ŞAHANE PAZAR
Alanyaspor'un taktik anlayışı Farioli'den önce ve Farioli'den sonra diye ikiye ayrılıyordu aslında. İtalyan teknik adam "kaleci ayakları iyi olan bir futbolcudur. Gerekirse stoper, gerekirse ön liberodur. Gerektiğinde geriden oyunu kuran kilit oyuncudur" düşüncesindeydi geldiğinden beri. Kafasındaki kaleci faktörü onu böylesine gereksiz ve klişe haline getirecek bir düşünce tarzına sevk etmişti.
Aslında Farioli’nin ipliğini pazara Abdullah hoca çıkarmıştı. Takımının fizik gücünün ve kapasitesinin farkında olan Avcı, oyuncularına yaptırdığı baskıyla Alanyaspor'u geriye itip hem kendi sahalarına hapsetmiş hem de Marafona'ya yapılan ekstra ön baskı Alanyaspor'u hatalar zincirine sokmuştu.
Karşılaşma öncesinde İsmail hocanın takımına ilave bir taktik anlayışı vermesine gerek yoktu kanımca. Hafta içi Alanya -Trabzon karşılaşmasını oyuncularına izlettiyse, taktik TV ekranında ayan beyan ortadaydı zaten. Kartal için önde baskı açısından tek dezavantaj Mert Hakan'ın yokluğu ve Mesut'un da yüzde yüz hazır olmamasıydı. Hoca özellikle Mert'in olmayışını Osayi'yi sağ öne, Ozan'ı da sağ arkaya almakla çözmek istemişti.
Her iki takımda iştahlı başladılar oyuna. Alanyaspor Efecan, Umut ve Emre ile şanslar yaratmaya çalıştı. Fenerbahçe'yse Osayi, Mesut, Dursun ve Rossi vasıtasıyla gelen fırsatları değerlendirmeye gayret etti. Derken 26'da Altay'ın Rossi'ye nefis assistinden gelen ve Rossi'nin son anda hamle yapmasıyla Marafona'yı avlayan golüne şahit olduk. Altay'ın gole yaptığı asist, Rüştü'nün 2008 Avrupa Futbol Şampiyonasında Hırvatistan önünde Semih'e yaptığı asistin başka bir versiyonuydu adeta. Gol sonrası Fenerbahçe Serdar Dursun ve Miha ile farkı artırma şanslarını iyi kullanamadı. Devre biterken de Altay müthiş bir refleksle Kim’in hatalı dokuşunda gole izni vermedi.
OYUNCULAR ARTIK SORUMLULUK ALIYORLAR
Futbolun güzelliği sonuca giden her türlü aksiyona gebe olmasıdır. İkinci yarıya daha atak başlayan Fenerbahçe Rossi'nin güzel vuruşuyla direğe takılsada, oyunun devamında Zajc'ın doğru anda ve doğru yerde olmasıyla penaltı kazandı. Pes etmeyen Alanya bir kaç dakika sonra Tayfur'la farkı bire indirdi. Farkın ikiye çıkması Feneri, “biz oyunu nasılsa aldık” psikolojisine sokarken, Alanyaspor'u maçı bırakmamaya itti. Skor 1-2 olunca moral motivasyon olarak yalpalayan, ne yaptığını bilemez halde oynamaya başlayan Fenerbahçe'yi Altay'da kurtaramadı. Novas'ın şutunu tokatlamak yeterli değildi genç kaleci açısından çünkü yine Tayfur topun başında bitti ve Alanyaspor forması altında ikinci golünü atarken tabelayı da dengeye getirdi. Ardından Juafran'ın şutunu kurtaran Altay bu sefer takımının hem oyunda hem de skorda kalmasını sağladı.
2-2 ile birlikte bu sefer uyanan Fenerbahçe oldu. Çok sık atağa kalkmayan Attila'nın güzel ortasında Rossi Arda'nın önüne "golü yap" diye indirince genç oyuncuya sadece dokunmak kaldı. Bu arada Fener'in ileri ucundaki forvetler kaleci Marafona'yı baskılayarak pres yapmaya her an devam ediyorlardı. Sahneye gecenin yıldızı olan Rossi çıktı son bir kez daha. Gayreti ve süratiyle Alanyaspor defansının içine sızarken gönderdiği şut direkten dönüp Pelkas’a asist oldu. Fark uzatmalar başlamadan ikiye çıkınca Fenerbahçe rahatladı. Perdeyi Arda'nın milimetrik ölçümlü asisti ve Berisha'nın kafası kapattı.
Gecenin Notu: İsmail hoca nokta oyuncu değişiklikleri ile oyunu çevirdi. Futbol şansı da yanında oldu. Arda hakkında Alanya karşısında gösterdiği cesareti Trabzon'a karşı da gösterebilseydi İsmail hoca, Arda'dan son 15 dakikada faydalanabilirdi. Fenerbahçe İsmail Kartal önderliğinde sadece seri zaferler kazanmakla kalmıyor maçlara bakacak olursanız. Trabzon maçından sonra Alanya karşılaşmasında da Fenerbahçe'de takımın fizik gücü, taktiksel anlayışı ve bence en önemlisi oyuncuların tek tek sorumluluk almaları hep pozitif yönde gelişti. Crespo-Zajc artık orta merkezin sahibi olduklarını tekrar belgelediler. Rossi sahanın en iyisiydi. Arda her maç en az son yirmi-otuz dakika oynamalı. Fenerbahçe’nin son iki haftadaki oyun gelişimine bakarsak, ligi ikinci sırada bitirmeleri sürpriz olmayacaktır.