RECEP ARSLAN

RECEP ARSLAN

Vatandaş habersiz olunca

Dünya Bankası fonları Türkiye’ye geliyor. AB Fonlarının da Türkiye’ye aktarımları var. Dünya Bankası ile ve AB ile ipleri koparmak o kadar da olay ve faturasız değil. Dış siyaset sadece Dışişleri Bakanlığı’nın işi değil. Savunma Bakanlığı da, Turizm Bakanlığı da, Ticari işleri takip eden bakanlar da, ithalat ve ihracat işleri de, hatta sağlık ve Eğitim Bakanlıkları da dış dünya ile, başka milletlerle ve devletlerle ilişkili. Hem de çok ilişkili.

 

Xxxx

 

Bilhassa Anadolu’daki esnaf, KOBİ işletmecileri, iş yapmak isteyen vatandaşlarımızın bilgilendirilmesi gerek. Bunun için Küresel Danışmanlık şirketi kurup tüm taşrayı adım adım gezerek işadamlarını, girişimcileri, yatırımcıları, iş yapmak isteyen imkeansız insanları bilgilendirmeye çalışan-çabalayan kahramanlar var.

2010 yılı itibarıyla 12 milyon işsizi vardı ülkenin. Bu rakam şimdilerde 13 milyonu aşmış durumda. Devlet elbette işsizliği gidermek, her vatandaşına iş ve aş vermek gayretinde. Bunun için her meslek alanına ayrı şartlarda teşvikler veriyor. Bu teşvikler genellikle yabancı kaynaklardan sağlanıyor. Dünya Bankası ve AB hibelerinden oluşan bir kaynak var.

Tamam ama vatandaş hangi alanlara hangi şartlarda teşvik verildiğini bilmiyor. Fazili kıredi zannediyor verilenleri. Halbuki çoğu yüzde 50-yüzde 75 oranında karşılıksız, yani geri ödemesi yok. TİKA, KOSGEB, Tarım ve Gıda Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, TÜBİTAK ve daha bir çok kuruluş puroje şartlı hibeler veriyor.

 

Xxxx

 

Her teşvik hırsız üretir. Bunu önlemek için denetimin çok ciddi ve yaptırımlı olması gerekir. Esasında benim devlet anlayışıma göre devlet denetleme demektir. Bana göre devlet, milletin talebiyle kurulmuş, oluşturulmuş bir üst resmi organdır. Devlet sonra dönüp milletten korkarsa o devlet kendi yerini bilmiyor demektir.

Devlet millet fertlerinin can, mal, ırz, hak, vatan, bayrak, dil, irfan, medeniyet güvenliğini sağlamak için var edilmiştir. Devlet bunu yapmak için alt yapı denilen yatırımları yaparak vatandaşın önünü açar, kanunlar koyar ve sonra da bu kanunların cari olmasını sağlamak için gereken tedbirleri alır. Devlet bir yasaklama organı değildir. Devlet vatandaşlarının yapıp-etme isteklerini gerçekleştirebilmesi için şartları hazırlayan bir üst kurumdur.

 

 

Xxxx

 

Ancak tembel, fırsatçı, istismarcı, çıkarcı, bedavacı, emeksiz kazanma peşinde olan vatandaşlar vardır. Devletin verdiği her teşvikten haberdardırlar. Çünki hayatlarının merkezine yerleştirdikleri teşvikleri yakından takip ederler. Hemen her teşvikten yararlanmak için, sahte fiş, fatura, irsaliye, tarla, imalathane, dış ticaret göstergeleriyle devletten teşvik alırlar. İşte devlet burada denetleme teşkilatıyla ortaya çıkmalı ve uygunsuz hak edişlerde bulunan insanları bir daha böyle bir işe tevessül edemeyecek duruma getirecek cezayı uygulamalıdır. Devlet denetlemedir, denetleme de ciddiyeti ve yaptırımı kadar değerlidir.

 

Kültür Bakanlığı kütüphanelerine kitap alıyor yayınevlerinden. Toplu satış ve peşin ödeme ile yayınevlerine teşvik veriyor. Basın İlan Kurumu resmi ilan dağıtıyor yazılı basına. Tarım Bakanlığı tarla yüzölçümüne göre, üretilen ürün cinsine göre, yetiştirilen hayvana göre sahiplerine teşvik veriyor. Bir çok alanda imalathane sahiplerine makine sayısına , ya da çalıştırdığı işçi sayısına göre teşvik veriliyor.

Ama denetim ciddiyetten uzak, alelusul, keağıt üzerinde yapıldığı ve bir yaptırımı olmadığı için teşvikler heba oluyor ve iş yapmak cehdindeki insanlardan önce istismarcıların eline geçiyor.

 

 

Xxxx

 

Bir köyde 10 tane süt ineği olana hayvan başına şu kadar teşvik vaat etmişti devlet. Köyde sadece 10 inek vardı. Ama her evde ahır vardı ve her ev süt ineği besleme teşviki alıyordu. Nasıl oluyordu bu iş derseniz dinlediğimi anlatayım.

Ahırlar iki kapılı. Önde ve arkada. Denetim elemanları gelmiş ahırları dolaşıyorlar. Denetim elemanlatıyla birlikte inekler de öteki ahıra geçiyor. Her ahırda gözleriyle gördükleri hayvanların teşvikini onaylıyorlar.

 

<