RECEP ARSLAN

RECEP ARSLAN

Körfez ve burun

Yeryüzü konumuyla ilgili iki kelime;Burun ve körfez. Ana arazinin denize, göle doğru uzanan ve adeta
yarımada şeklini alan uzantısına burun deniliyor. Körfez de burun ile tam ters bir konumu ifade
ediyor. Yeryüzünün bir bölgesinin içeride kalması etrafının su ile, göl veya denizle içeriye doğru itilmiş
hali.
Körfezle ilgili şiir ve şarkılarımız olduğu gibi burun ile ilgili de tarihimizde siyasi benzetmeler ve
yasaklamalar var. Yahya Kemal Beyatlı’nın bu ölümsüz mısraları, Osman Nihat Akın tarafından
Nihavend makamında ve Türk aksağı usulünde bestelenmiştir.
Körfezdeki dalgın suya bir bak, göreceksin
Geçmiş gecelerden biri durmakta derinde
Mehtap, iri güller ve senin en güzel aksin
Velhâsıl o rüya duruyor yerli yerinde
xxxx
Körfezin derin suları son derece berrak ve dibini gösterecek kadar temizdir. Yaşanmış gecelerden biri çok
önemlidir ve o gece somut bir nesne gibi o berrak suların tabanında uzanmış durmaktadır. Orada görünen sadece
o yaşanmış gece değil, aynı zamanda, mehtap, iri güller ve sevgilinin en güzel aksi, resmi, görüntüsü de var. O
güzellikler bir rüya kadar uzaktadır şimdi ama körfezin dağın ve berrak ve temiz suyunun dibinde, yerli yerinde
beklemektedir. İşte bir Yahya Kemal kılasiği. Musiki ve resim bir arada. Çapraz kafiye düzeni ile yazılmış. 1 ila 3
ve 2 ila 4. Mısralar kafiyelidir.
Göreceksin- aksin kafiyesi ve derinde –yerinde kafiyeleri zengin kafiye ile Yahya Kemal yapacağını yapmış ve o
güzel mısralarıyla gönül tellerini titretmiş ve titretmeye devam ediyor.
Xxxx
Sarayburnu; Eminönü’de, Sirkeci’de Gülhane’nin olduğu yerdedir. Üzerinde de Topkapı Sarayı vardır. Üzerinde
Topkapı Sarayı olduğu için oraya Sarayburnu denilerek bir isim verilmiştir. Ama 1900’lü yılların sonu be başında o
sarayda 2. Abdülhamid Han Osmanlı Devletine yönetim rengini vermektedir. Osmanlı Padişahlarının fıtrattan
gelen bir yüz şekilleri var. Burunları kemerlidir. Padişahın burnu ile semtin adı anlamlı biçimde eleştirel bir
malzeme olarak kullanılmaktadır. Bu eleştirel benzetmelerden rahatsız olan Padişah 2. Abdülhamid Han’ın
konuşmalarda, yazılarda burun denilmesini yasakladığı rivayet edilir.
Xxxx
Yasaklanan Sözcükler

2. Abdülhamid Han sansürünün ilginç özelliklerinden biri de belirli sözcüklere getirilen
yasaklamalardır. 2.Abdülhamid Han'ın yasaklattığı sözcükler diye düzenlenen listelerin çoğu kez
uydurma olduğu bilinmektedir. Zira hiçbir zaman böyle bir resmi liste olmamıştır. Ama her sansür
memurunun hem korkudan hem de kıraldan daha çok kıralcı olması nedeniyle padişahın takıldığı
ya da takılabileceğini düşünülen bütün sözcükler her türlü yayından çıkarılmıştır. Sansür kuruluna
gönderilen 9 maddelik gizli yönetmelikte bu konuda herhangi bir açıklık olmamasına karşılık,
sansürcüler yasak kelimeler listesini günden güne genişletmişlerdir. Ünlü romancımız Halit Ziya
Uşaklıgil, “Kırk Yıl” adıyla yayımlanan anılarında o dönemi ve sansürü şöyle anlatmaktadır.
“Hürriyet, vatan, millet, zulüm, adalet” gibi elli, yüz sözcük ile başlayan
yasak sözcüklerin gün geçtikçe toplamı kabaran yeni kovulmuş eşlerini
öğrenmeli ve bunları her zaman hatırda tutarak, kalemin ucuna geldikçe
pis bir böcek gibi fırlatıp atmalıydınız.
İşte kullanılması yasak olan sözcüklerden birkaçı: Suikast, anarşi, dinamit, dinamo, infilak,
kargaşalık, Kanun-u Esasi, müsavat, istibdat, beynelmilel, veliaht, cumhuriyet, mebus, yıldız ve
padişahın büyük burnunu akla getireceği için burun!
yazıyordum.

<