Alanın Komploya Kurban Gittiğine Yürekten İtimat Ettik

Alanın Komploya Kurban Gittiğine Yürekten İtimat Ettik
MHP Genel Başkanı Bahçeli, İstanbul Milletvekili Engin Alan'ın suçsuzluğuna, komploya kurban gittiğine yürekten itimat ettiklerini belirterek 'Çok şükür eksiğimiz tamamlanmış, grubumuz değerli üyesine kavuşmuştur' dedi.

MHP TBMM Grup Toplantısı, Anayasa Mahkemesi"nin Balyoz Davası"na ilişkin "hak ihlali" kararının ardından tahliye edilen İstanbul Milletvekili Engin Alan"ın da katılımıyla yapıldı. Genel Başkan Bahçeli, grup toplantısının yapıldığı salona Alan ile birlikte girdi. Partililer, Bahçeli ve Alan"ı uzun süre alkışladı. Partililer, Alan"a, "Türkiye seninle gurur duyuyor" tezahüratı yaptı. 

 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, konuşmasına 21. Dönem MHP İstanbul Milletvekili ve eski TBMM Başkanvekili Murat Sökmenoğlu"nun vefatından duyduğu üzüntüyü dile getirerek başladı. 

 

Bahçeli, 12 Eylül darbesine ilişkin davanın yerel mahkemede geçen hafta sonuçlandığını, Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya"nın müebbet hapse mahkum edildiklerini anımsatarak, "Cezalar kesinleşmese de çıkan netice bizleri nispeten memnun etmiştir" dedi. 

 

Dava sürecinin siyasi istismar malzemesi yapıldığını, 12 Eylül ile hesaplaşma gayesi gütmediğini her zaman vurguladıklarını anlatan Bahçeli, şöyle konuştu: 

 

"Aslında hukuken bile tartışmalı olan bir soruşturma ve kovuşturma neticesinde birisi 89, diğeri 97 yaşında olan iki darbeci generalin cezalandırılmasıyla 12 Eylül aklanmayacak, temize çıkmayacaktır. Algısı kapanmış Kenan Evren ile yataktan çıkamayan Tahsin Şahinkaya’nın müebbet hapse mahkum olmasını "12 Eylül ile hesaplaşmak" şeklinde yorumlamak çok ucuz, çok sorunlu ve çok temelsiz bir yaklaşımdır. Kuşku yok ki bu iki darbeci general, 12 Eylül 1980’den sonra yapılan zulümlerin, kötü muamelelerin elebaşları arasındadır. Fakat 12 Eylül darbesini sorgulayacaksak, darbecilerin yakasından tutacaksak, sadece iki yaşlı darbeciye güç gösterisi yapmanın akıl karı olmadığını da bilmemiz gerekmektedir. 12 Eylül 1980’den sonra çıkarılan yasaları, alınan kararları, ülke yönetiminde bulunan kişi ya da kişileri ne yapacağız, nereye koyacağız? 34 yıldır süren, 34 yıldır devlet ve toplum hayatının en ücra köşelerine kadar sinen 12 Eylül düzenini, hak kayıplarını, mağduriyetleri nasıl yorumlayacağız? Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’yı cezalandırınca geçmişin acıları bir çırpıda dinecek, çekilen çileler bir anda sıfırlanacak mıdır?

 

Milliyetçi ülkücü hareket 12 Eylül’ün en ağır, en olumsuz şartlarına maruz kalmış, her anlamda kayba uğramıştır. Suçsuz günahsız 9 ülküdaşımızı idam sehpasına çıkaranlardan, boğazlarına 12 Eylül urganını bağlayanlardan, çırpına çırpına şehit olmalarını tebessümle izleyen alçaklardan ezelden ebede kadar alacaklıyız, davacıyız. İman ediyoruz ki bu hesap değil bu dünyada, Mahkeme-i Kübra’ya kalsa bile görülecektir.

 

Sayın Başbakan, milliyetçi ülkücü hareket senin ayak oyunlarına, senaryolarına, tuzaklarına, kandırmalarına karşı şerbetli ve deneyimlidir. Yürümekten dahi aciz iki yaşlı insanın yargılanmasıyla 12 Eylül’ün kara defteri kapanmaz, diyeti ödenmez."

 

Devlet Bahçeli, 12 Eylül"ün hem öncesinde hem sonrasında feleğin çemberinden geçtiklerini, şehitler verdiklerini ama taviz vermediklerini ifade etti. Başbakan Erdoğan"dan 12 Eylül ile ilgili öğrenecekleri hiçbir şey olmadığını dile getiren Bahçeli, şöyle devam etti: 

 

"Şu hayret edilecek işe bakınız ki şimdilerde Recep Tayyip Erdoğan bize 12 Eylül’le ilgili ahkam kesmekte, 12 Eylül’le ilgili parmak sallamaktadır. Sayın Erdoğan sen ki Kenan Evren’in ve 12 Eylül cuntasının kucağında pışpışlanan, muhtıralardan süt emen, demokrasi karşıtı cepheden gıdalanan, 12 yıldır Türkiye’ye kan ağlatan bildik bir despotsun. Sen 12 Eylül’ü bırak da, 28 Şubat’ın, 27 Nisan’ın derdine ve peşine düş.

 

1980’den 34 yıl sonra darbeciler şeklen cezalandırılıyorsa, yıllar alsa da, on yıllar geçse de bir gün gelecek 17-25 Aralık’tan dolayı Başbakan adaletin önüne çıkacak ve yaptıklarının bedelini ödeyecektir. Başbakan, Pınarhisar’daki üç beş ayını bile mumla arayacaktır. Bu bizim için siyasi namus meselesidir."

 

Alan, salonu bozkurt işaretiyle selamladı

 

Anayasa Mahkemesi kararıyla tahliye olan herkesin sevincini içtenlikle paylaştıklarını vurgulayan Bahçeli, 12 Haziran 2011 genel seçiminde İstanbul milletvekili seçilen Engin Alan"ın cezaevinde olmasına değinerek, şöyle konuştu: 

 

"Aklımızın bir köşesinde o tarihlerde aramızda olmayan çok değerli bir arkadaşımız bulunuyordu. Kendisi hedef seçilmiş, terörle mücadeledeki üstün başarı ve gayretleri birilerini aşırı derecede rahatsız etmiş, kıvrandırmıştı. Bizler hep birlikte sabrettik. Adaletin tecelli edeceğine ve bu ülkede hala şerefli hukuk insanlarının bulunduğuna inandık. ‘Hükümlü ve hükmü kesinleşmiş milletvekillerini’ konu edinen kanun teklifleriyle PKK’lıları affetme kurnazlıklarına aldanmadık, bu oyuna düşmedik. Hassasiyetlerimizi kullanmak ve çarpıtmak isteyenlere aldırış etmedik, vakarımızdan milim de olsa ayrılmadık. Biz AKP’ye rağmen, Başbakan’a rağmen doğrunun, haklının ve masumiyetin kazanacağına hep güvendik. 18 yıl ceza almış arkadaşımızın suçsuzluğuna, komploya kurban gittiğine yürekten itimat ettik." 

 

Başbakan Erdoğan"ın, "Bu ülkenin başbakanı, bir anma törenine gider de bir korgeneral orada ayağa kalkmaz mı? Kalkması gerekir. Kalkmadığı anda da tabii bedelini öder, o ayrı mesele. Zaten de bedeli ödedi. Ama şimdi bakın gideceği yeri o da buldu" dediğini anımsatan Bahçeli, "Sayın Başbakan, bizler bedeli ödeme konusunda sırayı savdık. Ancak bedel ödeme sırası sana geçtiğinden adaletin karşısında ayakta uzun uzun dikileceğin günler çok yakındır" diye konuştu. 

 

TBMM Grup toplantılarını üç yıldır bir milletvekilinden yoksun yaptıklarını anlatan Bahçeli, "Çok şükür, son tahliyelerden sonra hasretimiz dinmiş, eksiğimiz tamamlanmış, grubumuz değerli üyesine kavuşmuştur. Bu duygularla, zor ve zahmetli olsa da, İstanbul Milletvekilimiz Sayın Engin Alan’a huzurlarınızda geçmiş olsun dileklerimle birlikte "aramıza hoş geldiniz" diyorum" dedi. 

 

Bahçeli"nin bu sözleri üzerine ayağa kalkan Engin Alan, salonu bozkurt işareti yaparak selamladı. 

 

Bahçeli, Alan"ın bugün edeceği milletvekili yemininin de hayırlı olmasını temenni etti, Alan"a başarılar diledi. 

 

"Ne kadar dili ve zihniyeti bozuk varsa çatı adayımıza kulp takmaya kalkışmıştır"

 

İhsanoğlu"nun adaylığının geniş çevrelerde yankı bulduğunu, takdir ve ilgi gördüğünü savunan Bahçeli, şöyle devam etti:

 

"Çünkü Ekmel Bey, inançlı, manevi değerlere sahip, milli ve birikimli bir cumhuriyet aydını, millet değeridir. Uzlaşmanın önemi, kucaklaşmanın güzelliği, ideolojik saplantılarla hareket etmemenin erdemi semeresini vermeye başlamıştır. Ne var ki Ekmel Bey"in adaylığından korku duyanların, telaş yapanların varlığı az olmakla birlikte kendisini göstermiştir. Bunlar, kriz taciri, kavga meraklısıdır. Bunlar Türkiye"nin varlığına kördüğüm atılmasını, huzurumuzun felç olmasını düşleyen zavallılardır. Daha vahimi bunlar arasında azımsanmayacak kadar Recep Tayyip Erdoğan tetikçisi, gizli havarisi, gizli destekçisi vardır."

 

"Ekmeleddin İhsanoğlu ismi üzerinde uzlaşı sağlandıktan sonra, gazete köşelerinde, televizyon ekranlarında, kulislerde, değişik platformlarda Başbakan Erdoğan"a çalışan, tezlerini savunan ve hizmetkarlığına soyunan her görüşten insan suretlerinin harekete geçtiğini" öne süren Bahçeli, "Ülkenin çatısı, küresel diyalogculara emanet edildi", "çatı adayı, eski Türkiye kokusu taşıyor", "İhsanoğlu ismi, hayal kırıklığı yarattı" yorumlarının yapıldığına dikkati çekti. Bahçeli, şöyle konuştu:

 

"Küresel komplonun, yabancı hayranlığının, uluslararası senaryoların uşaklığına gönüllü olarak iştirak eden ne kadar dili ve zihniyeti bozuk varsa çatı adayımıza kulp takmaya kalkışmıştır. Biz, hepsini elbette yakinen biliyor ve niyetlerini tanıyoruz. Her şey, bununla da kalmamıştır. Çatı adayımızı, Pensilvanya projesi yakıştırmasıyla küçültmeye çalışan omurgasızlar çıkmıştır. Beykoz konaklarının projesi olarak göstermeye çalışan yüzsüzler görülmüştür. Abdestli monşer, İstanbul baronlarının dayatması, teslim bayrağı, beyaz Türklerin adayı şeklinde itibarsızlaştırmaya yeltenen müfteriler gözlenmiştir. Tabii bu çevreler, icazeti ve ilhamı Recep Tayyip Erdoğan"dan almışlar, sonra da vaat edilen para ve mevki çıkarlarının hakkını vermek için sırayla bulanık suda balık avlamaya girişmişlerdir. Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu ne Pensilvanya imalatı, ne Washington kurgusu, ne de bir başka yabancı ve gayri meşru oluşumun eseri olmayıp yalnızca ve yalnızca büyük Türk milletinin adayıdır."

 

"Başbakan, bizim çatımızı bırakmalı, kendi köksüzlüğüne kafa yormalıdır"

 

Bahçeli, gelişmelerden dolayı Başbakan Erdoğan"ın "keyfinin kaçtığını, havasının indiğini ve yürüyüşünün yalpaladığını" iddia ederek şu değerlendirmeleri yaptı:

 

"Zira Cumhurbaşkanı olamayacağının farkına varmaya, kurduğu hayallerin kabusa döneceğini anlamaya başlamıştır. Başbakan Erdoğan, sıklıkla temeli olmayanın çatısı olmaz sözleriyle ortak çatı aday fikrini dinamitlemeye çabalamıştır. Başbakan, çok nadir de olsa, doğru sözlerine yenisini eklemiştir. Doğrudur, temeli olmayanın çatısı olmayacaktır. Hamd olsun bizim çatımızın temeli de vardır, binası da vardır ve ortadadır. Anlayamadığımız, bir türlü de çözemediğimiz muamma, eğer varsa, Başbakan"ın temelinde nelerin olduğu, nelerin bulunduğudur. Bizim temelimizde haram lokma yoktur, ayakkabı kutuları yoktur, soygun yoktur, yolsuzluk betonu yoktur, papaz cübbesi giyip sırıtmak, bölücülerle kan sofrasında bağdaş kurup pazarlık kabına kaşık sallamak olmamıştır. Türklüğü inkar etmek, milliyetçiliği ayaklar altına almak, yol için cami yıkmak, keyif için gönül kırmak, evlat için hazine arazisi yağmalamak, iktidar koltuğu için iradesini ipotek ettirmek bizim temelimizde, fıtratımızda görülmeyecek bir yozlaşma halidir. Başbakan, bizim çatımızı ve temelimizi bırakmalı, kendi köksüzlüğüne, kendi kimliksizliğine kafa yormalıdır. Anlaşılıyor ki Başbakan, bizim cumhurbaşkanında aranacak vasıfları dile getirmemizden gocunmuş olacak ki ortak çatı arayışını vasıfsızlığımıza delil olarak sunmuştur. Başbakan"ın penceresinden bakarsak gerçekten de biz de vasıf yoktur, olmaması da bizim için bir nimettir. Çünkü biz de 17-25 Aralık gibi bir kambur, rüşvet ve yolsuzluk gibi bir ahlaki düşüklük hiç olmamıştır."

 

"IŞİD militanları, İstanbul"a ancak iki şartla gelebileceklerdir"

 

Irak"taki kaos halinin gittikçe şiddetlendiğini belirten Bahçeli, IŞİD terörünin ilerlemeye ve işgallerine devam ettiğini ifade etti. Tutsak alınan vatandaşların hala kurtarılamadığını dile getiren Bahçeli, "Bu arada IŞİD, İstanbul"u hedef aldığını ilan etmiş, Hatay"a göz koyduğunu değişik vasıtalarla açığa vurmuştur. Bir terör örgütünün, gözbebeğimiz İstanbul ve Hatay"la ilgili hayale kapılması bile Başbakan ve hükümetinin Türkiye"yi ne hallere sürüklediğinin ispatıdır. IŞİD militanları, İstanbul"a ancak iki şartla gelebileceklerdir, o da ya toprak olmak, ya da cezaevlerinde çürüyüp kokmaktır" diye konuştu. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.