Ohhh be...

Siz okurlarımı bayağı özledim...

Yaşımın gereği daha uzun olan “yıllık izin”imi 5 gün önce bitirdim...

Ben bu sayfalarda yer almadığım zaman diliminde, inanın bana, ülkemizde çok şeyler oldu...

Eminim sizler de biliyorsunuzdur...

Ülkemizin ve dünyamızın bir numarası “enflasyon”, bizi neredeyse yerden yere vuruyor...

Korku duvarını aşan halkımızın bir bölümü, kendi siyasi partilerinin toplantılarında bile yüksek tondan konuşmaya başladı...

3 çocuğunun annesinden ayrılarak 10 yıldır “bekarlığın tadını” çıkaran Cumhurbaşkanı Yardımcımız Fuat Oktay, kendisinden 14 yaş küçük yine Cumhurbaşkanlığı Danışmanı bir hanımefendi ile Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve muhterem eşleri hanımefendi Emine Erdoğan’ın önünde ikinci evliğinin başlangıç yolunu açmak için nişanlandı...

Anlayacağınız, Beştepe de, mutlu bir törene sahne oldu...

Geçen hafta Ege bölgesinde yaşanan orman yangınları, ciğerlerimizi yaktı...

Emeklilerimize, asgari ücretlilere, memurlara yeterli olmayan zamlar yapıldı...

Bir rivayete göre, Cumhurbaşkanımızın mahdumu Bilal Erdoğan, porsiyonu 32 TL’ye pilav satmaya başladı...

Özellikle doların 17-18 TL bandında kısa süreceğini beklediğim “istikrar”ı sağladığı görülüyor...

Dünya hızla faiz artırırken, biz faiz artırmama konusunda istikrarlı tutumumuzu sürdürdük...

Kişisel kredi kartı borçları, ihtiyaç kredileri borçları, konut, taşıt vesaire borçlar, tavanı da deldi, uzaya doğru yol aldı...

Fiyatların geri gitmesinden umudunu kesen halkımız, anketlere göre, çıkış yolunun “erken seçim” olduğu konusunda artık yüzde 70’lerde mutabakat içerisinde...

Bazı önemli kaynaklarım (AKP’li) erken seçimin 6 Kasım 2022 Pazar günü olacağı konusunda önemli duyumlar aldıklarını ifade ediyor.

Ben de bu tarihin önemli olduğunu, 20 yıl süren “erk”in jübile yapacağını tahmin ediyorum...

Beni bu kanaate taşıyanların, ortak fikri ve düşüncesi de bu...

Hatta, filmin çok önceden koptuğunu, yapıştırmanın da olanaksız olduğunu düşünüyor, bazı AKP’li önemli isimler...

***

Çok dikkatimi çekiyor...

Ak Parti’nin kalbini bilen, o zamanki partisince kara çalınmaya çalışılan, 12 yıl İngiltere’de neredeyse sürgün hayatı yaşamak zorunda kalan Turhan Çömez, son günlerde “Kurban Bayramı” nedeniyle de olsa, muhalif TV kanallarının hepsinin canlı yayınlarında yer aldı...

Anlattıkları beni çok etkiledi...

Özellikle annesinin kendisine, “Allah AKP iktidarının bittiğini göstermeden canımı almasın!” dediğini TV kanallarından açıklamasıyla, bir annenin duyduğu acının dışa vurumu olarak beni derinden düşünceye sevk etti...

“Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste” sözünü aklıma getirdi...

Turhan Çömez hakkındaki düşüncelerimi daha önceki yazılarımda da sizlere aktarmıştım...

Benim tek dileğim, her yönüyle son 20 yılın birikimine sahip Turhan beyin mutlaka siyaset sahnesinde yeniden yer alması...

Deneyimleri, yaşadıkları, gördüğü çeşitli suretlerin gerçek yüzünü bilmesi, Türk siyasi hayatımıza çok önemli katkılar sağlayacaktır!..

Genç olması, her kesimi iyi tanıması, yabancı kültürü üst seviyede olması, hitabet sanatı Turhan beyi benim beynimde öne çıkarıyor!..

Aşağıda yer alan cümlelerim hakkında, Turhan beyin ne düşündüğünü bilmiyorum, hiç sormadım da... Bunlar sadece benim düşüncem...

Bana sorarsanız, eğer Turhan bey siyasete yeşil ışık yakarsa, böyle bir fırsatı İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener mutlaka değerlendirecektir...

Turhan bey, her siyasi partiye yakışır, ama bence en çok İYİ Parti’ye yakışır...

Tabii Turhan bey de kabul ederse...

İnanın bana Turhan bey, ülkemizin fabrika ayarlarına kavuşmasına, parlamenter demokrasinin tam rayına oturmasına büyük katkılar verecektir...

Siz okuyucularımın Turhan beyin görüşlerini okuyarak, izleyerek bu konudaki görüşlerini e-posta adresime göndermelerini bekliyorum...