CEMAL KARABAŞ

CEMAL KARABAŞ

O DİREĞİN ALTINI ŞİMDİ ARIYOR MUSUN?

O direk , her sabah 12 nolu otobüsten inip karşı kaldırıma geçtiğim noktada,  Noterlik dairesi önünden sola kıvrılırken  gayri ihtiyari dikkatimi çeken küçük sokak lambası direğidir…

O direğin ben de mühim izi var.

 Her  sabah o direğe doğru yürür, o noktadan kıvrılıp yukarıya, ofisime doğru yürürüm. 

 O direğin altında , o sahipli sahipsiz finoların  diplerini koklayarak bacaklarını kaldırıp  işedikleri noktada  her sabah bir sokak kızı bekler…

Kızıl saçları kıvrım kıvrım. Gözleri ela, değirmi yüzlü, orta boylu,  kilolu, her zaman, küçük çiçekli basmadan entarisi ile sıradan  bir ev kadını izlenimi uyandırır bende.  Yirmi beş otuz ya da otuzbeş yaşındadır.  O civar sakinleri gibi gözleri çekik değildir. 

Her sabah o direğin altında bekler. 

Kimi bekler? Bilmiyorum.

Beni mi bekler , sanmıyorum.   O günlük geçimini sağlamak için müşteri bekler !

Ben her sabah her halükarda  o direğin çevresini dolaşır işyerine giderim. Yukarıya doğru  direkten sağa dönerken bakarım  gene o orada. Vakur ; eyvallahı yokmuşçasına…

İnkar edemem ; o beni görünce mahcup başını eğer, yere  bakar; ben de  onun mahcubiyetini görmemek için bakışlarımı başka yere çeviririm.

Macera arayacak yaşı çoktan geçtim.  İhtiyatı elden bırakmam. Diyalog yolları aramam.

Sebebini belki  hiçbir zaman  bilemeyeceğim; içim eziktir; tanımadığım bu kadının başına gelenlerden benim sorumluluğum yok mu ?  

O direğin altında, bu kadını sokağa düşüren ben miyim?

Üstelik tanımıyorum bu insanı. Tanımadığım halde  neden bu kadar  acı çekiyorum ? Alnımda bıçak yaraları; şerha şerha… Nereden nasıl aldım ben bu yaraları?..   

Her ne olursa olsun, gün ışığıyla o direğin altında başlayan hareket, koli koli şişelerin arasından  birahanelerin, içkili kulüplerin  arasında  sahipleri kaybolmuş, harap konakların cümle kapısında, ayakçaklarda  kadınlar sığışır. Gecenin geç saatlerinde konsomatris kadınlar iner rıhtıma doğru. 

Bir şeyler konuşurlar. Sokağa çapkın bakışlar atarlar. Oltaya düşecek balıkları bekler. Huyunu suyunu aldıkları yaşlı adamların kollarından çekiştirip dururlar;

  • Gelsen e lan!
  • Git lan o.pu!

Bu zavallı kadını bu saatte bu karanlık sokaklara çeken nedir?  O direğin altında gezinen sosyete finosu  koklayarak ne arıyor; kime mesaj atıyor ? 

<