KANGURULAR DİYARI AVUSTURALYA VE İKON ŞEHİR SYDNEY -1-
Avustralya‘nın Deniz ve Şehir hayatının iç içe olduğu uyumu ile insanı kendine hayran bırakan; modern şehir hayatının nasıl keyfili olabileceğinin en güzel örneklerinden birisi olan İstanbul'a benzerliğiyle hasret giderebileceğimiz İkon Şehri Sydney .
KURU KÖFTE VE PEYNİR'İN AVUSTURALYA'YA GİRİŞİ YASAK
Ettihad Airways (İttihad=Birlik) ile önce 4 saatlik bir Yolculukla Abu Dabi'ye geldik.Sonra 14 Saat rahat bir yolculuktan sonra Sydney'e vardık.Avustralya’ya giriş yaparken valizinizde açık yiyecek, açık meyve, et ve süt ürünleri paketi açılmış çikolata vs bulunursa cezai müeyyideye tabii olunacağından çantamda bulunan vakumlanmış İtimat'ın peynirleriyle akşamdan hazırladığım Köfteleri deklare etmek zorunda kaldım.Tam köfteleri çöpe atarken içinden iki köfteyi Memurun gözü önünde alıp afiyetle yedim.
Sydney Airport Tren ile şehir merkezine 13 dakikada gidiliyor.1 Nolu Platformdan Metro Trene binip Central Station'da iniyorsunuz. Bizim Otelimiz King Cross'da olduğu için başka bir hatla gittik .
İç Hatlarla dış hatların arasında bir istasyon.
T2 ve T3 terminallerine "Geliş" bölümünden gidiliyor.Opal Kart ile 16,35$ şehir merkezine ulaşılabiliyor. Kart olmazsa 17 Avusturalya Doları.Her 10 dakikada Tren geliyor.Terminaller arası 6$.
Sydney CBD (Central Business District ) İş Merkezi Bölgesi
Circular Quay Kuzey Central Railway Sat(Merkez Tren İstasyonu Güneyde Hyde Park, The Domain,Royal Botanik Gardens (Kraliyet Botanik Bahçeleri) ve Sydney Harbour Limanı Doğuda.
Sydney Airport Tren ile şehir merkezine 13 dakikada gidiliyor.1 Nolu Platformdan Metro Trene binip Central Station'da iniyorsunuz. Bizim Otelimiz King Cross'da olduğu için başka bir hatla gittik .
İç Hatlarla dış hatların arasında bir istasyon.
T2 ve T3 terminallerine "Geliş" bölümünden gidiliyor.Opal Kart ile 16,35$ şehir merkezine ulaşılabiliyor. Kart olmazsa 17 Avusturalya Doları.Her 10 dakikada Tren geliyor.Terminaller arası 6$.
Sydney CBD (Central Business District ) İş Merkezi Bölgesi
Circular Quay Kuzey Central Railway Sat(Merkez Tren İstasyonu Güneyde Hyde Park, The Domain,Royal Botanik Gardens (Kraliyet Botanik Bahçeleri) ve Sydney Harbour Limanı Doğuda.
KEBABÇININ ÖNÜNDE KARNINI DOYURAN MARTILAR;
Gece dolaşırken King Cross'da Demo Doktorun yerindeki Adanalı Kuaför ve Kebap Ustası Metin ile tanıştım.Bu arada Güney Fransa'da yaşayan Ganimet ile karşılaştım. Kendisine Türkçe'deki "Ganimet bulmuş gibi sevinmek" diye bir deyiminden söz ettim.Bir hayli güldük.Kaldığımız Otel; Sydney'in gece hayatının doyasıya yaşandığı King Cross mevkiinde. Liman bir kilometre ilerde ama Martılar; Kebap ve Pizza Salonlarının önünde karınlarını doyurmaya çalışıyorlar. Sidney gerçekten güvenli bir şehir. Guatemala'daki güvensiz ortamdan sonra burada gecenin bu saatinde keyifle dolaşıyorum.
AYNI İSİMLİ KANADA'DA BİR ŞEHİR VAR
Avustralya'nın en eski şehri olan Sydney; kültürü, dünyanın en büyük doğal limanı olan Sydney Limanı ve sahilleriyle gidilebilecek en güzel turistik şehirlerden biri olarak kabul edilmektedir.2000 Dünya Yaz Olimpiyatlarına da ev sahipliği yaparak popülaritesini biraz daha arttırmış ve kendinden söz ettirmeyi başarmıştır.Sydney isimli bir şehiri Kanada'da da görüyoruz.
DARLING HARBOUR-SEVGİLİ LİMANI
Sydney’in bu gözde bölgesinin King Street ve Cockle Bay iskelelerinde sıralanan çok sayıdaki restoran, farklı ülke mutfaklarından lezzetlerin keşfedileceği en güzel adreslerden birisi.
Sydney’in en eğlenceli duraklarından biri olan Darling Limanı;hareketli bir panayır alanına benziyor. Sydney’in batısında bulunan Darling Limanı’da ünlü Sydney Akvaryumu, Wild Life, Sydney Zoo, Ulusal Denizcilik Müzesi, Madame Tussauds Müzesi, Çin Bahçeleri ve Tumbalong Parkı bulunuyor. Sydney Eğlence Merkezi, IMAX Sinemaları, su sporları merkezi, dev fuar merkezi, marina, oteller, çeşitli eğlence mekânları ile kentin canlı ve turistik noktalarından biri.Avrupalıların Avustralya'ya yerleşmelerinin 200. yılına rastlayan 1988 senesinde yeniden düzenlenmiştir.
İNGİLTERE HAPİSHANELERİNDEN GETİRİLEN HÜKÜMLÜLER
1788 yılında Sydney'e gelen İngiliz Donanması komutanı James Cook'un önerisiyle şehre İngiltere'nin aşırı kalabalık hapishanelerinden 759 Suçlu getirilmiştir.Bu kötü başlangıca rağmen Sydney şu anda dünyaca ünlü bir kültür ve sanat merkezi hâline gelmeyi başarmıştır. Sydney'in orijinal yerlileri, buraya 18.yüzyılda gelen İngiliz askerleri tarafından zorla yerlerinden edilmişlerdir. Yerli halkın büyük bir kısmı İngiliz birlikleri tarafından katledilmiş, geri kalanların önemli bir kısmı ise genelde kötü çalışma şartlarından kaynaklanan hastalıklar nedeniyle kalabalık topluluklar şeklinde ölmüşlerdir.
ROYAL BOTANIC GARDEN
Sydney, bir park ve bahçeler şehridir desek yanlış olmaz. Sydney Opera Binası’nın arka kesiminden kısa bir yürüyüş ile ulaşılabilen 1816 yılında kurulmuş olan Royal Botanic Gardens, (Kraliyet Botanik Bahçeleri) merkezlerine ev sahipliği yapan gökdelenlerle Sydney Limanı arasında geniş bir alana yayılıyor.
Yiyecek sepetlerini doldurup, sabahtan akşama kadar ailecek eğlenmeyi seven Sydneylileri, botanik bahçelerinde ve parklarda eğlenirken, spor yaparken, top oynarken görmek mümkün.
Ocak aylarında Sydney Festivali’nin de mekânlarından olan park, Güney Pasifik bitkilerinin muhteşem bir koleksiyonunu barındırıyor. Park alanına ilk egzotik bitki ve ağaçlar 1816’da dikilmeye başlanmış. Sydney Harbour kıyısına kadar uzanan ve geniş bir alanı kaplayan park insanların gelip kafa dinlediği bir yer.
SYDNEY OPERA HOUSE/Sidney Operası
Danimarkalı mimar Jern Utzon, inşa ettiği Sydney Operası eseriyle 2003 Pritzker Mimarlık Ödülünü kazanmıştır.Uzun yıllar boyunca şehrin gemicilik merkezi olan Circular Quay Rıhtım'da bulunur ve 20. yüzyılın en ünlü ve değişik yapılarından kabul edilir. Operaya ilgi duymayanları bile ilginç mimarisiyle kendisine çekmeyi başarmıştır. Mevsimlik opera gösterimlerinin yanında; bale, tiyatro, film ve klasik müzik performanslarına da ev sahipliği yapmaktadır.Sydney Opera House, hiç kuşkusuz dünyanın en göz alıcı yapılarından birisi. Port Jackson’ın Harbour Bridge ile kesiştiği noktadaki burunda yer alan Sydney Opera Binasının yapımına 1957 yılında başlanmış ve aradan geçen 16 yılın ardından, Sydney ile özdeşleşen bu nefes kesici yapı 1973 yılında tamamlanmış.Deniz kabuğu şeklindeki Sydney Opera Binası (Mimarı bir restoranda peçete kağıdı üzerine çizip projelendirmiştir.)
Malûm olduğu üzere Sydney Opera Binası, her görkemli yılbaşı kutlamalarında ekranlarımızda yer alıyor. Haziran döneminde kutlanan, coşkulu ses ve büyüleyici ışık şovlarının yapıldığı Avustralya’nın premier festivallerinden Vivid Sydney Festival’ine de ev sahipliği yapıyor.Her yıl 4,5 milyon insanın ziyaret ettiği Sydney Opera Evi performanslarını ise yılda 1,5 milyondan fazla kişi izliyor. Modern dünyanın harikaları arasında sayılan, dış görünümü denizde süzülen yelkenlileri andıran bina, UNESCO Dünya kültür Mirası Listesinde yer alıyor.
SYDNEY KÖPRÜSÜ/Harbour Bridge
Sydney Köprüsü; Sydney’in karakterini oluşturan ikonlaşmış tasarımlar arasında yer alıyor. The Rocks ile Sydney’in kuzeyini birleştiren köprü, şehrin en iyi manzaralarının deneyimleneceği yerlerden birisi.134 metre yüksekliğiyle dünyanın en geniş çelik köprüsü olan Harbour Bridge, kemerleri üzerinden 3 saat süren tırmanış sonrasında görülecek kuşbakışı Sydney şehir manzarası ise eşsiz. Harbour köprüsü üzerinde yer alan yaya yolunun Pylon Lookout yerinde, köprünün inşası hakkında bilgiler sunuluyor. 1400 işçinin çalıştığı 8 yıllık inşaatın sonunda 1932 yılında hizmete açılmış.Köprü 503 m açıklığı ile çelik kemer sisteminin en büyük açıklıklı köprüleri arasındadır. Köprü aynı zamanda enine kesitte en geniş köprü olma unvanına sahiptir.
GURBETTE BİR TÜRK AİLESİ
Sırtımı Opera'ya dönüp gün batımında Sydney Köprüsü'nü seyredip,sözüm ona İstanbul özlemini gideriyordum.Birden rıhtımda Türkçe Konuşmalar duydum.SGK Şefi Ayvaz Yıldırım,Eşi ,Kızı Nesrin Hanım ve Torunu Ali ile tanıştım.Yıldırım Ailesi Sydney'de ikamet eden Kızlarını ziyarete gelmişler.Aslen Bitlisli olan Ayvaz Bey;sohbet sırasında Ahlat Selçuklu Mezarlığından söz etti.Erken döneme ait en büyük Türk- İslam mezarlığı olan Ahlat Selçuklu Mezarlığı'nda anıt niteliğinde 118 adet Mezar taşları 3.50 metre yüksekliğinde olduğunu belirtti.Profesyonel Rehber olarak Türkiye'ye döndüğümde her cephesinde süsleme bulunan dikdörtgen prizma şeklindeki şâhideleri (Ölünün kimliğinin yazıldığı sosyal statüsünü belirten unvan ve lakaplarını muhtevi bölüm) ziyaret edeceğimi söyledim.
THE ROCKS-Kayalıklar
Sydney'in en eski yerleşim merkezi olan The Rocks;Circular Quay Rıhtımında Opera Binasının karşı kıyısında .En eski Pub'ların yanı sıra şık lokantalar da bu bölgede bulunuyor.Avustralya doğum yeri olarak tanımlanan The Rocks bölgesi, Sydney’in ilk yerleşimi olması nedeniyle tarihi ve kültürel anlam taşıyor. 1788 yılında Kaptan Arthur Phillip tarafından kurulan ilk beyaz yerleşim alanı olan The Rocks, sömürge dönemi mimarisi ile uyumlu inşa edilen yeni yapıları ile kendine özgün bir kimliğe sahip. Barlar, restoranlar ve Aborjin kültürüne dair hediyelik mağazaların sıralandığı Dar kaldırımlı sokakları ile keşfedilmeyi değer bir yer.
Yaklaşık 30.000 yıl önce Asya’dan adaya göç eden Aborjinlerin ana yurdu olan Avustralya’nın modern tarihi ise, 1788’de İngilizler tarafından bir cezaevi kolonisi olarak kurulması ile başlıyor. Adanın ilk batılı yerlileri 1788’de 8 aylık bir deniz yolculuğu sonrası ilk donanma gemisi ile gelen 750 mahkum ve 250 denizci muhafız.
Bu sürgün kolonisinin suçlu geçmişinin mirası The Rocks bölgesinde yer alan Town Hall’da görülebilir. Opera Binası’nın tam karşısında yer alan, ilk yerleşim yeri The Rocks bölgesinde, 19. Yüzyıldan kalma kalıntılar bulunuyor. Ayrıca, Sydney Gözlemevi, hafta sonu pazarı ve çeşitli sanat galerilerine ev sahipliği yapıyor.Cumartesi günleri Glebe Pt Rd Caddesindeki bir ilkokulda Bit Pazarı kuruluyor.
HEMINGWAY BARI-MANLY
Şehrin merkezi ile kuzeyi ayıran Manly koyuna gitmek için Circular Quay'den kalkan vapurlara binmek lazım.30 dakika süren yolculuktan sonra Manly'e varılıyor. Manly,bizdeki Burgaz Ada'yı andırıyor.İskelede aç martılar adeta taciz ediyor insanı.Simit yerine çantadaki bisküvileri atıyorum.
Yarım ada şeklindeki Manly'nin ana caddesine Roma'daki Via del Corso'dan mülhem CORSO deniliyor.1855 yılında yapılan bu Caddenin üzerinde Oteller, Restoranlar var.500 metre ilerleyince Manly Plâjı karşımıza çıkıyor.
Manly'de Yaşlı Adam ve Deniz'in yazarı Ernest Hemingway;bu eserle Nobel Edebiyat ödülünü almıştır.Hemingway 'in Küba'da yazdığı bu hikâyenin Başkahramanı Kübalı bir balıkçı olan Santiago'dur.
TÜRKLERİN YOĞUN YAŞADIĞI
AUBURN KASABASI
Avusturalya'nın başkenti zannettiğimiz, son Olimpiyatlara ev sahipliği yapan Sydney'de yılın nerdeyse her günü güneşli.Daha önce de belirtiğim gibi her sene yeni yıla giren ilk büyük şehir olarak ünlenmiş.Bu gün unvanını hakkını vermek için ise her sene hükûmetin bütçesinin büyük bir kısmını havai fişeğe ve cafcaflı konfeti yağmuruna akıtan Avustralya'da, Sydney şehrinin Auburn semti adeta Türklerin bulunduğu bir mahalle gibi. Türkler tarafından işletilen kasap, manav, eczanenin bulunduğu semtte, Türk doktor ve berberler de vatandaşların hizmetine koşuyor. Auburn’da Türkçe konuşularak hemen her türlü ihtiyaç giderilebiliyor. Buradaki bir bakkal dükkânı Türkiye’deki herhangi bir bakkaldan ayırmak mümkün değil. Gurbetçilerin aralarında kendi şiveleriyle konuşmaları ise adeta Türkiye'de olunduğu hissi veriyor. Türkiye ligindeki takımları ve maçlarını konuşma uzakta da olsa vatandaşların vazgeçilmezi arasında. Auburn’da birçok Türk'ün açtığı kebapçı ve restoranlarda, Adana kebabından, yaprak dönere, pideden, mercimek, paça ve işkembe çorbasına kadar birçok Türk yemeği bulunuyor. Bu dükkanlar gecenin geç saatlerine kadar vatandaşlara hizmet veriyor.Auburn'nın ana caddesine adım attığımda adımım seslendiğini farkettim.Seslenen sonradan ismini öğreneceğim NEW STAR KEBAB Restoranının sahibi Atilla Tok idi.İlk sorduğu cümle "Yusuf Yusuf Usta,aç mısın ?" oldu. "Tokum" dedim.O da "Benim soy adım Tok,açın halinden ben anlarım" deyip bir tepsi kebabın olduğu masaya oturttu beni.Az porsiyona razı olup koyu bir muhabbete koyulduk.Ankara'da İşletme tahsil etmiş Kayseri Pınarbaşı Çerkezlerinden kültürlü bir Bey. Ben son Trene yetişmek için kalktığımda Kocaelili(Aslen Rizeli) Recep Bey beni Otelime bırakabileceğini söyleyince gece bire kadar Türklerle sohbeti devam ettirdik.Ulaşımının kolay olduğu Auburn istasyonundan Sydney’in birçok merkezine tren kalkıyor. 8 bin civarında Türk nüfusa sahip olan Auburn’da, Türkiye’deki seçmen kütüğüne kayıtlı 4 bin kadar seçmen bulunuyormuş.Türk nüfusuyla tanınan Auburn, günümüzde farklı milletlerden Müslümanlar için de bir cazibe merkezi. Semtte Lübnanlı, Afgan, Iraklı Müslümanların yanı sıra Malezyalı, Endonezyalı, Hindistanlı, Çinli ve Filipinli Müslümanlar da bulunuyor. Auburn semtinin Müslümanlar için cazip olmasının diğer bir nedeninin Türklerin inşa ettiği Gelibolu Camii olduğu ifade ediliyor.