Alper Gezeravcı'nın Uzayda Gerçekleştirdiği Tarım Deneyi: Yeni Bir Dönemin Başlangıcı

Alper Gezeravcı'nın Uzayda Gerçekleştirdiği Tarım Deneyi: Yeni Bir Dönemin Başlangıcı
Türk uzay programının gururu, astronot Alper Gezeravcı'nın uzayda gerçekleştirdiği ilk deney, bilim dünyasını heyecanlandıran bir gelişme olarak kayıtlara geçti. Bu tarihi deney, "Ekstrem Halofit olan Schrenkiella Parvula'nın Tuz Stresine Verdiği Yanıtların Uzay Ortamında Araştırılması" adını taşıyor.

Türk uzay programının gururu, astronot Gezeravcı'nın uzayda gerçekleştirdiği ilk deney, bilim dünyasını heyecanlandıran bir gelişme olarak kayıtlara geçti. Bu tarihi deney, "Ekstrem Halofit olan Schrenkiella Parvula'nın Tuz Stresine Verdiği Yanıtların Uzay Ortamında Araştırılması" adını taşıyor. Yaşar Üniversitesi ve Ege Üniversitesi'nden değerli akademisyenlerin öncülüğünde yürütülen bu proje, uzayda tarımın geleceğine ışık tutuyor.

Uzayda Tarımın Öncüsü: Schrenkiella Parvula

Tuz Gölü'nün endemik bitkisi Schrenkiella Parvula, bu deneyin odağında yer alıyor. Uzay koşullarında tuz ve diğer stres faktörlerine verdiği tepkiler, bitkinin bu yeni ortama nasıl uyum sağlayacağını gösteriyor. Bu çalışma, toprak tuzluluğunun giderek artan bir çevresel sorun olduğu günümüz dünyasında, tarımın geleceğine yön verecek önemli bilgiler sunuyor.

Bitkinin Uzaya Uyumu ve Potansiyeli

Doç. Dr. Barış Uzilday, ekip olarak bitkinin tuzlu ortama nasıl adapte olduğunu anlamaya ve bu bilgileri tarımsal bitkilerin tuz stresine yanıtını iyileştirmek için kullanmayı amaçladıklarını belirtiyor. Uzaydaki tarım çalışmaları için kritik olan bu adaptasyon, Ay ve Mars'ta kurulacak koloniler için de hayati öneme sahip. Bitkinin, regolit adı verilen, canlılık içermeyen Ay ve Mars topraklarını tarıma uygun hale getirmede potansiyel bir öncü olabileceği vurgulanıyor.

Uzay Ortamında Çimlenme Deneyi

Deney, bitkinin uzay ortamında da yer çekimli dünyadaki tolerans karakterini sürdürüp sürdüremeyeceğini test ediyor. Uluslararası Uzay İstasyonu'nda gerçekleştirilen çimlenme süreci, bu bitkilerin uzaydaki tarım çalışmalarında kullanılabileceğinin ipuçlarını veriyor. Bitkilerin mikro yer çekiminde nasıl büyüdüğü ve tuz stresine verdiği yanıtlar, uzay tarımının geleceği için kritik veriler sunuyor.

Uzay ve Dünya Ortamları Arasındaki Farklar

Deney sonuçları, yer çekimi ve mikro yer çekimi ortamlarında bitkinin metabolik yanıtlarındaki farklılıkları ortaya koyacak. Bu, bitkinin uzay ortamına nasıl adapte olduğunu anlamamızı sağlayacak ve gelecekteki uzay tarımı çalışmalarına yön verecek.

"İnsanlık için faydalı olabilecek sonuçlar doğurma potansiyeli var"

Doç. Dr. Barış Uzilday, bitkinin orada kazandığı biyokütlenin kendileri için çok anlamlı olacağını vurgulayarak, bunun bitkinin büyüme performansını göstereceğini söyledi.

Bitkinin bulunduğu ortamdaki koşullara uyum sağlaması halinde büyümesinin stressiz koşullara göre az etkilenmesini beklediklerini dile getiren Uzilday, şu değerlendirmede bulundu:

"Eğer stres koşulları bitki üzerinde olumsuz etkilere sahipse biyokütle düşecektir. Bizim test etmek istediğimiz önemli şeylerden bir tanesi bu. Yani bizim Tuz Gölü'nde büyüyen bu bitkimiz mikro yer çekimi koşullarında bu stres toleransını devam ettirebilecek mi? Eğer ettirebiliyorsa bu çok iyi. Çünkü o zaman hem yaşam destek sistemlerinde hem de Ay ve Mars'taki regolitlerde öncül bitki olarak kullanılma potansiyelinin yüksek olduğunu gösterir.

Başka bir sonuç ise bu karakterini sürdüremediği tuz stresine daha hassas hale geldiği olur. Bu bitkinin kullanılamaz hale geldiği anlamına gelmez. Bunun dışında mikro yerçekimi koşulları altında aktifleşen bazı genler var. Bu genlerin dünyada da stresli koşullarda tolerans sağladığı gösterilmiş. Bu tarz genlerin keşfedilmesi de mümkün. İnsanlık için faydalı olabilecek sonuçlar doğurma potansiyeli var."

"Orada boncuk boncuk gözyaşlarımız döküldü"

Uzay aracının fırlatılması anındaki hislerini de aktaran Uzilday, o an Türkiye'den gidenler olarak çok yoğun duygular yaşadıklarını aktardı.

Uzilday, projesinin seçilmesinin ve uzaya gitmesinin gururunu yaşadığını dile getirerek, "Uzayda çok basit diye adlandırabileceğiniz bir deneyi yapmak çok kompleks. Çünkü her basamağın çok hassas tasarlanması gerekiyor. İkinci bir şansınız yok. O yüzden çok yoğun bir hazırlık süreci geçirdik. Bu bizi yordu diyebilirim. Ama o fırlatma anını görünce insan yoğun duygular yaşıyor. Orada boncuk boncuk gözyaşlarımız döküldü. Çok tarihi bir an. Oradakiler 'Türkiye'nin milli uzay programında, Türkiye'nin bu uzaya yaptığı hamlede benim de katkım var, ben de oradaydım.' diyebilecekler. Biz de o gururu taşıyoruz."

Doç. Dr. Rengin Özgür Uzilday ise deneyin insanlık için önemli sonuçlar vereceğini belirterek, yaşadığı mutluluğu dile getirdi.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.