METİN ALTINÇEKİÇ

METİN ALTINÇEKİÇ

ORUCUNU TUT VE BUNA LAİK YAŞA

Sevgili okurlar, bu hafta sizlerle ülkemizde yeni yaşanan bir olay “oruç tutmadığı için darp

edilen, baba oğul” hikayesini konu alarak, Ramazan-ı Şerif’te oruç tutan ve tutmayan meselesini

anlatmaya gayret göstereceğim.

Bakınız Mudanya’da vatandaşlarımızdan bir tanesi evladı ile bir kafe de öğlen yemeği

yemektedir. Provokatörün bir tanesi geliyor ve baba oğula laf atmaya başlıyor, diyor ki Ramazan da

yemek mi yenir? Adam da oruçlu değiliz ve seferiyiz diyor. Provokatör de diyor ki madem

tutmuyorsunuz, o halde görünmeyen bir yerde yeğin yemeğinizi, halka açık yerde yemeyin, diyor ve

provokatör, yemek yiyen baba oğula saldırmaya başlıyor ve bir tanesinin burnunu kanatıyor. Olaya

bakar mısınız? Sonra saldırıyı gerçekleştiren kişi ve yanına ki kişiler oradan uzaklaşıyor, ardından

mağdur olan vatandaşlarımızda kafe den ayrılıyorlar.

Şimdi bakınız, ilk önce İslam hoşgörü dinidir. Bunu ifade eden bir kısa, mesnevinin bir

hikayesi. Bir gün Hz. Mevlana, yolda yürür iken bir kavgaya rast geliyor ve kavga ettiğini gördüğü

gençlere diyor ki; Ne oluyor burada? Gençlerde ona diyorlar ki Ya Mevlana burada bir adam var,

sürekli şarap içer durur, vakitte ramazandır. Destur ver bize, şuracıkta haklayalım bu adamı.

Mevlana’nın cevabı ise bu duruma bakın ne oluyor. Diyor ki; O şarapçı şarabı içmiştir EVET! Ancak

sizler sarhoş olmuşsunuz. Evet Mevlana tam olarak bu cevabı vermektedir. Bakın oradaki dayak yiyen

baba oğul ehl-i sünnet bir yapıdan gelmiş olabilir. 5 Vakit namazda kılıyor olabilir. Hatta dünya iyisi

insanlar da olabilir. Vatandaşın açık olan bir kafenin her hangi bir bölgesinde yemek yemesinde nasıl

bir sakınca olabilir? Hem de görüntülerden görüldüğü üzere yola biraz cephesi olan bir kafe.

Bakınız Cübbeli Ahmet hoca bir sohbetinde diyor ki, adamın biri ramazan da yemek yerken,

bizim Müslümanlardan biri adamın yanına gitmiş ve adama demiş ki, sen gavur musun? Ramazan da

yemek mi yenir be adam. Adamda diyor ki evet gavurum. Müslüman değilim. Hikayenin çok küçük

bir kısmını buraya ekledim ve sonrasında Cübbeli Ahmet hoca ekliyor. “İnsanları bu konuda

yadırgamak kimsenin haddine değil” diyor. Evet bunu belli bir kesimin severek dinlediği bir hocamız

ifade ediyor.

Şimdi ben bu provokatör arkadaşların İslam dinini ne kadar doğru yaşıyor, günahı var mı?

Yok mu? Bunu tartışmayacağım. Ancak Müslüman kardeşlerime, bir önerim var.

Biz ahir zaman Müslümanları olarak, hem oruç tutup hem de kul hakkı yiyorsak, bir olay

karşısında adil, hakkaniyetli olamıyorsak. Bir ay oruç tutup çok düzgünde olsak bile, 11 ay haramdan

sakınamıyorsak. İnsanlara iyilik etmiyorsak, zina dan ve kötü işlerden uzak duramıyorsak. Lafa

gelince dört dörtlük Müslüman ama iş icraata gelince, hocanın yaptığını yapma, dediğini yap moduna

girmiş isek. Yaptığımız ibadetlerin hiçbir hükmü kalmıyor değerli okurlar.

Evet sonuç kısmına gelirsek, neler yapmalıyız? Nasıl bir düstur içinde olmalıyız?

Şüphesiz ki, Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) ahlakı ile yaşamalıyız. Kuran-ı Kerimi açıp, okuyup

bize ne dediğini bir anlamamız gerekiyor. Tabi ki herhangi bir sağlık ile ilgili bir sorun yoksa oruçlar

tutulmalı, namazlar kılınmalı ve mümkünse, imkan varsa kutsal topraklar ziyaret edilmelidir. Bu

Müslümanların vazifesidir. Ancak, bu güzel şeyler yapılırken, çirkin şeyler yapmak yakışmıyor. O

sebeple Müslüman, gösteriş Müslümanı olmayacağız. Dünya için değil, ukba için yaşayacağız. Bir

taraftan namaz kıl, bir taraftan haram ye olmaz. Gündüz oruç tutup akşam, zina etme. Garibanın

hakkını yeme olmaz. Ümmet bilinci ile Hz. Peygamber (S.A.V.)’in güzel ahlakı ile donatılmış bir

vaziyette gelecek hafta tekrar görüşünceye dek tüm okurlarıma fevkalade bir ramazan diliyorum.

Hoşça kalın, Esen Kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
METİN ALTINÇEKİÇ Arşivi