Mizahı hoş görmek
Dr. Akkan SUVER
Geçen hafta edebiyattan söz etmiştim. Şairsiz, yazarsız, romancısız, münekkitsiz bir devirde yaşıyoruz.
Gazetelerin köşelerinde rast geldiğiniz yazarların çoğu bir veya iki sene sonra yok olup gidiyor. Sabun köpüğü misali...
Gazetelerimiz aykırı düşünceleri içlerinde barındıramadıkları için bulundukları tiraj girdabından çıkamamanın perişanlığını yaşıyorlar. Aykırılık karikatüristle başlar. Mizah yazarıyla devam eder.
Oysa altmış sene önce şairlerin, yazarların olduğu günlerde karikatüristler ve onlarla birlikte mizah yazarları vardı.
Daha doğrusu mizah vardı.
Mizah dergileri vardı. Bunların yazarları, çizerleri en sulu konuları ciddiyetle ele alan yüksek zekâ sahibi insanlardı. Yusuf Ziya Ortaç ve Orhan Seyfi Orhon'un çıkardıkları Akbaba Dergisi mizahın bütün güzelliklerini benim neslime aksettirmişti. En uzun soluklu mizah dergisi olarak Akbaba hassasiyetlere saygı göstermesine rağmen acımasız eleştirel tavrı ile ciddi bir muhalefet dergisiydi. Hemen eklemek gerekir ki, Akbaba'nın hiç bir siyasi kuruluşla kan bağı yoktu.
Haftalık Akbaba Dergisi'nin elli beş yıllık mazisinde yayınlanan her sayısında Necmi Rıza, Ramiz, Nehar Tüblek, Mim Uykusuz, Bülent Şeren, Cafer Zorlu, Ratip Tahir Burak, Zeki Beyneren akla gelmez çizgilerle tenkitlerini ortaya koyarlarken, Aziz Nesin, Muzaffer İzgü, Yusuf Ziya, Rıfat Ilgaz, Ercüment Ekrem Talu ise yazılarıyla Faruk Nafiz de taşlamalarıyla dalgalarını geçerlerdi. Kimse onlardan rahatsız olmaz, kimse de onları rahatsız etmezdi.
Bu ağırbaşlı muhalifin yanı sıra zehir zemberek muhalefet mizahının bütün inceliklerini karikatür ve yazılarıyla ortaya koyan Aziz Nesin'in Zübük, Marko Paşa dergileri, Oğuz Aral ile Turhan Selçuk'un Tef Dergisi, İlhan Selçuk'un Dolmuş ve Taş Dergileri de son elli yılın önemli mizah dergileriydi. Bunları daha sonra belden aşağı vurmakta bir sakınca görmeyen Gırgır, Çarşaf, Fırt, Limon, Hıbır gibi dergiler izledi.
Mizah ve karikatür demokratik rejimlerin göstergesidir.
Gene altmış yıl önce her gazetenin birinci sahifesinde bir karikatür yayınlanırdı. Cumhuriyet'te Ali Ulvi, Hürriyet'te Ratip Tahir Burak, Dünya'da Mim Uykusuz, Milliyet'te Bedri Koraman, Son Posta'da Orhan Ural, Akşam'da Cemal Nadir Güler, Yeni Sabah'ta Altan Erbulak, Tercüman'da Semih Balcıoğlu, Ulus' ta Ferruh Doğan ilk aklıma gelenler.
Zaten karikatür denilen nesne gıdasını muhalefetten alır. Zira karikatüristin yaptığı sadece haber verme değil, olayı mizahi bir gözlükle yorumlamadır.
İktidar erkini elinde tutanlar, muhaliflerine ne denli aldırmazlarsa, ters orantılı olarak o denli güçlenirler.
Bir gün Bedri Koraman Milliyet'te Başbakan Demirel'i kötüleyen bir karikatür çizer. Öğleye doğru Başbakan Süleyman Demirel, Milliyet'i arar. Kimse telefona çıkmak istemez.
"Sen çizdin. Sen konuş" diyerek telefonu Bedri Koraman'ın eline tutuştururlar. Endişe içinde Bedri Koraman telefonu eline alır, Özel Kalem telefonu Başbakan'a bağlar. Telefonda Demirel'in sesi duyulur; "-Bedri ne güzel çizmişsin, orijinalini imzala bana gönder. Odama asacağım. Hadi eyvallah!" O karikatür şimdi Isparta'da Süleyman Demirel Müzesi'ndedir.
Devlet adamının seviyesi tahammülüyle orantılıdır.
Menderes'in başbakanlığında Büyük Tuluat ustası Muammer Karaca,"Ednan Bey Duymasın"diye bir piyes oynuyordu. Kapalı gişe oynayan ve Başbakan'la dalga geçen bu piyesi, bir pazar günü Adnan Menderes de gitmiş, seyretmişti. Kendisine atfedilen esprileri gülerek, alkışlayarak izlemesi üzerine aynı piyes bir yıl daha kapalı gişe oynamıştı. İktidarının son yıllarına kadar gayet hoşgörülü olan Adnan Menderes, 1960'lı yıllara gelindiğinde hırçınlaşmış ve tahammülsüzleşmişti. O'nun muhalif basının ve mizahçılarla, karikatüristlerin üstüne gitmesi talihsizliği altmışlı yıllardadır. Her şeye rağmen Bedii Faik ve Falih Rıfkı Atay Dünya'da, Çetin Altan Akşam'da, Metin Toker Akis'te, Ahmet Emin Yalman Vatan'da, Nadir Nadi Cumhuriyet'te, Hüseyin Cahit Yalçın Yeni Sabah’ta yazmaktan geri durmamışlardır.
Mizahı hoş görerek, etrafı seyretmenin insanlara kazandıracakları mutluluğun ölçüsünün olmayacağına inananlardanım.
Allah hepimize tenkide sabırla karşılık verebilmeyi ve en karmaşık olaylara dahi gülerek bakmayı nasip etsin.