SELAMİ TURGUT GENÇ

SELAMİ TURGUT GENÇ

TEKERLEKLİ PAZAR ÇANTALARI..

Hiçbir şeye aldırmaz haldeyiz. Böyle bir deyimin arkasından şu geliyor:

Aileleri masraftan kurtarıcı teknoloji odaklı çeşitli ürünler o kadar çok bollaştı ki, boğazımızdan yuvarlanan lokmanın önüne geçti.. Enflasyon çığlıkları yüreğimizde, benliğimizde, kafamızda anafor izleri bırakan sinir bozucu ifadelerle buluştu.

İnsanları yatıştırıcı “Lütfen biraz daha bekleyin” sözleri şimdilik statüsünü koruyor.

Çarşıların, pazarların hali ortada. Müşterilerin öfkelerini dindirmeye çalışan esnaf:

“Müşteri daima haklıdır..” mazeretine sığınmaktan başka çare bulamıyor.

Pazar yerleri, alış-veriş mekanları  “otomatik santral sistemleri” gibi aynı tonda ses vermeye başladı. Tırmanan fiyatların önüne geçilemedikçe aynı otomatik sesler müşterilerin “ezberine” yerleşti..

Yazlık dinlence yerlerinde olduğu gibi sabit oturma mekanlarında da bundan farklı görüntüler izlenemiyor. Pazar müşterileri, aynen çıkışı olmayan labirentlerde fiyatların düşmesini bekliyorlar..

İyi bir pazar gözlemcisi olan eşim Sevim Hanım’a sorarsanız onun görüşü daha başka.. Müşteriler birbirinin ağzına bakarak rastgele konuşmalarla fiyatların arz-talep tercihleri üzerinde kafa yormuyorlar. Endişelerinde haklılar ama, bu arz-talep dengesi tarih boyunca hep böyle devam ediyor. Ekonomilerde kurallar bununla işletilir. Alışveriş noktalarına korku ve endişe yerleşti mi, piyasaların işlem birimi körlemesine akışa sürüklenir. Doğru ve yanlışlar birbirine karışır.

Tekerlekli pazar çantalarına bakınız. Sayılarında düşme oluyorsa alışverişler panik yaşıyor demektir.  Yılların verdiği alışkanlıkla kuruşun kıymetini bilmeden yapılan alışverişler damlayan musluklara benzer.

Yaşam alanlarına bakınız. Kentlerdeki gökdelen yarışı,  her ailenin önemli ölçütlerini yansıtır. İnsanlar, bu gökdelen boyutundaki binalara sahip olduktan sonra, birden enflasyon canavarıyla karşılaştığında, birgün geride kalan koşucuların durumuna düşmezler mi?

Gün gelir, boş fıçıdan boş sesler çıkar. Geçmişten beri deneyimli aileler, geleneksel tasarruf ölçülerini kaçırmazlardı. Burada anlatılmak istenen fikir şu:

Teknolojinin pastasını yerken, cepteki deliğinde çapı unutulmamalıdır.

Şair Orhan Veli’nin destanlaşmış şiirlerinden birinde şöyle akılcı bir söz gizlidir: “Cep delik, cepken delik.. Kevgir misin be kardeşlik..” 

Dünya, insanların boğaz ve midesi arasındaki yolu parselleme peşinde.. Buradaki anahtar kelime, tekerlekli pazar arabalarının durumudur. Çarşılara finans gücü veren bu araçlar gene ekonomi alanlarımızı süslemelidir..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SELAMİ TURGUT GENÇ Arşivi