NELER ÇEKTİM BEN / 'AKŞAMELOG' ŞART ABİCİM
Şaşıyorum, akşamcıların sorunlarını kimse dert edinmiyor. Bunları ela almaya kimse tenezzül etmiyor. Oysa alkol problemi o derece görkemli boyutlarda ki, genç insanların sağlığında aile huzuruna kadar önemli tahribatlar yapıyor.
Konu tıptan sosyal bilimlere kadar o denli geniş kapsamlı ki. Üniversite fakültelerinde tek tek yapılan çalışmalardan millete bir yarar gelmez.
Efendim şimdi, Güneydoğu malumunuz, siyaset biliğiniz gibi, ekonomi duvara toslamak üzere,dolar uçurtma olmuş, sen ne diyorsun be adam dediğinizi duyar gibiyim. Ben önemli bi yaraya parmak basmaya niyetliyim ve bu konudaki “çok değerli” fikirlerimi de aktaracağım…
Nerede kalmıştım…
Psikoloji ile tıp eşleşti. Deli doktorunun türlüsü çıktı. Uzmanlık dalları bini aştı. Ama henüz “akşamcı”ların dertleri ile uğraşacak bir “Akşamelog” uzmanlık dalı ortada yok.
“Akşamcı”ya laf anlatabilmek için tıp ve sosyal bilimleri tüm felsefe ve psikolojiyi üstün düzeyde bilen dehalar gerekli. Sıradan adamların akıl vermeleri “akşamcı”da ters tepkiler yaratır.
Doktor hastayı yola getirmeye uğraşıyordu: “Günde kaç şişe bira içiyor sunuz?” Hasta: “Sekiz on şişe.” Doktor şaştı: “Ben bu kadar su içmem yahu!” Hasta hak verdi: “Ben de.”
Canım şimdi kaşarlanmış akşamcıların böyle yavrucaklardan akıl alması olası mıdır? Kurdun kuzudan ders aldığı görülmüş mü?
Doktor hastanın muayenesini bitirdi, durum belliydi ama yine de nezaketten sordu: Alkol alır mısınız?” Hasta hemen cevapladı: Yalnız olmaz doktorcuğum! Siz de beraber içerseniz.”
Yaşlı baba çok fena düş kırıklığına uğramıştı:
“Oğluma tıp öğrenimi yaptırayım doktor olsun diye bütün ömrümü harcadım. Karşılığında ne gördüm? Diplomasını aldığı gün bana sigara ve rakıyı yasak etti.”
Aile doktoru kendini içki kumar kadın ve sefahata kaptıran gence sabırla nasihat verdi: “İçinize dönük yaşamalısınız.” Delikanlı cevapladı: “Denedim. İlgi çekici bir şey bulamadım.”
Aileye bebek geldi. Tüm akraba ve tanıdıklar doğum evine doluştu. Çiçekler tebrikler gırlaydı. Halalar, teyzeler, amcalar, dayılar, nineler, dedeler bebekten ayrılmak bilmiyordu. Hepsi birden karar verdi: “Ah yavruummm! Tıpkı babası.” Genç anne mırıldandı:
“Yok zararı! Sağlığı yerinde olsun da.”
Zavallı kadıncağız bu mutlu gününde neden böyle düşünebiliyordu? Kocasının sarhoşluğundan bezmişti de ondan…
Akşamcıların konuşmalarından bir anekdot:
“Sen karınla ne için evlendi?” “herkesden başkaydı da ondan.” Bir soru daha: “Peki bu başkalık nereden geliyordu?”
“O da benimle evlenmek istiyordu da ondan!..”
Akşamcı dostuna soruyordu: “Sendin değil mi hani karısına tutumlu davranması gerektiğini savurganlığın kötülüğünü anlatacak olan? Ne oldu? Yaptın mı konuşmanı?” Arkadaşı “Yaptım” dedi. “bir sonuç çıktı mı?”
“Çıktı… Sigarayı bıraktım.”
İki komşu ailenin kadınları dertliydi. Kocaları çok içiyordu. Bir tanesi komşusuna yine rica etti. “Ayşe’nım bana sizin şişe açacağını yollar mısınız?”
“Yollayamam daha uyanmadı” dedi öbürü…
Efendiiimmm, bu haftada buraya kadar, gülümsetebildiysem mutlu hissedicem kendimi.
Haftaya görüşmek dileği ile, sağlıcakla kalın emi?..