SELAMİ TURGUT GENÇ

SELAMİ TURGUT GENÇ

İŞİN İÇYÜZÜ MİKELANJ'IN MERMERİNDE TRUMP'UN ISTAMPASI..

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇATISI ALTINDA TOPLANAN HER ÜLKENİN ÇAPLARININ ÖLÇÜLMESİ
GEREKTİĞİNİ ZORUNLU GÖREN YENİ BİR DÜZEN KURULMALIDIR..
Devlet kisvesi altındaki ülkeler değişik rejimlerle ve ekonomik modellerle küresel yapıyı
oluştururlar. Siyasi yönetim şekilleri ne olursa olsun devletlerin ortadan kaldırılmasını ilke
edinen anarşizm, terörizm hızla yaygınlaşarak aşamalı planlar uyguluyorlar. Ellerindeki
anayasalarla adalet dağıtan, demokrasiyi ve barışı savunan büyük devletlerin ise “ipliği
pazara çıkmış” durumda.. Aşamalı planların önünde küçük balık konumunda bulunan
ülkelerin hali ortada.. Reformlarla, demokrasiyle, özgürlüklerle yaşamayı hayal eden ülkelerin
diplerinin nasıl oyulmak istendiğini görüyoruz. Siyasal ve sosyal doktrinler, bir dönemler
Galata Kulesini gösterip saf vatandaşlara satan “Fil Hamdi”nin tuzağına dönüşmüş.
Düşünebiliyor musunuz? Dünya Birleşmiş Milletler dışında, terörist bir yapıyla da örgütlenmiş
işbirliğine doğru sürükleniyor.
Bu şiddet ve yıkıcılık trajedisinde yeni bir dünyanın bulunması, uzun sürmeyeceğe
benziyor. Eşitliği ve refahı sağlamak üzere çalar boyunca filozoflarla, Rönesanslarla doğru
bildiği dünyayı kuran insanlık, şu rejimleri yaşadı veya yaşıyor:
“Despotizm, emperyalizm, faşizm, federalizm, feodelizm, hümanizm, kapitalizm,
komünizm, laiklik, leninizm, nasyonal sosyalizm, sömürgecilik, şovenizm, krallık ve pek çok
ortaya atılan doktrinlerle yönetilen rejimler” dünyadan gelip geçmiştir.
Bugünkü nesil adil hukuk, demokrasi ve özgürlük kavramlarına inançla bağlanmış ve
barışa odaklanmıştır. Fakat sonunda geldiği nokta şudur: Emperyalizme karşı kendi
geleceklerini, “iki yüzlü” politikacıların “dümen suyunda kaptırmışlardır. Irk farklılıkları,
etnolojik değerleri, kavga ortamına sürüklenmişlerdir. Bulundukları topraklar, gömlek
değiştirir gibi üzerlerinden alınmak istenmektedir.
Türkiye’den, dünyadaki bu tip yönetimlere devamlı bir ses yükselmektedir. İki yüzlü
liderlere karşı tavırlar konulmaktadır. Üçüncü bir dünyayı, entrikalarla şekillendirmenin hangi
boyutlara geldiği sezilmektedir. Buna kim dur diyecektir? Bireylerin, toplumsal baskı aracı
olma gücünü kırmak için “devlet terörizmi” makyajlı hale getirilmiştir.
Bunu örneklemek gerekirse Amerika’nın yeni başkanı Trump, şimdilik sahnedeki tek
aktördür. Ağzı, dili konuşuyor ama, fikrini kurgulayanlar sahnenin arkasında duranlardır.
Demokrasinin ve adalet kavramının asıl beyinleri orada toplanmışlardır. Gerektiğinde,
koşullara göre “yapar-bozar” takımındaki bu beyinlere bakarak, akıllıları nasıl uğraştırdıklarını
hayretle izlersiniz.
Delilerin kuyuya attıkları taşları çıkarmaya çalışan akıllıların mücadelesini görürsünüz.
Bizim halkımız arasında ilginç deyimler vardır. Yeri geldiğinde şu yakıştırmayı yaparlar:
“Akıllı söylemeden düşünür, akılsız düşünmeden söyler..”
Devlette aklı fikri yerinde, danışmanlık hizmeti veren uzman kadroları vardır. Düşünme
yetenekleri kısıtlı, problem çözmekte formül üretemeyen danışmaların akıllarına uyulacak
olursa, isabetli sonuçlara ulaşılamaz..
Duymayanlar için hatırlatalım: “ Balığı kavağa çıkarmaya çalışanlara” siz teşhis koyunuz.
Yolu Roma’ya, Vatikan’a düşenler, Mikelanj’ın meşhur heykelinin önünde şöyle bir
gerçekle yüzleşirler: Mikelanj, san’at harikasını “kaliteli mermerin” üzerine işlememiş olsaydı,
yonttuğu taş zamanla kırılır, dökülürdü. Danışmanlık birimleri de, kaliteli mermerler gibi
dayanıklı fikirler ortaya koymadıkça, liderleri arızalı izler bırakırlar.

<