CEMAL KARABAŞ

CEMAL KARABAŞ

KEDİLER,KÖPEKLER,KARGALAR VE MARTILAR...

Allah hayra tebdil eylesin; dün gece bir rüya gördüm . Mutfakta sandalyeye oturmuş, sırtımı
duvara vermiş ,Rahmetli  Cengiz Abi' nin evini , balkonunu gözetliyormuşum. 
***
Cengiz Abi, her pazar sabahı saat onda belinde mutfak önlüğü, balkona çıkıp sofra bezini
silkeler... O gün de gene sabah saatin onuymuş; Cengiz Abi gene mutfak önlüğüyle, sofra
bezini silkeledi...
***
Bizim evimizle onun evi arasında  iki ev boşluğu  kadar mesafe vardır.
***
Gördüm ki, sofra bezinin arasına saklanmış  irili ufaklı bazı kediler aşağıya doğru atlayıp
dört ayak üzerine düşüyorlar...
***
Bağıracağım; ''Cengiz Abi, kedileri silkeliyorsun'' diyeceğim; sesim çıkmıyor!..
***
Ayağa kalkıp pencereden aşağıya doğru baktım. O sırada  bahçedeki inşaat artığı tahtalardan
biri  kıpırdadı. Korktum.
***
''Bismilah!'' çekip aşağı indim;  kendi kendime  “ acaba rüya mı görüyorum ? ” diye
sordum. Kendimden mantıklı bir cevap  alamadığımdan  eğilip kıpırdayan tahtayı bir 
ucundan kaldırdım. Tahtaların arasından bir kedi yüzükoyun ön ayaklarıyla sürünerek
yürüdü. Ayakları ve kuyruğu yamyassı olmuştu. Bir süre daha süründükten sonra orada
öylece kalakaldı...
Eski tahtaların üzerinde çimento kalıntıları vardı. Bunlar yakınlardaki bir inşaatta sıva
iskelesinde ya da kalıp olarak  kullanılmıştı. Hayli zaman buradaydılar. Demek ki,
müteahhit yeni bir inşaat alamadığından olsa gerek bir daha buraya uğramamıştı...
***
Yapacak bir şey kalmamıştı!.. Zavallı kedinin belden aşağısı felçti ve hayli zamandır burada
mahzur  kalmış olmalıydı. Halsiz düştü bayıldı...
***
Rüyalarda zaman çabuk geçer, daldan dala atlarsın; Cengiz abi'nin resim gibi yamyassı
olmuş kedileri, sofra bezinin desenleri gibi aşağıya döküledursun; kan ter içinde uyandım. Bir
başka rüyada Memet Abi'yi gördüm.
''Rüya görür müsün Memet Abi'' diye sordum. Memet Abi; '' Yüz kedi, ikiyüz martı ve
karga, elli köpek varken nasıl uyuyabilirim,'' dedi. Kollarını sıvamış, toptan piliç satan
markete doğru yöneldi. Oradan çöpe gidecek olan sakatatları toplayıp mahallemizde dolaşan
bu ağzı var dili yok uçar kaçar mahlukata dağıtacaktı.
***
Tekrar sokağa baktım; hayatın meşakkatinden saçları terme  telef olmuş ,kısa boylu ,boyuna
göre hayli  kilolu, göbekli, güler yüzlü iyi huylu Rahmetli Cengiz Abi, mehter marşıyla iki
adım ileri bir adım geri yürüyordu... Onu üç adım geriden ,kareli çarşafıyla ,ceviz çarpacağı
kuruluğundaki hanımı Rahmetli Remziye Abla takip ediyordu...

<