Siz Halim Dede’yi tanımazsınız….

İtiraf edeyim bende tanımıyorum…

Hatta şimdi yaşayıp yaşamadığı hakkında da bir bilgim yok...

Eğer yaşıyorsa kendisine uzun ömürler dilerim..

Hakkın rahmetine erdiyse verdiği hayat dersi nedeniyle kendisine müteşekkir olduğumuzu dillendirir ve  mekanının cennet olmasını dilerim.. 

Gelelim öyküye...

Bu habere rastladığımda insanın bir yerlerine gizlenmiş bir duyguyu bir yeteneği yıllar sonrada olsa  yaşama geçirmek gerektiğine inanıyorum..

İşte Halim Dede bu kişi…

Aslına Halim Dede’nin hikayesi bir mucize mi?

Hayır.. Yaşama sarılma dersi…

Halim Barca 85 yaşında, Manisa'nın Akhisar ilçesinde yaşıyor.

Çocukluğunda da tutkunmuş müziğe, 80 yaşında gitarı eline almış ve tıngırdatmaya başlamış…

Sıkı durum şimdi. Halim Dede bir de beste yapıyor.

Akhisar'da 1934'te çiftçi bir ailenin çocuğu olarak doğan Barca, henüz 7-8 yaşlarındayken müziğe ilgi duymaya başlar O dönem bir saz alıp çalmaya başlayan Barca, babasının tepkisiyle karşılaşır.

Burada bize çıkan küçük bir ders var…

Eğer bir insan bir şeyi istiyor ve o tarafa meylediyorsa önünde durmayın… Yıllar sonrada olsa o bir şekilde ortaya çıkıyor.

Halim Barça’da da öyle olmuş; Aradan geçen yıllarda çiftçilik yapmaya başlayan, evlenip çocuk ve torun sahibi olan, 3 kez hacca giden ve eşini kaybeden Barca'nın her şeye rağmen müzik tutkusu sevgisi hiç bitmemiş..

80 yaşında gitarı eline alan Barça’ya 75 yıl önceki tepkiler yine geldi. Ama o bu kez kendi bildiği yoldan gitti.

Aslında Halim Barca 85 yaşında herkese bir hayat dersi veriyor..

Gitarın bir batı enstrümanı olmasına rağmen klasik gitarda ustalaşmış..

Onun gitarın her teline dokunuşunda geçen yılların özlemi var…

Son bir not: klasik gitarın çıkardığı sesine ud sesi ile büyük benzerlik gösterdiğini biliyor muydunuz? Her iki enstrümanda da bazı akorlarda parmak istenildiği gibi tele oturtulamıyor. bu yüzden tel boğuluyor ve sesi udunki gibi boğuk ve buğulu gibi çıkıyor. Belki Halim dedenin gitar tutkusu ud sesiyle bütünleştiği içindir…