SENİN ESKİ BENİM ESKİ
Hoca'nın ilk karısı ölür, rahmetli olur
Hoca'ysa tek başına perişan halde kalır
Hiçkimse gelip sormaz Hoca'nın ahvalini
Hoca da gurur eder anlatamaz halini
Bu böyle sürer gider, aradan yıllar geçer
Üzüntü, elem derken, Hoca biçare düşer
Evden dışarı çıkmaz inzivaya çekilir
Karısının yasını kendisine hak bilir
Merak eder komşular, Hoca'nın yokluğunu
Karısının ölümü çok üzdü derler bunu
Toplanır birkaç kişi giderler ziyarete
Her kim ne sorar ise Hoca girmez sohbete
Başlarlar teselliye, herkes başka şey söyler,
Siz güzel söylersiniz, halim ne olacak der
Söyle ne istiyorsun Hoca derler, çekinme
Böyle bekar, perişan bakın der şu. halime
Aman Hoca kolay der, içlerinden birisi
Yeter ki, sen evet de kolay derler gerisi
Bakarlar sağa sola bulurlar bir dul bayan
Ancak derler bu olur Hoca'mızı anlayan
Götürürler Hoca'ya. kıyarlar nikahını
Bir anda neşelenir Hoca'nın sıkkın canı
İlk zamanlar çok mutlu geçer gider günleri
Ölenler unutulur, yeniler alır yeri
Fakat çabukça geçer cicim gülüm ayları
Biri der eski kocam, biri der eski karı
Bir akşam yine yatar Hoca ile karısı
Överler eskileri, olur gece yarısı
Hoca der, yeter artık, uyumamız gerekir
Benden yana çok geldin, birazcık öte çekil
Yaptığı dırdırından hanım kıyıya gelir
Hoca da fırsat bilip aldırmazdan yüklenir
Kadın bu darbe ile yataktan yere düşer
Bu yaptığın doğru mu, ne oluyor Hoca der
Senin eski, benim eski dördümüz bura yerleşti
Sığamadık bir yatağa, kıyıdaki yere düştü.