Hukukun ve hürriyetin manasını anlatan hatırat: Bir Devrin Hafızası: Rasim Cinisli

Hukukun ve hürriyetin manasını anlatan hatırat: Bir Devrin Hafızası: Rasim Cinisli
MTTB kurucularından, eski Milletvekili Rasim Cinisli’nin “Bir Devrin Hafızası” adlı kitabı dördüncü baskıya hazırlanırken yakın tarihimizin elli yıllık bölümü bir “ibretlik tarih” olarak önümüze seriliyor…

Cinisli’nin kitabı 624 sayfalık kitabı 24 bölüm ve eklerden oluşuyor. Kitabın sonunda ise dünya edebiyat tarihinde hiç görülmemiş bir örnek var:

Okura mektup…

Biz bu yazımızda ustalar ustası EFSANE politikacımızın kitabını dokuz parçaya ayırarak inceleyeceğiz…

I / Kitabın tanıtım yazısı / Sunuş…

Kitabın sunuş yazısı Şehzade Osman Selahaddin Osmanoğlu tarafından kaleme alınmış.

Osmanoğlu yazısına ; “ Dostluğundan her zaman gurur ve mutluluk duyduğum Sayın Rasim Cinisli’nin hatıralarını büyük bir ilgi ve memnuniyetle okumuş bulunuyorum”  diyerek başlıyor ve ekliyor;

“Kendisiyle altmışlı yaşlarda tanışmış olmamıza rağmen, bugüne kadar çok özel ve önemli zamanlarımızda, hem Türkiye’de hem de yurt dışında birlikte olduk. Eski dostlar en iyi dostlardır derler; Rasim Bey benim hayatımda bu anlamda bir istisnadır. Sanki kırk yıldan beri dost olan insanlar gibiyiz.” 

“AİLEMİZ KENDİSİNE MİNNETTAR”

Osman Selahaddin Osmanoğlu hanedandan şehzadelerin Türkiye’ye giriş yasağının kaldırılması kanunu konusunda Cinisli’nin yaptıklarını ise şöyle anlatıyor:
“Osmanlı Hanedanı’nından şehzadelerin Türkiye’ye giriş yasağını kaldıran kanunun hazırlanışı ve kabulü için genç bir Erzurum milletvekili olarak verdiği mücadele ve önderliğinden dolayı tüm ailemiz kendisine minnettardır. Bu kanunun oybirliğiyle Meclis’ten geçmiş olması da kendisinin azim ve kararlılığını göstermesi açısından önemlidir.”

II / Kitabın yazılış amacı…

Üniversite yıllarından itibaren milliyetçi  düşünce ve duygular içinde olan Rasim Cinisli ise 1959 yılı yaz aylarının sonunda İstanbul’a gelişiyle başlayan politik yaşamını önsözde okurlarına şu şekilde takdim ediyor;

“ 27 Mayıs darbesinden önceki ve sonraki öğrenci olaylarının içinde bulundum. Orada başlayan mücadele beni Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) genel başkanlığına götürdü. İnançlı genç bir kadronun neleri başarabileceğinin onurlu heyecanını burada yaşadım.

Darbe teşebbüslerinin, muhtıraların şiddeti sürerken milletvekili oldum. Parlamento penceresinden yurt genelinde olanları, Meclis içinde olup bitenleri, siyasetin ve siyasetçinin çeşitlin çehrelerini tanıdım.

Rejimi yıkarak Marksist, komünist yönetim kurmak isteyen kanlı darbe girişimlerinin nasıl engellendiğini yıllar sonra öğrendim.

Görüp bildiklerimi günlük sohbetlerde, televizyon programlarında, röportajlarda dile getirdiğimde hep aynı tepkiyle karşılaştım:
“Bunları yazıyor musun? Hatıralarını yazdın mı?”
Hatıra yazmak, hele de siyasi hatıraları yazmak netameli bir iş.
… Hatıra yazmak dökülen takvim yapraklarını toplayarak geçmişi istiflemek ve o yığının içinde kendini aramak gibi bir şeymiş. Ya da filmi geriye doğru seyretmek gibi… Yazmaya başlayınca Cinis’te at üstünde dörtnala koştuğum çocukluk yıllarımı, İstanbul’a alışmaya çalışan delikanlı çağımı ve daha sonra içinde bulunduğum o zorlu mücadeleyi; her şeyi yeniden yaşadım.
Zihnimde bir sürü sandık vardı. Bazı sandıklar açıldıkça içlerinden ülke hafızasının unutmak – veya unutturulmak – üzere olduğu afyon kokulu hadiseler çıkıyordu. Oysa başımıza ne geldiyse bir şeyleri unuttuğumuz için gelmişti. Unutmamak için yazmak gerekiyordu. Uzun uzun yazmak…  Ben de yazdım.

… Ülke tarihini ilgilendiren yıkıcı ve yakıcı olaylar öylesine üst üste gelmiş ki yazdıklarım bir nevi bir devrin hafızasını oluşturdu. Ben de hatıralarımın adını Bir Devrin Hafızası olarak sunuyorum.

… İşte elinizdeki bu kitap, geçmişi bir de benim penceremden görmek isteyenler içindir. Olup bitenlere benim gözümle bakmak, bazı isimleri anmak, gülümsemek ve tekrar düşünmek isteyenler için…”

III / Çocukluğu ve İstanbul’a gelişi…

Rasim Cinisli, Erzurum’daki çocukluk günlerini renkli bir tablo çizer gibi anlatmış.

Kitaptan okuyoruz…

“…Üzerimdeki yatak kıyafetleriyle dışarıya fırlayıp aydınlığa alışana kadar gözlerimi ovalardım. Kapının önünde Karabaş’ı görünce gözlerim açılır, günümün farklı geçeceğine sevinirdim. Beni görünce iri gövdesinden beklenmeyen bir çeviklikle zıplar, karşıma geçip şirinlikler yaparak kuyruk sallamaya başlardı. Ben de ona atılır, koca kafasını kucaklamaya çalışırdım.” Çocukluğunu aktarırken kış gecelerinin sabahında pencere camlarında kırağı nedeniyle oluşan manzarayı bir ressamın yaptığını sanıyormuş. Cinisli, hala unutamadığı ve çocukluk günlerini renklendiren bu olayı şöyle anlatıyor: “Hatta yan yana duran iki camda iki farklı manzara olurdu: ağaç motifi, kuş resmi, orman… Bakmaya doyamazdım. Kuşluk vaktine varmadan eriyen bu buzdan görüntülerin nasıl oluştuğunu hiç izah edemedim.”

“Köy hayatının bir başka yüzü daha vardı. Yokluk ve fukaralık... Eskiden köylerde yol yoktu. Köyler arası yollar iptidai ve kötüydü. O yüzden dünyadan kopuk yaşarlardı. Çoğu köyde çeşme yoktu. Dere ya da kuyu suyu içilirdi. Köyün simgesi, çarık, kağnı arabası ve karasabandı.”

“Becerikli köylü hanımlar kışlık erzakları hazırlardı. Ekmeklik un, bulgur, erişte, nişasta, kavurma, kıyma, sucuk, kurut, yağ, peynir, bal, reçel, turşu, uzun süre dayanıklı patates, şalgam, soğan, lahana, sebze hevenkleri ve annemin güneşte kuruttuğu reçellik gül yaprakları… Çarşıya pazara muhtaç olmadan uzun bir kış geçirmemize yetecek kadar yiyecek çuvallara, sandıklara konur; Erzurum yolunu beklerdi. 1940’lı yıllarda kışlık yakacakları bile köyden götürürdük. Erzurum’a okulların açıldığı ilk gün dönerdik.”

“Erzurum Lisesi, Türkiye’nin kaliteli eğitim veren sayılı okullarından biriydi. Çocukluğumdan gelen şiir ezberleme ve okuma hevesim ortaokul çağımda daha da gelişti ve öne çıktı. Şiir yarışmalarında dereceler aldım. Münazara ekiplerinin içinde oldum. Daha önemlisi topluluklar karşısında konuşma yeteneği kazandım.”

IV/ Gençliğe mesajı / Etkileri

“Bir Devrin Hatıraları” birinci ve ikinci baskılarını yaptıktan sonra Rasim Cinisli,  Atatürk Üniversitesi’nde bir konferans verdi.

İşte o konferansta gençliğe mesajları:

CİNİSLİ DİYOR Kİ;

"Bir milletin en önemli varlığı gençliktir"

*"İki dönem milletvekilliğini yaptığım Demokrat Parti, Türkiye'ye demokrasiyi benimsetmiştir. Ekonomik anlamda büyük yatırımların yapıldığı ve meyvelerinin alındığı bu dönemde Türkiye önemli eşikler atlamış, ciddi mesafeler katetmiştir ama ülkemizin gelişmesini istemeyen mihraklar bunların önüne geçmek için 27 Mayıs Darbesi'ni gerçekleştirdi."

"Ali Fuat Başgil, Mümtaz Turhan ve Nurettin Topçu gibi alimlerin dizinin dibinde oturup ilim ve terbiye öğrendim. Bugünkü ortamda gençlerin tekrardan ilim ve terbiye düsturuna dönmesi gerekiyor."

 "Genç insan, gelecek demektir. Bir milletin en önemli varlığı gençliktir. Bu nedenle herkesin gözü gençlerin üzerindedir. Ailenizin ve ülkenizin isteklerine cevap verebilmek için donanımlı olmanız gerekmektedir."

V / Bir dönemin hatıralarından…

      MTBB’deki talebe hareketleri

      Emin Akif Ersoy olayı

Birbirine zincirli siyasi anılar Cinisli’nin kaleminden su gibi akıyor.
Bunlardan en önemlileri Milli Türk Talebe Birliği Başkanlığı’nı yaptığı dönemden…
Yine kitaba dönüp İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un oğlu Mehmet Emin Bey'in acı hikâyesini okuyoruz:

SPOR SALONUNDAKİ ODA VE SONRASI

 “Tercüman gazetesi, milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un oğlu Mehmet Emin Bey'in bir gecekonduda fakr-u zaruret içinde yaşadığını haber yapmıştı. Haberi hazırlayan Kenan Akın ve bir arkadaşla beraber ziyaretine gittik. Emin Bey perişandı. Onu alıp MTTB'ne getirdik ve kendisine spor salonu soyunma odalarından birisi­ni tahsis ettik.

Müstahdemlerden Mustafa Amca'ya hizmetinde bulunmasını tembihledik. Biz kendi aramızda harçlıklarımızı toplayarak elbise, yatak, yorgan alıp günlük ihtiyaçlarını karşılayacak düzeni oluşturduk. Böylece Mehmet Emin Bey, ben MTTB'den ayrılana kadar misafirimiz oldu.

Emin Bey, ben askerdeyken adresimi nereden bulduysa bir mektup yazmıştı. Benden sonra MTTB'den kovulduğunu, perişanlık içinde olduğunu ve beni çok özlediğini ifade ediyordu. Maalesef birkaç ay sonra da Tophane'de bir kış günü, açık bir kamyonun karoserinde donmuş olarak bulundu.”

VI / Gençlik fotoğrafları / Bugünkü fotoğraflar

Bir Devrin Hafızası, dönemin gazete kupürleri ve hemen her biri tarihi değer taşıyan fotoğraflarla da dikkati çekiyor.

Titiz bir çalışmayla  seçilmiş olan bu belge, kupür ve fotoğraflar kitaba abartısız bir şekilde yerleştirilmiş.

VII / Kitaptaki mektup

Rasim Cinisli’nin yazdığı Bir Devrin Hafızası’nın arka kapak içinde okura bir mektup var.

Türk edebiyatında ilk olan mektup özel bir zarf içinde…

 ‘Aziz Okuyucum’ başlıklı mektupta Cinisli, köylerde zeki, yetenekli çocukların ilkokuldan sonra ailelerinin maddi durumlarının iyi olmadığı için okuyamadığını hatırlatıyor.

Nobel ödüllü Aziz Sancar’ın da bu çocuklardan biri olduğuna işaret eden Cinisli mektubunda şunları söylüyor:

“BU YAVRULARA SIRTIMIZI DÖNMEYELİM”

“Kalkınmış ülkeler üstün zekâlı çocukları için olağanüstü imkânlar sunarken biz bu yavrularımıza sırtımızı dönemeyiz. Kaldı ki başarılı, gelecek vaat eden çocuklarımızın ‘Aziz Sancar’ olmaları da şart değildir.

Her birinin ülke kalkınmasına katkısı olan yetişkinler olması yetmez mi?

Böyle bir genci, bir insanı kurtarmak kadar güzel, huzur veren övünç kaynağı ne olabilir?

Evet hepsini kurtarmaya gücümüz yetmeyebilir. Ancak bu insani, bu milli, bu dini hizmeti yapmak isteyen ehli vicdana diyorum ki: Ben kimseden para pul istemiyorum. Vermek isteyen olsa da kabul etmem. Ben ortak bir milli refleksi harekete geçirebilir miyiz diye hayal ediyorum.”

Cinisli mektubunda ortaokul ve lise öğrencilerini kapsayan muhteşem projesiyle ilgili neler yapılması gerektiğini de açıklıyor.

VIII / Kitabın akisleri

Bir Devrin Hafızası ilk baskısını Kasım 2017’de Doğan Kitap’tan yaptı ve büyük ilgi gördü. Yayınevi aynı yıl içinde birbirinin peşi sıra iki baskı daha gerçekleştirdi.

Bir dönem kitabı olarak özellikle politik tarihçiler, milletvekilleri, gazeteciler ki Bir Devrin Hafızası’nı kaynak kitap, başucu kitabı olarak gördü.
Gazete ve dergilerde köşe yazılarına konu olan Rasim Cinisli ve yılların emeğini taşıyan Bir Devrin Hafızası’ndan övgüyle söz edildi.

IX / Bizim ANADOLU’nun yorumu…

Türk politika tarihinde EFSANE olarak anılan Sayın Rasim Cinisli’nin kitabı Bir Devrin Hafızası’nın sadece anılarla sınırlı kalmadığını genç politikacılar için de çok önemli bir ders niteliği taşıdığını düşünüyoruz.

Sayın Cinisli ’ye bu büyük emek isteyen göz kamaştırıcı çalışması için teşekkür ediyoruz…
İyi ki varsınız…

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.