KÜÇÜK BİR HİLAL İÇİN
Hoca'nın zamanında hiç böyle teknik yokmuş
Tabii o devre göre türlü buluşlar çokmuş
Kimisi gölge ile vakti tamam tutarmış
Kimisi Hoca gibi çömleğe taş atarmış
Kimisi Horoz ile geceyi tayin etmiş
Kimisi kulak verip sesin yönüne gitmiş
Kimi güney-kuzeyi, rüzgara göre bulmuş,
Kimi kuşkuya düşer, kimisi razı olmuş,
Kimi hilale göre tutarmış orucunu
Kimi sıcağa göre ayarlarmış burcunu
Zor da olsa bulmuşlar vakitleri yönleri
Böyle geçip gidermiş eskilerin günleri
Hoca nereye gitse şaka ile sataşır
Tanısın tanımasın güler yüz neşe taşır
Böyle bir gün gezerken yolu bir köye düşer
Bir topluluk görerek «bunlar ne yapıyor» der
Sorduğu da merakla toplumu izliyormuş
Dikkati kaçar diye «onlara sor» diyormuş
Hoca şöyle yaklaşıp, aradığınız ne der
İstiyorsan sen de bak yerde değil gökte der
Meğer aradıkları bir küçük hilal imiş
Ramazan'ın sonunu böyle bilirlermiş
Der ki, telaşa yazık küçük bir hilal için
Değmez komşular değmez bu meraktan vazgeçin
Yazık der, koca günü geçirmeyin nafile
Tepsi kadar olur da bizde bakmazlar bile.