YSK, yani Yüksek Seçim Kurulu 16 Şubat 1950’de kuruldu…
YSK, 1961 ve 1982 Anayasası’nda yerini korudu…
YSK, bilindiği gibi seçimlerin yapılış şeklini ve sonuçlarını belirleyen, İTİRAZI olmayan kurul…
YSK üyelerinden 6’sı Yargıtay’dan 5’i Danıştay’dan seçiliyor…
Yani 7’si asil, 4 yedek üyelerin tamamı yargıç…
Buraya kadar güzel…
Bana göre yanlış olan, YSK’nın verdiği kararların İTİRAZ mercii olmaması…
Araştırmalarıma göre, 1. derece (ilk) mahkemenin kararına İstinaf Mahkemesi’ne İTİRAZ edilebiliyor…
İstinaf’ın kararına Yargıtay’a İTİRAZ edilebiliyor…
Yargıtay’ın kararına Anayasa Mahkemesi’ne İTİRAZ edilebiliyor…
Anayasa Mahkemesi’nin kararına da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne itiraz edilebiliyor…
Yani, bir kararın kesinleşmesi, o kadar da KOLAY olmuyor…
Ancak, YSK’nın 7 yargıcının verdiği karara yapılan İTİRAZ yine bu kurulun kararıyla kesinleşiyor…
YSK kararları KESİN…
Yani İTİRAZ mercii yok…
7 kişinin ülkenin seçilenleri hakkında verdiği karara neden İTİRAZ mercii yok?..
YSK kararları AYM’ye açık olmalı…
Dolayısıyla, YSK kararları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de açık olmalı…
Seçimlerle ülkenin geleceğine oy atılıyor, alınan karara İTİRAZ yok!..
1950’den beri süren bu uygulama, yapılacak yeni Anayasa’da mutlaka değiştirilmeli…
Ülkenin kaderi, geleceği 7 kişinin oyuna bırakılmamalı!..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.