehdit etmek bizim işimiz değil' dedi.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi"nde değişiklik yapılıp yapılmayacağına ilişkin, "Şu anda böyle bir ihtiyaç içinde değiliz. Çünkü, henüz değerlendirmedik" dedi.

 

Arınç, Bakanlar Kurulu sonrasında düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı. 

 

Bir gazetecinin "Cemil Bayık"ın ABD"nin çözüm sürecinde gözlemci ülke olması yönünde bir açıklaması var. Bununla ilgili değerlendirmeniz ne olur" sorusu üzerine Arınç, "Size Cemil Bayık kimdir" diye sorsam biraz gülünç kaçacak. Bununla ilgili habere baktığım zaman, "terör örgütü yöneticisi Cemil Bayık", böyle bir söz söyledi. Terör örgütü yöneticisi dediğimiz bir adamın ne söylediğini ve buna karşılık olarak başbakan yardımcısı sıfatıyla birisinin cevap vermesini istiyorsunuz. Bu mümkün değil" yanıtını verdi. 

 

Arınç, "Terör örgütü yöneticisi olarak bilinen bir insan ne söylerse söylesin, benim muhatabım değil, ben bu konuda bir şey söylemek durumunda kalırsam bu da Türkiye Cumhuriyeti"ne yazık olur" diye konuştu.

 

Bir başka gazetecinin, "Geçtiğimiz hafta Milli Güvenlik Kurulu toplantısının ardından yapılan bildiride, paralel yapılanmalar ifadesi ilk kez kullanıldı. Kırmızı Kitap için hükümete tavsiye kararı verildiği de belirtiliyor bir yandan. Bugün gündeme geldi mi bu konu? Ayrıca Kırmızı Kitap ile ilgili ne gibi adımlar atılacak" sorusu üzerine de Arınç, Milli Güvenlik Kurulu toplantısının, gündemdeki konuların çok olmasından dolayı uzun sürdüğünü söyledi.

 

Arınç, Milli Güvenlik Kurulu Toplantısı"nda da gündemin oldukça yoğun olduğunu ifade ederek "Bahsettiğiniz konu üzerinde bu gündeme göre de konuşma süresi belki beklentilerin de çok altında kaldı" dedi. 

 

Kendisinin 6 yıldır Milli Güvenlik Kurulu toplantılarına girdiğini belirten Arınç, şunları kaydetti:

 

"Daha önce de ifade etmiştim, kurul gündemini Sayın Cumhurbaşkanımız belirliyor. Tabii MGK Genel Sekreterliği, Sayın Başbakanla da üye olan bakanlarla da temas etmek suretiyle bu gündemin oluşmasına imkan hazırlıyor ama son karar Sayın Cumhurbaşkanımızındır. Sayın Cumhurbaşkanımızın da bu konunun görüşülmesini arzu ettiğini ve gündemde böyle bir yer olduğunu söylemeliyim."

 

Arınç, Milli Güvenlik Kurulu toplantılarında, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Kanunu"na bakıldığında, "tüm konuşmaların, kayıtların hiçbir şekilde açıklanamayacağı hükmünün bulunduğunu" belirtti. "Yani, oradaki konuşmalar orada kalır. Oradaki dosyalar ve evraklar orada kalır. Tüm bunlar, bir gizlilik esası içinde cereyan eder" diyen Arınç, şöyle devam etti:

 

"Hatırlarsınız, bir gazeteci "2004 yılında şöyle bir karar alınmıştır" diyerek bir kararı açıkladığı zaman, onun hakkında dava açıldığını biliyorum. Sonuçlanmamış olabilir ama kanun böyle yazıyor. Sadece Milli Güvenlik kararları, yani Genel Sekreterlikte muhafaza edilen kararlar, talep üzerine Milli Güvenlik Kurulu karar verdiği takdirde açıklanabiliyor. Bunun birkaç örneği de geçmişte görülmüştür. Burada, Hükümetimizi ilgilendiren konu, "Milli Güvenlik Kurulu devletin milli güvenlik siyasetinin tayin, tespit ve uygulanmasıyla ilgili alınan tavsiye kararları ve gerekli koordinasyonun sağlanması konusunda görüşlerini Bakanlar Kurulu"na bildirir" diyor. 

 

"Kurulun devletin varlığı ve bağımsızlığı, ülkenin bütünlüğü ve bölünmezliği, toplumun huzur ve güvenliğinin sağlanması, korunması, bu hususlarda alınmasını zorunlu gördüğü tedbirlere ait kararlar da Bakanlar Kurulu"nda değerlendirilir" diyor."

 

Geçmişte Milli Güvenlik Kurulu"nun yapısının da farklı olduğunu, Anayasa"daki hükmün de farklı olduğunu ifade eden Arınç, "En son demokratikleşme paketlerinde ve 12 Eylül 2010 referandumunda kurul üyelerinin profili de değişti. Bu alınan kararların da ne şekilde hükümet tarafından ele alınacağı da bir hükme bağlandı" diye konuştu. Arınç, şunları kaydetti:

 

"Dolayısıyla, burada "paralel yapı" şeklinde bir ifadenin yanlış olmadığını da söylemeliyim. Çünkü, yayınlanan bildiriyi biliyorum, siz de biliyorsunuz. Burada birkaç konuya dikkat etmek lazım. Bir: Legal görünümlü illegal yapılanma. Yani, bu hukuk tabiridir. Bunu herkes açıklamak veya anlayabilme kapasitesine sahiptir. Bir kuruluş vardır ki yasaldır ancak yaptığı işler, bu görüntünün aksine devletin, hükümetin ya da kurulu düzenin aleyhinedir. 

 

Ayrıca doğrudan doğruya illegal yapılanmalar vardır. Onlar, yasa dışı örgütler olabilir. Onlarla bir mücadele... Bütün bunların içerisinde de eğer devletin içeresinde farklı bir yapılanmayla, ikinci bir devlet görüntüsü verecek bir örgüt varsa bu da elbette aynı şekilde tehlikeli ve buna karşı tedbirler alınması gerekli görülmüş demektir."

 

"Buradaki ibareden sadece birkaç yılda Türkiye"de tartışması yapılan konularda hedef olan insanları veya topluluğu kastetmediğimiz, bir bütün olarak devletin içerisindeki bu paralel yapılanmalardan; kimisi takibat konusu olmuş, kimisi belki henüz o noktaya gelmemiş varlıkları da anlayabiliriz" diyen Arınç, devletin ve bayrağın bir tane olduğunu, bunların herkesin ortak değerleri olduğunu bildirdi.

 

Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"Maliye varsa ikinci bir maliye, yargı varsa ikinci bir yargı, asker varsa ikinci bir ordu, emniyetimiz varsa ikinci bir emniyet yapılanması ve bunların devletin bürokrasisinden emir ve talimat almadan, kendi yapılanmaları içerisinde hiyerarşik bir düzene geçtikleri anlaşılırsa bunlar yasalarımız içerisinde suç sayılmıştır. Dolayısıyla mesela cemaatler konusunun kesinlikle ele alınmadığını söylemeliyim. Cemaatler, sosyolojik varlıklardır ve o cemaatler memleketimizde inançlı insanların, dindar insanların düşünceleri farklı bile olsa devletle kavga etmeyen, yasalarla kavga etmeyen insanların oluşturduğu birtakım sosyolojik varlıklardır. 

 

Böyle tanımlandığı ve bilindiği halde, sonradan değişmiş, farklılaşmış bir yapı içerisine bürünmüş ve yasalara aykırı eylem yapma noktasına gelmişse o zaman bunlara karşı tedbir almak devletin bekası bakımından fevkalade önemlidir. Şüphesiz, bu konuda hükümetimiz üzerine düşeni yapacaktır."

 

Şu anda böyle bir ihtiyaç içinde değiliz

 

"Sadece Sayın Cumhurbaşkanımızın zannediyorum bir yerde yaptığı konuşmada, sizler Kırmızı Kitap diyorsunuz, literatürde böyle bir şey yok" diyen Arınç, geçmişten bu yana bu kelimenin kullanıldığını söyledi. Arınç, "Bunun kanuni tabiri eğer Milli Güvenlik Siyaset Belgesi ise en son 2010 yılında değiştirilmiştir" bilgisini verdi. Kendisinin o tarihte de Milli Güvenlik Kurulu"nda olduğunu anımsatan Arınç, "Milli Güvenlik Kurulu"nun görüşü alınarak ama Başbakanlık tarafından bakanlıklarla organize bir şekilde metin hazırlanmaktadır" dedi.

 

Arınç, "2015 yılı içerisinde de değiştirilmesinin mümkün olduğunu" ifade ederek sadece 5 yılda bir değiştirilebilir şeklinde bir kural olmadığını kaydetti.

 

Arınç, "Bu yıl içerisinde de hükümetimiz takdir ederse henüz bu konuyu gündeme alıp görüşmemiştir. Milli Güvenlik Siyaset Belgesi"nde bir değişiklik yapılmasına ihtiyaç olduğunu Milli Güvenlik Kurulu"na götürebilir, Şu anda böyle bir ihtiyaç içinde değiliz. Çünkü, henüz değerlendirmedik" açıklamasında bulundu. 

 

Sabır gösteriyoruz

 

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, "Biz Milli Birlik ve Kardeşlik Projemizin devam etmesi için sabır gösteriyoruz, bir. İtina gösteriyoruz, iki. Yapılabilecek işlerin azamisini yapmaya çalışıyoruz, üç. Ama şov yapmak veya hakaret etmek, tehdit etmek bizim işimiz değil. İllegal yapılanmalara destek, güç vermek bizim işimiz değil" dedi.

 

Arınç, Bakanlar Kurulu Toplantısının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

 

Bir gazetecinin kuzey Irak merkezli bir haber ajansında "ikinci peşmerge grubunun Türkiye üzerinden Kobani"ye geçtiğine" yönelik haberlerin yer aldığı, haberde "Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu"nun da kuzey Irak"ta bulunduğu bilgisinin" paylaşıldığını belirterek, bununla ilgili gelişmenin olup olmadığını sorması üzerine Arınç, "İkinci bir kafilenin gideceği veya ikinci bir askeri gücün, grubun gideceği, bu kesinlikle doğru değildir. Bu konuda bir talep de olmamıştır, bir hazırlık da olmamıştır. Türkiye tarafına bildirilen herhangi bir bildirim de olmamıştır. Dışişleri Bakanlığı Müsteşarımız eğer o bölgedeyse tahmin ediyorum ki bazı gelişmeler için gitmiş olabilir. Böyle bir konuyu görüştüğünü veya bu konuda Türkiye"ye herhangi bir istemde bulunulduğunu bilmiyorum" karşılığını verdi.

 

Ayarları yok

 

Aynı gazetecinin HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder"in ""Barışın anahtarı Kobani"dedir""  açıklamasına yönelik değerlendirilmesini sorması üzerine Arınç, HDP"li bazı milletvekillerinin basın toplantısı düzenlediğini ve özellikle Önder"in, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve kendilerini çok açıkça eleştirdiğini söyledi.

 

Bundan üzüntü duyduğunu ifade eden Arınç, şunları kaydetti:

 

 

"Çünkü ben, HDP içerisindeki bazı milletvekillerinin samimi olarak çözüm sürecini istediklerini biliyorum. Büyük bir kısmının ise böyle bir görüntüde olmadığını hatta ne olup bittiğinden bile haberdar olmadığını, farklı etkiler altında kalabildiğini de biliyorum, kendileriyle görüştüğümüz için. Ama netice itibarıyla HDP siyasi bir partidir, onun milletvekilleri vardır ve bu konunun içerisinde İmralı ile Öcalan ile görüşmeler yapan bazı milletvekillerinin olduğu da bütün kamuoyunun malumudur. Adalet Bakanlığımızın izniyle bazen isimler değişmek suretiyle, bazen iki kişi mi, üç kişi mi gidecek noktası, farklılık gösterebilmektedir. Üzüldüğüm şey şudur; HDP"li bazı milletvekilleri zaman zaman hakaret, zaman zaman tehdit, zaman zaman şantaj yapma haklarını kendilerinde görüyorlar. Ayarları yok, nerede ne söyleyeceklerini hiçbir zaman düşünerek hareket etmiyorlar. Ama kendileri küçücük bir eleştireye uğradığı zaman da yine bas bas bağırmaya devam ediyorlar. Eleştiri sizin için az bile, eleştirinin en ağırını sizler için yapacağız. Bunlara tahammül göstereceksiniz. Çok yanlışlarınız var, bu yanlışlardan dolayı bize bağırıp, çağırmak yerine kendinize dönüp bir bakmanız lazım."

 

O iş ayrı bu işte ayrıdır

 

Başbakan Davutoğlu"nun ısrarla "kamu güvenliği ve kamu düzeni, halkımızın rahat, huzurlu ve mutlu yaşaması bizim için asıldır. Bu hiçbir zaman çözüm sürecinin karşılığı değildir" ifadelerini kullandığını hatırlatan Arınç, çözüm sürecine önem verdiklerini ve bunu Türkiye için hayati buldukları bir konu olduğunu vurguladı. Arınç, "Ama bu proje olacak diye öldürmeler, yakıp yıkmalar, halkımızın yolunun kesilmesi, sorgulanması hiçbir zaman düşünülemez. O iş ayrı bu işte ayrıdır. Orada hiçbir asayişsizlik ve hiçbir terör olayı olmayacak ki Milli Birlik Kardeşlik Projemiz alabildiğince büyüsün ve gelişsin" diye konuştu. 

 

Görevi itibarıyla bölgedeki valilerden raporlar aldığını dile getiren Arınç, bir validen gelen bilgi notunu da paylaştı. Arınç, şunları söyledi:

 

"Size orta ölçekli bir vilayetin valisinden gelen bilgi notunu okuyayım; "1-31 Ekim tarihlerinde ilimizde çözüm sürecini etkileyen olaylar sunulmuştur. İlimiz merkez ve ilçelerinde 98 defa yol kesme ve kimlik kontrolü yapma teşebbüsünde bulunulmuştur. Bu eylemlerde 25 bin 281 molotofkokteyli, bin 12 havai fişek, 18 bin el yapımı bomba, 14 el bombası atılmıştır". Bunlar bir ilde oluyor, 30 gün içinde. Yine bu eylemlerde, tabi bunların içinde 6-7 Ekim"deki yoğunluğu da dikkate almanız lazım, kamu kurum ve kuruluşlarına ait 58 bina ve 79 araçla vatandaşlarımıza ait 17 ikamet, 18 iş yeri zarar görmüştür. 3 vatandaşımız, 20 polis memuru ve bir geçici köy korucusu yaralanmıştır. Bu ilde ölüm olmadı, başka illerde ölüm de oldu. Yapılan operasyonlarda 27 kaleşnikof marka silah, bir av tüfeği, bir el yapımı tüp bomba ve devam ediyor, "bunlar da bulunmuştur" diyor. Bu ilimizdeki olaylar sadece 1-31 Ekim tarihleri arasında değil, geçmişten bu yana devam ediyor. Bazen çok azalıyor, bazen artıyor bazen de orta ölçekte oluyor."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.