Özel: Emeklinin bayram ikramiyesinden Erdoğan çalmıştır

Özel: Emeklinin bayram ikramiyesinden Erdoğan çalmıştır
Özgür Özel, TBMM grup toplantısında emeklinin sofrasından çalınanlara dikkati çekti. Özel, “Emekliye bayram ikramiyesinde ilk verildiğindeki bin lira, 24 kilo kıyma alıyormuş, şimdi verdikleri 3 bin lira 6 kilo kıyma alıyor. 24 kilo kıymanın 18 kilosunu emeklinin bayram ikramiyesinden Recep Tayyip Erdoğan çalmıştır” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM grup toplantısında emeklinin sofrasından çalınanlara dikkati çekti. Özel, “Emekliye bayram ikramiyesinde ilk verildiğindeki bin lira, 24 kilo kıyma alıyormuş, şimdi verdikleri 3 bin lira 6 kilo kıyma alıyor. 24 kilo kıymanın 18 kilosunu emeklinin bayram ikramiyesinden Recep Tayyip Erdoğan çalmıştır” dedi. İktidarın vatandaşın sırtından geçindiğini kaydeden Özel, “31 Mart’ta korkutanlar değil korkmayanlar kazanacak. 31 Mart’ta ötekileştirenler değil ötekinin hakkının kendi hakkı gibi savunanlar kazanacak. 31 Mart’ta toplumun yarısını şeytanlaştıranlar değil kardeş gibi hepsini kucaklayanlar kazanacak. Toplumun tamamına sahip çıkanlar kazanacak. 31 Mart’ta Türkiye kazanacak, Türkiye İttifakı kazanacak” dedi.

“TRT BÜTÜN GÜN ORADA AMA BİZDEN BİR ŞEY VERMİYOR”

“TRT yayına geçti. Şu anda bizi haftada 7 dakika veriyor, o kıymetli 7 dakikanın içindeyiz. O zaman TRT’ye dönük 7 dakikalık bir konuşma yapalım. Tabii duyar duymaz çıkmazlarsa. TRT Anayasal kurum. TRT Kanunu Anayasa’ya dayanılarak çıkarılmış. Anayasa’nın 133’üncü maddesi diyor ki, TRT özerktir ve tarafsızdır. Yani TRT tarafsızlığını kaybederse Anayasa suçu işler. Buna göre TRT Kanunu çıkmış. Beşinci maddesi tarafsızlığı ve doğru haberciliği tarif ediyor. Bakın şimdi o TRT, tarafsız TRT, İstanbul, İzmir, Ankara büyükşehir belediye başkan adayları. RTÜK’ün Sayın üyesi Tuncay Keser, 2 günlük TRT yayını ile ilgili çalışma yapmış. Murat Kurum 29 dakika 12 saniye verilmiş, rakibi Ekrem İmamoğlu sıfır. İzmir adayı Hamza Dağ 26 dakika 30 saniye, rakibi Cemil Tugay sıfır. Turgut Altınok, 17 dakika 50 saniye, Mansur Yavaş sıfır. Bunların kanununda tarafsızlık yazıyor, yapmış oldukları yayında tarafsız davranacaklarını ve doğruluktan ayrılmayacaklarını bu Meclis çıkardığı kanun ile onlara talimat vermiş. AKP’nin bir kamu televizyonunu, partisinin yayın organı haline getirdiğinin göstergesi. Eğer yayındaysa televizyonları başındaki bütün vatandaşlarımıza şikayet ediyorum. 1 Ocak 2024’ten bu yana Tayyip Erdoğan’ın ve AK Partili yöneticilerin canlı yayınları. 2 bin 592 dakika. Beni verdikleri süre 43 dakika. Bu 43 dakikanın tamamı burada verdiği 7 dakikalar, 6 dakikalar ve ardından aday tanıtım toplantımızda verdiği 9 dakika. Bunun dışında TRT ekranlarında yer almak mümkün değil. Bir de TRT emekçilerini alıyor, yolluyor. Programımızı tam takip ediyorlar. Eskiden kaset olsa 5 kaset dolduruyorlar. 1 dakika bizi vermiyorlar. Ne diye verecek? Bir şansızlık, hata, protesto olursa verecek. Hoş, geliyorlar, başımız üstündeler. Genel merkezde ilk gelen, son çıkan muhabir kameraman TRT’nin, 1 dakika haberimiz yok. Yahu o kameraman niye maaş alıyor? O muhabir orada niye çırpınıyor? Ne zaman vereceksin? Genel Merkez yanarsa haber yapacak herhalde. Daha ne yapacaksın? PM yapıyoruz, toplantı yapıyoruz, açıklama yapıyoruz, TRT bütün gün orada ama bizden bir şey vermiyor. Genel Merkez yanarsa verecek. Beni ne zaman vereceksin? Beni de herhalde ölürsem cenaze törenimi verecekler canlı. Aha da buradan söylüyorum arkadaşlar, er geç, yarın öbür gün ölür de gidersek dirime gelmeyen cenazeme de gelmesin. Hiçbir yere yasak koymadım, TRT’yi cenazeme istemiyorum. Dirimde olmayanın ölümde de gözü olmasın. Birazcık utanma, çekinme olur.”

“TRT DEDİĞİM ANDA YAYINDAN ÇIKMIŞ”

“Bu insanların vergileri ile maaş alıyorsunuz. Ben TRT dediğim anda TRT yayından çıkmış arkadaşlar. Ben size bir anekdot anlatayım. 15 Temmuz akşamı, Meclis kapalı. 14 Temmuz gecesi kapattılar, gittiler. Nöbetçi grup başkanvekiliyim. Ankara’dayım. 15 Temmuz akşamı uçaklar uçmaya başladı. Tanklar harekete geçti. Haber geldi. Asker darbe yapıyor. Ankara’daki bütün milletvekillerimizi önce genel merkeze çağırdık. Genel merkezde kısa bir değerlendirme yaptık, dedik ki ‘Darbenin kimden, nereden geldiğine, kime olduğuna bakılmaksızın şunu yapmak durumundayız. Darbeler iktidara yapılır, bütün dünya muhalefete bakar. Ana muhalefetin gözünün içine bakar. Biz bu darbede demokrasi ve Meclis’ten yana olup darbenin karşısında olmalıyız.’ Aradım, hepsi şahit Meclis’in çıkardığı kitaplarda yazıyor. AK Parti Genel Başkan Yardımcılarını, grup başkan vekillerini, Meclis Başkanını, başkanvekillerini. Dedik ki ‘Parlamento kapalı, her darbe parlamentoyu hedef alır. Açalım. Açık tutalım.’ Koştuk ve geldik. Direndik. Meclis Başkanı çağırdı, yanında ve kürsüde görev aldık. Konuşma yaptık, seçilmiş parlamentonun arkasındayız. 100 yıllık partiyiz, seçime gireriz, çıkarız. Yeneriz, yeniliriz. Demokrasinin arkasındayız. Meclis’in arkasında, darbenin karşısındayız dedik. Bombardıman başladı, Meclis’in ışıklarını kapatmak istediler, karartmak. Meclis’i vurdular. 7 tane bomba geldi. Bir tanesi çatıya. Müze olan yere geldi. Tonlarca ağırlığındaki avizeler birbirine vuruyor. Meclis Başkanının koruması zorla Meclis Başkanı ve bizi aşağıya aldı. Dedik ki ‘Aşağıdaki sığınakta devam edeceğiz.’ Meclis’in canını okudular F16’larla. Sığınakta sabaha karşı 03.00 oldu. Çok acıktık, çok susadı herkes. Şekeri olanlar var. Konuşamıyor.

“DARBE GECESİ ATATÜRK’Ü HATIRLADILAR”

“Su bulalım, çıkalım derken bir arkadaş dedi ki nereden buluruz. Üyeler lokantasından bir kapı önce depo var. O deponun içinde sular istifli, ben biliyorum dedi. Gel gidelim dedik. Bir kolumuzda o arkadaş bir kolumda milletvekili arkadaşım. Karanlıkta hemen 300 metre ötede kıyamet kopuyor. Genelkurmay’ın önünde. Genelkurmay’a en yakın noktadır o oda. Son odayı bulduk, kapısının ikisini tutturup iki ayağımla vurdum, açıldı gitti kapı. Girdik içeriye su bulacağız. Işık yaktık cep telefonunun, bir baktım TRT Stüdyosuymuş. Meclis’in TRT Stüdyosuymuş. Bir kapı evvel kırmışız. Baktım oraya Allah Allah koca stüdyo var burada. Ertesi gün darbe savuşturulunca TRT geldi soruyor. Ne yapıyorsun, ne ediyorsun? Yahu dedim burada stüdyo varmış, hiç haberimiz yok. 5 yıllık milletvekilliyim. Kimleri çıkarıyorsunuz? Dediler ki kusura bakmayın, bundan sonra sizi de çıkaracağız. Birkaç gün sonra o stüdyoda konuk oldum. Bunları anlattım. Dediler ki ‘Darbede hep birlikteydi Türkiye bundan sonra kutuplaşma yok, sizi de burada bol bol ağırlayacağız.’ Arkadaşlar oymuş. 9 sene sonra bir kere daha ne ben, ne grup başkanvekillerimiz, ne milletvekillerimiz o stüdyonun kapısından girmediler. Darbe gecesi Atatürk’ü hatırlayıp bayrak asanlar, Özgür Özel’i demokrasi kahramanı ilan edenler, genel başkanımıza grubun tavrı için tebrik telefonu açanlar, bugün TRT’nin yayınında TRT’nin adını alınca yayından kesiyorlar. Yazıklar olsun. Gün olur devran döner bunun hesabı sorulur.”

SAKARYA’DA ERDOĞAN’IN MİTİNGİNDE TOPLANAN PANKART

“Hafta sonu Sosyalist Enternasyonal toplantısı için Madrid’teydim. Ben Madrid’te Sosyalist Enternasyonal üyesi 140 tane üyenin temsilcilerinin karşısına geçtim. Daha önce mektup ile çağrıda bulunmuştum. Hamas’ın yaptığı terörist saldırılardan sonra İsrail’in verdiği orantısız cevap, Filistin’de çocukları, kadınları öldürmektedir, 30 binin üzerinde insan katledilmiştir, buna sessiz kalamayız dedim. Ukrayna’daki çocuklar da, Filistin’deki çocuklar da, Afrika’daki çocuklar da, Asya’daki çocuklar da bizim dedim. Gelin dünyada barışı savunan, savaşın karşısında pozisyon alan sol, sosyal demokrat, sosyalist partiler olarak gelin Filistin’deki mezalimi bitirelim dedim. Ben oradayken ve bunları konuşuyorken Tayyip Erdoğan, Sakarya’daydı. Bir pankart açtılar. İsrail ile ticaret utancı sonlandırılsın diye. Sonra kahraman Türk polisi sanki vazifesiymiş gibi, sanki o pankartta uygunsuz bir şey yazıyormuş gibi gidip apar topar pankartı toplattılar. Pankart sadece ‘İsrail ile ticaret sonlandırılsın’ olsa da pankart bir talep pankartıdır. Pankartı açanlar biliyorlar ki bu ticareti Tayyip Erdoğan’ın ailesi yapıyor. Pankartı açanlar biliyorlar ki bu ticareti 300 araç ile Cuma namazına Tayyip Erdoğan ile birlikte, koruma, çakarlar, sirenlerle giden, etrafındaki bir avuç zengin iş adamı yapıyor. Biliyorlar ki bu ticareti Tayyip Erdoğan’ın bilgisi dahilinde yandaşları yapıyor ve Tayyip Bey ve ailesi İsrail ticaretinden pay alıyor. Biliyorlar ki bu ticaret 2002 yılında İsrail ile yapılan ticaretin yüzde 532 arttığını biliyorlar. Biliyorlar ki İsrail ile en çok ithalat yaptığı 10 ülkeden bir tanesi Türkiye’dir. İsrail ile en çok ticareti olan ülkedir. İsrail’e yollanan, örneğin bir zamanlar Ukrayna’ylaydı, şimdi İsrail’e giden o gemilerin ana taşıdığı maddelerden bir tanesi azotlu gübre. Ne yapılıyor azotlu gübreden, patlayıcı yapılıyor. Bomba yapılıyor. İnkar et belgesini koyayım ortaya. İsrail’e giden gemiler gübre taşıyorlar. O gübre hammaddesinden bomba yapılıyor, patlayıcı yapılıyor. Filistin’in üstüne yağıyor, birileri bal tutuyor, Filistin’deki felaketin üzerinden Tayyip Erdoğan da parmağını yalıyor. Yazıklar olsun.”

“HEM FİYATA ZAM YAPIYOR, HEM DE GRAMAJDAN ALIYORLAR”

“Biraz önce söyledim, acı bir reçete geliyor. 31 Mart seçimlerinden sonra kemer sıkma, zamlar ve tasarruf genelgeleri ardı ardına gelecek. 31 Mart’a kadar her şeyi bastırıyorlar. Biliyorsunuz Ankara’da simitçiler odası simidi 15 lira yaptı, 10 liraya indirttiler. Şimdi dün Türkiye Fırıncılar Federasyonu ramazan pidesi fiyatı ilan etmiş, pideyi 15 lira yapmış. Böyle duyarsan pide yüzde 50 zamlanmış. Enflasyona da zaten yüzde 60 küsur diyorlar, iyi dersin ama işin içinde bir oyun var. Ona bir bakalım. İşte size ramazan pidesi. Geçen sene 300 gram pide 10 lira, bu sene 250 gram pide 15 lira. Yani hem fiyata zam yapıyorlar, hem gramajdan alıyorlar. Böyle olduğunda zam yüzde 80. Hani enflasyon yüzde64’tü? Kaldı ki bu ülkede herkes biliyor. Ekmek ve ramazan pidesini fiyatı hep enflasyonun altında baskılanır çünkü referans fiyattır. Çünkü herkes onunla karşılaştırır. Sonuçta ramazanda oruç tutulacak. İftar yapılacak ve pidenin hem 15 lira, yüzde 50 zam yapıp, hem de buradan 50 gramını alıp vatandaşa yüzde 64’lük enflasyona göre ki onun da gerisinde zam verdiler, ramazan pidesine yüzde 80 zam yapmışlar. Emeklilerle ilgili bayram ikramiyesi var. Buradan hatırlayalım. 2015 seçimi CHP’nin emekliye bayram ikramiyesini müjdelediği seçimdi. Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu emekliye bir maaş ikramiye dedi. İlerleyen süreçte bunu emekliye bir asgari ücret ikramiye dedik. 7 Haziran’da vermeyiz dediler, seçimi kaybettiler. 1 Kasım’a kadar ortalık toz duman, o karmaşanın içinde biz de vereceğiz dediler. 2015’te söz verip, 2018’de bin lira verdiler. Her seçimde azıcık arttı. Bu seçimde artırma sözü verdiler, 2 bin liraydı. Kendileri basınlarına sızdırdılar, 5 bin vereceğiz diye. Hesap kitap yapıp 3 bin lira verdiler.”

“24 KİLO KIYMANIN 18 KİLOSUNU ERDOĞAN ÇALDI”

“Şimdi 2 bin liralık bayram ikramiyesi 3 bin lira yapılan emekli orada ucuz kıyma kuyruğunda, hesabı bir kıymaya vuralım bakalım. Bizim dediğimiz 17 bin lira değil ilk verildiği günkü bin lira 24 kilo kıyma alıyormuş. Emekliye bayram ikramiyesinde ilk verildiğindeki bin lira, 24 kilo kıyma alıyormuş, şimdi verdikleri 3 bin lira 6 kilo kıyma alıyor. 24 kilo kıymanın 18 kilosunu emeklinin bayram ikramiyesinden Tayyip Erdoğan çalmıştır. Eğer dediğimiz gibi olsa, 17 bin lira olacak olan bayram ikramiyesi şimdi 3 bin lira. 17 bin lira olsa 35 kilo kıyma alacak. Bizim dediğimiz verilse, ilk günkünün 2 katı ama bugün 24 kilo kıyma alabilen emekli, 6 kilo kıyma alabiliyor.18 kilosu sofrasından çalınmış bir süreçle karşı karşıyayız. Biz örneğin Mansur Başkanın, Ekrem Başkanın, Aydın’da topuklu efemizin, İzmir Belediyemizin, Antalya, Adana, Mersin’de belediyelerimizin çeşitli uygulamaları var. Biz bunları 1 Nisan sonrası hepsini bir çatı altında toplayacağız ama genelde şu var. 2 kilo Aydın’da et veriliyor, Ankara’da 1 kilo veriliyor. Bir başka yerde emekli yardımı daha farklı ama örneğin Ankara kart ile yoksul emekliye ayda bin lira veriliyor. Yani yılda 12 bin lira veriliyor. 2’ye bölsen, 2 bayramda veriyormuş gibi, 6’şar bin lira. Yani bugün AK Parti iktidarının verdiği 3 bin liranın 2 katını ihtiyaç sahibi emekliye Mansur Başkan Ankara kart ile veriyor. Yetmiyor, 500 lira doğalgaz parası yatırıyor, yetmiyor 1 kilo da istediği kasaptan almak üzere et parası yatırıyor. Bugün bu uygulamalar ortadayken AKP pidenin gramajından çalmakta, 5 bin lira söz verdiğini 3 bin lira yapmakla meşgul. Buradan bir çağrıda bulunuyoruz. Gelin bu kartı, emekli kartına çevirelim. Gelin 3 gün daha çalışalım. Bir emekli kart çıkaralım. Emekli karta hem almaları gereken, hak ettikleri farkı, yani 17 bin lira olması lazım, 3 bin. Hem 1 kilo değil bu milletin Meclis’i emeklisinin halinden anlar, hiç olmazsa 15 günde bir kilo et, kıyma alacak meseleyi yükleyelim. Doğalgaz indirimi yükleyelim, elektrik faturasında indirim yükleyelim. Belediyelerin verdiği hizmetlerde indirimde geçecek bir kart yapalım. Emekliye hiç olmazsa bu seneyi çıkaracak, bir rahat nefes aldıracak, ulaşımda da kullanacağı 65 yaş için, orada kimlik filan göstermek zorunda kalmayacağı bir bütünleşik emekli kart uygulaması getirelim.”

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.