Türkiye büyümeyi anlamış ve hedeflemiş bir ülke iken borçla gelen zenginlik tuzağının içine mi düşürüldü? Kur baskısı, dışa bağımlılık ve Milli kaynaklar nasıl kullanıldı?

Bugün geldiğimiz nokta, yani ekonomideki olumsuz dalgalanmalarla para politikasındaki değişimler neler olacak?

Bu satır başlarına baktığımızda yaşadığımız sıkıntılar belli. Kurlarla yükselme, para birimimizde gerileme görülüyor. Elbette, reform yapmayı amaç ederken, birden mali disiplin dışına sürüklenen hükümet açıklamalarına bakılırsa, bizde henüz kriz yok..

Bu acaba şu anlama mı geliyor?

Bedensel krizin bile, zamanında yapılan gerekli müdahalelerle, oksijen tedavileriyle yaşamsal şansı oluyor. Ama, ekonomiler böyle mi?

Maliye ve Hazine Bakanı’nın büyük bir güvenle açıkladığı “Yeni Ekonomi Programı”, iktidara nefes aldıracak boyutta temel önlemleri içeriyor. Her iktidar, ekonomik daralmalarda iddialı adımlar atmıştır. Şöyle ki:

“Dolar kurları tablosunda Türk lirasının değerinin istikrarsız olduğu ve cari açığın ne kadar arttığını belirten rakamsal göstergeler, geçmiş yıllarda yaşanmıştır. Bir gecede servetlerinin yarıya indiğini görenler kahrolmuşlardır. Ekonomimiz dönem dönem krizlerle boğuşmak zorunda kalmıştır.”

Para oyunları tahribatı yıllarca Türkiye’de görülmüştür.

Dünyada ülkelerin mali politikalarını inceleyerek Türk ekonomisinin dolar cambazlıkları sonucunda nasıl bir çöküşe itildiğini araştıran bir kitaptan söz etmek istiyoruz.

Kitabın adı: “Türkiye’de para ve kur oyunları “Kitabın yazarı: Yüksek Mühendis Orhan Pekin” Ona, kitabındaki belgesel açıklamalarından ötürü, para sihirbazı da diyebilirsiniz. Nedeni ise, ülkemizde geçen gerçek ve acı reçeteli ekonomik olayların bilinmeyen yüzünü göstermesinden ileri geliyor..

Bir çok siyasinin yaptığı büyük hatalar bu kitapta açıklık kazanıyor.

Türkiye ekonomisini ve gerçeklerini bilmeden, millete anlattıkları hamasi sözlerle boşa harcanan günler unutulmamıştır. Dış ticaretin içyüzü ve ekonomik bunalımların geçirdiği safhaları inceleyen bu değerli kitabın dayandığı ana fikir şudur:

“Yanlış para politikası Milli parayı, kötü para yapar.”

Para uzmanı Orhan Pekin’in kitabındaki görüşü şöyledir:

“Davamızın esası olan sağlam para, dünyanın her yerinde aynı kıymettedir. Yıllar geçse de mühim değişme göstermeyen, her zaman alındığı değerle (ufak borsa farkı hariç) satılabilen, bütün para ve kambiyo borsalarında muamele gören paradır.

Böyle bir parayı yaratmak paranın sahibi olan devleti yöneten hükümetlerin ilk ödevidir. Bu görevi yerine getirmek Türk hükümetleri için çok kolaydır. Bunun için ilk şart davayı benimsemektir.”

Bütün dünya devletlerinin üzerinde titrediği, paraların kıymetini koruma önlemleri, çıkarcı grupların oyunlarını bozacak şekilde ayarlanmalıdır.

Maliye ve Hazine Bakanımızın son açıkladığı “Orta vadeli yeni Ekonomi Programı’nın üç ayağı görülmektedir. Ekonomik önemleri, “Dengeleme, Disiplin ve Değişim” kavramları altında toplayan programın detayları, bakalım hangi ipuçlarını verecek?

Paramız üzerinde yabancı devlet müdahalelerinin kökü kurutulup, yeni filizlerin geliştirilmesi için yeni adımlar atılmışa benziyor..

Derhal söyleyelim; tasarruf artırılırsa mali disiplin sağlanmış olur.

AKILDA KALAN BİR SÖZ: “Gün var yılı besler, yıl var ayı beslemez..”