İBRAHİM GÜLEÇ

İBRAHİM GÜLEÇ

KÜÇÜK BİR HİLAL İÇİN

Hoca'nın zamanında hiç böyle teknik yokmuş 
Tabii o devre göre türlü buluşlar çokmuş 
Kimisi gölge ile vakti tamam tutarmış 
Kimisi Hoca gibi çömleğe taş atarmış 
Kimisi Horoz ile geceyi tayin etmiş 
Kimisi kulak verip sesin yönüne gitmiş 

Kimi güney-kuzeyi, rüzgara göre bulmuş, 
Kimi kuşkuya düşer, kimisi razı olmuş, 
Kimi hilale göre tutarmış orucunu 
Kimi sıcağa göre ayarlarmış burcunu 

Zor da olsa bulmuşlar vakitleri yönleri 
Böyle geçip gidermiş eskilerin günleri 
Hoca nereye gitse şaka ile sataşır 
Tanısın tanımasın güler yüz neşe taşır 

Böyle bir gün gezerken yolu bir köye düşer 
Bir topluluk görerek «bunlar ne yapıyor» der 
Sorduğu da merakla toplumu izliyormuş 
Dikkati kaçar diye «onlara sor» diyormuş 
Hoca şöyle yaklaşıp, aradığınız ne der 

İstiyorsan sen de bak yerde değil gökte der 
Meğer aradıkları bir küçük hilal imiş 
Ramazan'ın sonunu böyle bilirlermiş 
Der ki, telaşa yazık küçük bir hilal için 
Değmez komşular değmez bu meraktan vazgeçin 
Yazık der, koca günü geçirmeyin nafile 
Tepsi kadar olur da bizde bakmazlar bile.

<