DR.AKKAN SUVER

DR.AKKAN SUVER

İki ülkeden notlar…

İki ayrı, iki farklı, iki birbirinden uzak ülke... Azerbaycan ve Makedonya

Önce Bakü, Azerbaycan parlamento erken seçimleri vardı. Ülkemizi temsilen parlamento erken seçimlerinde uluslararası müşahit statüsünde gözlemci olarak bulundum. Demokrasiyi özümseyen Azerbaycanlı kardeşlerimiz gene demokrasinin bir parçası olan erken seçimi bir fırsat olarak değerlendirmişler ve gelecekleriyle ilgili yeni bir yol haritası çizmek için erken seçime başvurmuşlardır. 1300 civarında aday, 125 bölgede, 125 milletvekili seçilebilmek için koşuşturdular. 121 milletvekili çıktı.4 bölgede, yapılan seçimleri ise Yüksek Seçim Kurulu iptal ederek, yenilenmesine karar verdi. Azerbaycan batı normlarında seçme ve seçilme konularında böylelikle titizliğini de ortaya koymuş oldu.

Bakü seçimlerinden sonra Üsküp'e geçtim.

Son Makedon diye adlandırdığım önceki Cumhurbaşkanı Gjorge Ivanov'la beraber oldum.

Her gün biraz daha derlenen, toparlanan ve güzelleşen Üsküp'te dostlarımla da bir araya geldim.

Bu arada gerçekleştirdiğim bir ziyaret sonrası oluşan duygularımı da sizlerle paylaşmak istedim.

İnsan hafızası unutmakla anılır!

Oysa bazı sevinç ve acıların unutulmaması gerekir!

Bu konuda Yahudi dünyasının yaşadıkları acıları yaşatmasını ve gelecek nesillere aktarmasını her zaman takdir etmişimdir.

Üsküp'te insanlıktan nasibini almamış kişiler tarafından sırf Yahudi oldukları için yok edilen 7.144 kişinin anısına inşa edilen Yahudi Soykırımını Anma Merkezi'ni ziyaret ettim.

Bu merkez; Yahudi Soykırım kurbanları için özel olarak Kudüs, Berlin, Washington'dan sonra dünyada kurulan dördüncü anma merkeziymiş.

Arkadaşlarım Sezgin Bilgiç ve Cengiz Balkan'la beraber ziyaret ettiğim anma merkezi, gerçekte Makedonya'nın farklılığa ve çok kültürlülüğe verdiği yüksek önemin de işaretlerini taşımaktadır.

Acı da olsa hatırlatmakta yarar görüyorum ki; Mart 1943'te Bulgar polisi, Üsküp, Bitola ve Stip'teki Yahudileri zorla bir kampta toplar. Daha sonra da hepsini Treblinka'ya nakleder. O dönemde Nazi müttefiki olan Bulgaristan, imzaladığı bir anlaşma ile bünyesindeki Yahudileri yok etmeyi taahhüt eder ve Makedonya'daki Yahudi nüfusunun yüzde doksan sekizi yok edilir.

Bu acı olayın abidesi olan anma merkezi gerçekte böyle faciaların bir daha tekrarlanmasına engel olma amacı da taşımaktadır. Böyle merkezler yarın başka milletlere aynı şeylerin yapılmaması yönünde olumlu bir örnek olarak nitelendirilebilir.

Burada bir duralım ve düşünelim!

Balkanlardan kapı dışarı edilen Türklerle ilgili biz ne yaptık?

Bulgaristan'dan, Yunanistan'dan, Eski Yugoslavya coğrafyasından kovulan Türklerle ilgili bizim herhangi bir müzemiz var mı?

Bunu bir kışkırtma duygusu ile söylemiyorum!

Gelecek nesillerin bir daha böylesine acılar yaşamaması için gündeme getiriyorum.

Ve takdirle belirtiyorum ki, Yahudi toplumunun bu konudaki dikkati her türlü övgünün üzerindedir.

Elbette günümüz Makedonya'sında bugün çok kültürlü, çok bilgili, çok dinli, çok etnisiteli bir barış ortamı vardır. Belki de bu ortamın oluşması Rahibe Teresa'nın varlığından güç almaktadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
DR.AKKAN SUVER Arşivi