Büyükşehir Belediye Başkanları Ankara'da Cumhurbaşkanı tarafından kabul edildiler. Ben bunu yerinde ve gerekli bir merhale olarak kabul ediyorum.

Zira ömrü boyunca diyalog, daha çok diyalog diyen birisi için bu çok önemli bir adımdır.  Önemli olan yan yana gelmedir. Yine önemli olan hizmetlerin, demokrasinin vazgeçilmez kuralı olan uzlaşma ile sağlanmasının kapısının aralanmasıdır. Devlet yönetiminde küsme, alınma olmaz. Bunu en güzel bir biçimde merhum Süleyman Demirel dile getirmişti. "Siyasette dün, dündür. Bugün, bugündür."

Yine siyaset, yaşanan günü değil, yaşanacak yarınları görme ve insanları idare etme sanatıdır. Dolayısıyla, hiç kimsenin birbirini dışlamadan, ötekileştirmeden, dayanışmaya ulaşmasına matuf her eylem, her etkinlik bizim nazarımızda hayırlı bir harekettir. Unutmamak gerekir ki, belediyeler hizmet merkezleridir. Orada yaşayanların suyu akmalıdır. Elektriği yanmalıdır. Çöpü alınmalıdır. Yol kenarında çiçeği açmalıdır. Hizmette başarı da emek ve inanç kadar ekonominin ve diyalogun önemine inanan biri olarak, Cumhurbaşkanı ve Büyükşehir Belediye Başkanları'nın yan yana gelmesini bir fırsat olarak değerlendirmekteyim.

Bu yan yana gelme, konuşma, birbirini dinleme toplu ve birlikte yaşamanın bir icabıdır. Elbette siyasi partilerin varlık sebebi sürdürülebilir başarıdır. Elbette her siyasi parti, ortaya koyduğu her güzel eseri kendisinin hanesine yazacaktır. Bunlar demokrasi yarışının kulvarında görünen ve görünecek olan işlerdendir.

Ama bütün bunlar gerçekleşirken saygı, sorumluluk elden bırakılmamalıdır. Seçim sırasında söylenen sözlerin önemi yoktur. O sözler dün de kalmıştır. Bugün hizmet kapısının önünde meseleler sıraya girmiş beklemektedirler.

Zira büyük şehirleşmeyle birlikte "dolmuş-gecekondu-apartman" üçlüsü hayatımıza girmiştir. Yine büyük şehirlerde, birbirleriyle akrabalık bağı bulunmayan birçok ailenin iç içe yaşama zarureti, ciddi meseleleri beraberinde getirmiştir. Çok eski olmayan bir tarihte, mahallede cenaze, düğün gibi acı ve tatlı günlerin birbirlerine yakın insanları, apartmanlarında öleni/doğanı duymaz olmuşlardır.

Zira yüzyıllar önce Yüce Peygamberimiz; "Sizden hiçbiriniz iman etmedikçe Cennet'e girmeyeceksiniz."

"Sizler birbirinizi sevmedikçe iman etmiş sayılmayacaksınız." diye buyurmuştu.

Yüce Peygamberimizin maksadı "suçlar ve cezalarla" İslam'ı ve insanı sevmek ve sevdirmek değil; sevgiye, saygıya, emeğe, akla, ilme dayanan bir düşüncenin ifadesidir.

Dolayısıyla ben Cumhurbaşkanımızın bu davetini birbirimizi sevmemiz ilkesinin hayata geçirildiği günlere olan hasretimizin son bulması dileğiyle, değerlendiriyorum.