İBRAHİM GÜLEÇ

İBRAHİM GÜLEÇ

SEN İÇERİDEN BEN DIŞTAN

Hoca'nın bir zamanlar kış bütçesi açıkmış 
Ne kadar hesap etse bütçe açığa çıkmış 

O kadar uğraş vermiş, yolunu bulamamış 
Eve de erzak lazım ne yapsa alamamış 
Tek çaresi merkebi satmak gelmiş aklına 
Ne kadar üzülse de katlanacakmış buna 

Alıp götürmüş hemen merkebini pazara 
Tellala teslim eder biraz da verir para 
Tellal başlar merkebi bir güzelce övmeye 
Eğitilmiş bir hayvan, gerek kalmaz dövmeye 
Hızlıdır rüzgar gibi, uzun yolu tez alır 
Rahvandır bir at gibi kim binerse hoş olur 
Güçlüdür, çalışkandır asla yorulmak bilmez . 
Her gün yüke tutsanız asla bıkkınlık gelmez 

Çüş demeye gerek yok, anlar ve hemen durur 
Deh dedirmez kendine zaman gelince yürür 
Tellal böyle dedikçe Hoca da dinler imiş 

Ne iyi hayvanmış da bilmemişim ben dermiş 
Tellalın sözlerine alıcılar toplanmış 
Kalabalık içine bizim Hoca da dalmış 
Pazarlığa girmişler açık artırma ile 
Hoca kendi de girmiş merkebi bile bile 

Herkes ne fiyat verse Hoca üstüne çıkmış 
Hoca'nın fiyatından alıcılar hep bıkmış 
Kendinin eşeğini Hoca yeniden almış 
Hoca'nın bu haline tellal da şaşa kalmış 

Hoca almış merkebi yeniden dönmüş köye 
Nerdeyse gidecekti, kazandık diye diye 
Bak hanım demiş Hoca boşa geçti koca gün 
Hanım ise Hoca'ya kardayız demiş bugün 
Aman hanım der, Hoca söyle neymiş karımız 
Yaklaş biraz, yaklaş der, duyar komşularımız 
Köye bir tuzcu geldi, kepek verdim, tuz aldım 
Koldaki bileziği kepek içine saldım 

Tuzcu öte dönünce hemen bu aklı buldum 
Az kepek karşılığı fazla tuz almış oldum 
Aferin hanım sana çok iyi işe girdik.

<