EBRU ERDEN

EBRU ERDEN

NE ZAMAN DUR DİYECEKSİNİZ?

Haberlerde izledik, 20 yaşında gencecik bir tıp öğrencisi cemaat yurdunda canına kıydı. Hepimizin yüreği dağlandı, cemaat yurtları evleri ölüm yaymaya devam ediyor ve buna kesim çözüm ya bulunamıyor ya da çözüm bulunmak istenmiyor.

Öncelikle cemaat nedir bunu bilmek ve kavramak gerekir. Sosyolojik olarak cemaat: “cemaatin üyelerinin ortaklaşa paylaştıkları bir şeye (genellikle ortak bir ideolojiye ve kimlik duygusuna) dayanan özel olarak oluşturulmuş bir toplumsal ilişkiler bütünüdür.

Bu bağlamda günümüz Türkiye’sinde irili ufaklı 30 farklı cemaat ve tarikat vardır. Bunların belli başlıları; 

Nakşibendi Tarikatı, Nurcular Tarikatı, Kadiri Tarikatı, Halfeti Tarikatı, Ruafi Tarikatı,

Melami (Bayrami) Tarikatı, Sühverdiye Tarikatı, Çeşti Tarikatı,  Şazeliye Tarikatı, Mevlevi Tarikatı dır.

Ayrıca bu tarikatlarda kendi içlerinde kollara ayrılırlar ben size Nurcular tarikatından örnekler vereceğim.

1) Gülen Cemaati (FETÖ), 2) İlim Yayma Cemiyeti, 3) Kırkıncı hocalar, 4) Işıkçılar (İhlas grubu), 5) Yeni Asyacılar, 6) Aczimendiler (Müslüm Gürbüz), 7) Meşveretçiler, 

8) Zehra Vakfı, 9) Kurtoğlu Grubu, 10) Sungurcular, 11) Yazıcılar, 12) Medrese Alimler Vakfı, 13) Alvarlı Efe Cemaati, 14) Hayrat Cemaati, 15) Norşin Dergâhı (Şeyh muhittin mutlu) gibi gruplara ayrılırlar.

 Her cemaatin ne düğü bilinmeyen, zamanında şeyh hoca olarak kabul edilen bir kurucusu ve sorgusuz sualsiz ona tabi olan, kulluk eden müritleri vardır.

Bu cemaatlerle organik bağ kuranların sayısı yaklaşık olarak 2.6 milyon kişidir. Bu tarikat ve cemaatlerin başlıca gelir kaynakları öncelikle bağışlar ve bu maddi bağışlardan elde ettikleri gelirle aldıkları mal ve mülklerin işletilmesi sonucu elde edilen gelirlerdir. Bu cemaat liderleri lüks içinde yaşam sürdürürken bağışçılarına peygamber efendimizin yaşamından dem vurarak onun gibi fakirliklerde yaşamaları telkin edilmektedir.

Bu tarikat ve cemaatlerin çoğu günümüzde şirketleşme ve holdingleşme yoluna gitmektedirler. Bir tarikat ya da cemaate üye olanların %9’u “Ilımlı İslam” tabirini ret edip İslam'ın özünün cihat olduğunu savunuyorlar.

Peki cihad’ın anlamı nedir?

Cihad Arapçada “güç ve gayret sarf ederek, bir işi başarmak için elinden gelen tüm imkânları kullanmak” manasındaki cehd kökünden gelir. İslami literatürde “dini emirleri öğrenip ona göre yaşamak ve başkalarına öğretmek, iyilik emredip kötülükten sakınmaya çalışmak, İslami nefse ve dış düşmanlara karşı mücadele vermektir.” Lakin günümüz Türkçe’ sinde cihad terimi, Müslüman olmayanlarla, İslamı yaymak için savaşmak anlamında kullanılmaktadır.

Tekke ve zaviyelerin kapatılmasına ilişkin kanunun 30 Kasım 1925 yılında yürürlüğe girmesine rağmen 2000 senesine kadar faaliyetlerini gizli sürdürmüşler ve son 20 yıldır da çalışmalarını aleni olarak yürütmeye genç dimağları yıkamaya, Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkarak İslam devletini kurmak için çaba göstermeye devam ediyorlar. 

Bu cemaatlerin yurtlarında kalan çocuklara sadece barınma verip, zorla dini kitaplar okutup, zorla namaz kıldırıp, aslında yüce Allah'ı sevdirip onun ayetlerini anlatarak dini öğretmek yerine, mensubu oldukları cemaatlerin şeyhleriyle korkutup belleklerini yıkayarak çocuklarımızı kendilerine sorgu sual etmeden itaat eden robot misali  müritler ve askerler yetiştirmektedirler.

Bu tarikat ve cemaatlerin ne kadar ileri gidebileceklerini, FETÖ cemaatinden görmedik mi? 

Ben bizzat yaşadığım bir anıyı sizlerle paylaşmak istiyorum. Oğlum İstanbul Marmara Üniversitesini kazandığı yıl bizde devlet yurduna durumumuz iyi başka bir ihtiyaç sahibi evlat yararlansın mantığı ile baş vurmadık. Daha sonra ben özel yurt araştırması yaparken birkaç vakıf yurdu adı altında cemaat yurduyla görüşmeler yaptım. Benden istedikleri para hem fazla idi hem de çocuğuma sadece 4-6 ve 8 kişilik odalarda sadece sıcak bir oda ve sabah kahvaltısı vereceklerini söylediler. 

Ayrıca orada kaldığı müddetçe 5 vakit namazını kılacak, belirli saatlerde kuran-ı kerimi okuyacak ve verilen görevleri harfiyen sessiz sedasız yerine getirecek, günlük tesbihler çekecek ve dini kitaplar okuyacaklardı.

Yurt yetkilisine “Elhamdülillah Müslüman bir aileyiz, büyük anneleri ve dedeleri hacı, ayrıca kendisi aynı zamanda hafız torunu lakin benim çocuğum benim ya da bir başkasının zoruyla değil, yüce Allah'ı sevdiği ve saydığı için bunları yapıyor. Siz bu çocuklara sıcak bir oda ve sabah kahvaltısı vereceğinizi söylüyorsunuz, peki bu çocuklar ramazanda iftar ve sahurda ne yapacaklar?”

Aldığım cevap,” biz ona karışmıyoruz dışarıda halledip gelirler” olmuştu. 

Bende o yetkiliye “siz daha çocukların en temel ihtiyacı olan beslenme ve barınma ihtiyaçlarını tam karşılayamıyorsunuz, doğru dini bilgileri nasıl vereceksiniz” diye sordum.

Bana verilen cevap ise” bize başvuran çok sizin çocuğunuzda dinsiz yetişsin” olmuştu.

Daha sonra çocuğumu Atatürkçü bir yurda verdik, verdiğimiz paraya sonuna kadar değdi, her şeyiyle ilgilendiler sağ olsunlar. Hasta olduğunda doktora götürüp bizleri de telefonla bilgilendirdiler.

Rahmetli Enes Kara’nın videosunu izlerken ilk aklıma bu anı gelmişti. Cemaat ve tarikat yurtlarında kalan öğrenciler için yapılacak tek şey devletin kontrolleri eline almasıyla olur. Velilerde unutmamalılar ki, bize iyi gelen bir cemaat, uğraş ya da hobi bir başkasına iyi gelmeyebilir.

Birde rahmetli Enes Kara’nın babasına sormak istiyorum, 25 senedir zararını görmediğiniz cemaatinize güvenerek emanet ettiğiniz oğlunuz canına kıydı, bundan daha büyük bir zarar olabilir mi acaba? Neden cemaatinizi korumak için “kol kırılsın yen içinde kalsın” misali evladınızın intihara ettiğini düşünüyorsunuz? Belki de Enes’e bu videoyu zorla çektirip onu camdan aşağı atmış olamazlar mı?

Benim aklıma bu deli sorular gelirken, evladınızı hiçe sayarak cemaati korumaya çalışmanıza anlam veremiyorum. 

21. Yüz yıl Türkiye'sinde tekke ve zaviyelerin, külliyelerin, cemaat ve tarikatların yuvalandığı bir ülke olmaktan çıkmalıyız. Özene bezene yetiştirdiğimiz, gözümüzden sakındığımız çocuklarımız dini yurtlarda tacize, dayağa, işkenceye katlanmamalılar. Hatta kendi canlarına kıymamaları için kuran-ı kerimi iyice anlatıp, yüce Allah’tan korkmak yerine onu severek ve sayarak dini vecibelerini yerine getirmelerine yardımcı olmalıyız.

Bunun için de köklü ve düzenli denetimlerin ivedilikle yerine getirilmesi gerekiyor. 

Gerçekten YETER ARTIK şu din simsarlarına dur demenin zamanı geldi de geçiyor bile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
EBRU ERDEN Arşivi