İSMAİL SAYGILI

İSMAİL SAYGILI

ZALİMLİK ve ORANTISIZLIKTIR

Hep söylenir: ”Zalimlik yaptı, Yapılan zalimliktir” diye.

        Tarihteki en zalim kimdir sorusuna, -Nemrut veya Fravun- diye yanıt verilir.

        Gerçekte ise, Türk toplumunun da dahil olduğu İslam yöneticilerinden biridir. Bu kişi; Hz. Peygamber’i doğup büyüdüğü topraklardan sürgün (hicret) olmak zorunda bırakan Emevi Süfyan aile mensubu zorba halifedir.

       İslam’da “haram” olan saltanatı kuran adamdır.

       Ebu Süfyan, müşrik Mekke’nin egemeni ve Emevi soyun başıdır.

        Veda Hacı sonrasında, mecburen\kerhen İslam’ı kabul eder. Halife Ebubekir, Ebu Süfyan’ı ailesiyle birlikte kutsal şehirler olan Mekke ve Medine’den uzaklaştırır. Şam eyaleti valiliğine ve oradaki ordu komutanlığına atar.  Ebu Süfyan’dan sonra yerine oğlu Muaviye geçer.

       Halife Osman isyancılar tarafından şehit edilirken, isyana katılmayan tek eyaletin yöneticisi ve kuvvetin komutanı olarak seyreder. Fakat sonra, “Osman’ın kanını, Ali’den dava eder. Oysa Ali; Medine’de ikamet eden sıradan bir mümin idi. isyancılardan korumak için Halife Osman’ın kapısına iki oğlunu dikmişti. İsyancılar da arka duvardan atlayıp eve girerek halifeyi katletmişti. Başlarında da halife Ebubekir’in oğulları Abdullah ile Abdurrahman vardı.

      Muaviye, Veda Hutbesi’nde peygamberin irad ettiği vasiyetini çiğner. Eyalet ordusuyla İslam Devleti’ne isyan eder.Yenileceği aşamada mızraklarının ucuna Kur’an sayfalarını takarak uzatır. Halife Ali, daha fazla kan dökülmesini önlemek amacıyla savaş sonucunu “hakem kararına” bırakır. Hakem hilesiyle Muaviye ölene kadar halife olur. Ölünce Ali oğlu Hasan halife olacaktı.

      Ancak Mıaviye bununla yetinmez. Önce kendine biat toplar. Sonra, dinin haram saydığı “saltanat” kurmak plan işletir. Devletin bütün “makam” ve “Beytülmal”ını rüşvet vererek önce kendisi, sonra oğlu Yezit için biat toplar; veliaht ilan eder.

      Zalim saltanatları yıkan İslam dininde saltanat sistemini kurar.

      Liyakatsız ve defolu bir kişilik sahibi olan Yezit de; kendisine biat etmeyen Ali oğlu Hüseyin, Ebubekir oğlu Abdullah ve Ömer oğlu Abdullah üzerine yoğun baskı kurar.

     Mekke-Medine valisine buyruk gönderir. “Ali oğlunun ya biatını, ya başını al” diye emir verir.

     Vali, istifa ederek emri ifadan kaçınır.

     Ali oğlu Hüseyin de, dedesi gibi yurdunu terk etmek üzere ailesiyle yola çıkar. Halife Yezit yönetimine göre Küfe’ye; Hz. Hüseyin’in beyanına göre diyar-ı Rum’a gidecektir. Fakat Yezit buna izin vermez. İslam Ordusu, Hüseyin’i ailesiyle Kerbela’da kuşatır. Kundaktaki çocuktan bile Fırat suyunu esirger. Erkeklerin hepsini katleder. Kadınları “üryan” ve katledilenlerin başlarını mızrak ucunda Şam’a getirir. Emevi Camii’nde teşhir eder; halka gözdağı verir.

      Bu orantısızlık, dünya durdukça en büyük zalimlik olarak anılır.

      Yapılan zalimlik; sadece ümmet-i Muhammed’i değil, bütün insanlığı titretmiştir.

                                        *****

      Günümüzde de orantısız güçlere tanık olmaktayız.

      Demokratik bir seçim için devletin bütün makam, hazine ve inzibat güçlerini yanına alarak iktidarın bütün gücüyle muhaliflerine galebe çalmak da orantısızlıktır. Demokrasilerde de ahlaksızlıktır.

      Oysa demokrasi ve seçim, eşit şartları zorunlu görür.

      Dünyanın her yerinde ve her zaman; terör lanetlenir ve insanlık suçu sayılır.

      Yıllardır Türkiye, terör kıskacındadır. Fakat yirmi yıldır yöneten iktidar; yıllarca ayırımcı terör örgütüyle dirsek teması yaparak, radikal şeriatçı terör örgütlerin kimini hoş görerek,  kimiyle işbirliği sağlayarak; dahası, topluma korku salarak seçimler kazandı.

      Ama nihayet “şapka düştü, kel göründü.”

      Son seçim sürecinde de İslam inancının en büyük günah saydığı iftira silahına sarıldı. FETÖ işbirliğiyle TSK’ya yapıldığı gibi; bu kez de rakiplere kumpaslar kuruldu. Birinin namusuna dil uzatıldı. Bir diğeri, montaj kasetlerle teröristlerin yanında gösterildi.

       Modern zamanların en büyük acımasızlığı ve orantısızlığı gösterildi.

       Türk demokrasinin bütün kazanımları, ekonomik kazanımları gibi yok edildi.

      “Alnı secde gören” kandırmasıyla kefene cep dikmek aşamasına gelmekten öte millete ne verildi?

      Babacan’ın dediği gibi; “200 bangot” ilk piyasaya çıktığında 234 dolar satın alıyordu; 25 Nisan 2023 itibarıyla da sadece 9 dolar alabiliyor.

      Gel de “Bekri Mustafa’yı hatırlama!...

      (Not: 14 Mayıs’ta yapılan seçimi, 28 Mayıs’ta Cumhurbaşkanlık 2. tur seçimi yapıldı.)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İSMAİL SAYGILI Arşivi