Kadrolar geldiğinde Cocu’nun değişik bir oyun planı uygulamayacağını öğrendik. Geçen haftadan tek değişiklik Köybaşı’nın yerine Kaldırım’ın oynamasıydı. Kendi adıma Reyes’in olması ve Eljif’in onbire çıkmaması şaşırtıcıydı. Ancak Reyes orta sahada oynadığı ilk maça göre kendi yerinde hiç de fena değildi doğrusu. Hasan Ali’yeyse ayrı bir parantez açmalı. Ortaları, ara pasları, kaleciye ulaşan iki etkili şutu ve direğin izin vermediği uzak vuruşu, Ayew’in ilk yarıda atamadığı yüzde doksan dokuzluk pozisyonun ara pasını verişi, yine Ayew’in attığı goldeki; “Al da at” tarzında sol önden yaptığı Andre’nin kafasına kondurduğu servis hakikaten görülmeye değer hareketlerdi. Hasan Ali adeta bir sol bek gibi değilde, bir oyun kurucu-bir 10 numara gibi oynadı Saracoğlu’nda. Ne denebilir ki? Çok eleştirildi. Ama yılmadı ve sonunda başardı. Tek kelimeyle maçın adamıydı.

Şenol Güneş maç öncesi yazımda da yazdığım gibi santraforlarını klübede oturttu ve Babel’i kaydırdı en öne. Love ve Larin’e olan güven eksikliğiydi bu tercihin sebebi. Babel’in attığı harikulade gol Güneş’in planının tutması anlamına geliyordu. Ancak devamını getiremediler. Güneş önde dört silahşörüyle; Oğuzhan, Babel, Lens, Ricardo,  oynayınca, Llajic ister istemez hamle oyuncusu olarak elde tutuldu. Ancak Atiba’nın çabasına ve iyi oyununa rağmen, Tolgay ve Oğuzhan’ın pasif kalışları özellikle ilk yarıda Fenerbahçe’nin hem iyi oynamasına hem de net pozisyonlar bulmasına imkan sağladı. Oysaki Beşiktaş’ın Fenerbahçe’yi baskılayacağı tahmin ediliyordu maç öncesinde.

COCU PROAKTİF DAVRANDI

Atamayana atarlar klişesi devrenin bitimine beş dakika kala hem de hiç beklenmedik bir anda gerçekleşince, bu durum ikinci yarıda negatif yönde etki etti ev sahibine. İlk yarıdaki etkili, iştahlı, kazanmaya aç takım yerini silik bir takıma bıraktı. Phillip oyuncu değişikliklerinde doğru hamleleri tam da ihtiyaç duyulan zamanlarda yaptı. Eljif-Topal ve Atıf-Valbuena değişiklikleri oyuna enerji katma, topu ve takımı biraz daha öne atma hedefiyle yapıldı. Keşke Ekici’nin oyuna girişi de tam zamanında yapılabilseydi. Nedense çok geç kalındı bu değişiklikte. Bu değişiklik daha önce yapılabilse ve Benzia yerine Jailson çıkabilse, belki oyun çok riske edilmiş olacaktı ama 4-1-4-1 ile Slimani’nin arkasında hem Benzia hem de Mehmet’le daha etkin bir oyun oynanabilirdi son çeyrekte. Bu arada Valbuena’da şikayet etmeyi bırakıp işine bakmalı. Hatta evinde karşılaşmayı tekrardan izleyip kendi performasını değerlendirmeli. “Kocaman beni yedek bırakıyordu ama Cocu da oynatmıyor. O zaman hata bende” diyecek erdemi gösterirse ancak o zaman takıma katkı ve fayda sağlayabilir. Yoksa Fransız ununu elemiş, eleğini erkenden asmış gibi geldi bana. 

Bence her iki takımda istediğini alamadı ama Kayserispor, Kasımpaşa, Galatasaray, Başakşehir ve Trabzonspor’un puanlar kaybettiği haftada Fenerbahçe mutlak kazanmalıydı. Fener’in tek tesellisi ilk yarıda oynanan iyi oyundu. Açıkcası şans da yanlarında değildi. Ne zaman ki tek devrelik Fenerbahçe iki devrelik Fenerbahçe’ye evrilir, işte o zaman keyifler de yerine gelir.