SELAMİ TURGUT GENÇ

SELAMİ TURGUT GENÇ

İŞİN İÇYÜZÜ / MAGAZİNCİ HEKİMLER NE KADAR GÜLER?

Aklın önderliğine kapılıp, tavsiyelerde bulunacağımız pek çok konu, önemini yitirmekle kalmıyor, şaşkınlığı da beraberinde sürüklüyor.

Her şeyi her zaman doğru düşünemeyebilirsiniz. Hayat görüşünüzü değiştirebilecek olaylarla karşılaştığınızda, kendi fikrinize inanmakta tereddüde düşebilirsiniz. Ama, anlamak için kendinizi zorlamayın. Bir şeyler ters gittiğinde, aynı hatayı deneyen bir insanı düşününüz. Aylarca, yıllarca “Milli Piyango” biletleriyle şansını deneye deneye, sonunda:

“Bir ihtimal daha var..” diyerek umutlarına katılıp kalanları eleştirenleri hiç duydunuz mu? Biraz saçmalık gelecek ama, toplumda “şansını aramayan” tek adam düşünülemez. Herkes, şans avcılığının sevdalısıdır. Umutlar tükenmedikçe, hayallerinizin peşini bırakmayacağınız muhakkaktır.

Madem öyle, yaşlılığı geciktirmekte bir umut sayılmalıdır. Yaşanmaya karşı “umut reçetesi” sunan o kadar çok hekim var ki, insan sağlıklı düşünse saf duyguları içinde körleşip gitmez..

Hekimlerimiz sağlıklı yaşam için insanların gözünü açmak isterken gazete sayfalarında, televizyon ekranlarında, hayal dağıtan duruma düştüklerini fark edebiliyorlar mı?

İnsan vücudunun bilinmezliğini çözümlemek için bir çok yollar deneniyor. Yararlı görülen ilaçlar, bir süre sonra zararlı gösteriliyor. Korkmadan yenmesi önerilen gıda maddeleri konusunda da değişik fikirler tıp merkezlerinde tartışılıyor. Yaşlılar doktor tavsiyelerini sürdürmekte gençlere göre daha başarılıdırlar. Her hastalık önemsiz belirtilerle başlar. Hastalığını öğrenme çabasına kapılarak korkularını bastırmaya çalışanların neler hissettiğini bilmek ister misiniz?

Magazinci hekimlerin, “Binbir derde, binbir şifa” önerileriyle kulakları dolu bulunanlar, okuduklarından kendilerine göre bir tedavi tarzı benimsiyorlar. Hemen, “Milli Piyango” heyecanlıyla, hastalıkları üzerinde şanslarını denemeye kalkıyorlar.

Hastalık kapınızı çalmışsa, hastane kapılarında çile çekmek istemiyorsanız, doktorların bazen, basit bir başağırısı için, bir çok tahlil deneyimlerin ödeyeceğiniz imkanınız yoksa, sağlığınıza kendiniz yardımcı olun.. Ünlü hekimlerin, hep birbirinin tekrarı olan sözleriyle doldurdukları gazete sayfalarından size en uyarlı bir sağlık desteği çıkarın. Bu tür sağlık kültürlerine inancınızı sarsmayalım ama, birazda işin esprisine dokunmadan geçmeyelim.

Başkalarına verdikleri sağlık öğütleriyle, kendilerini genç tutamayan muhteşem hekimlerimiz neler diyor, bakalım:

“Check-up tahlil” yaptırmak tüm hastalıkları önler diyorlar..

Her laboratuvarın tahlil sonuçlarının birbirini tutmadığını biliyormuydunuz? Şimdi sıralayalım: kemiklerinizi korumak için (D) vitamini alın.. Probiyotik ürünler, yoğurt, kefir kullanın (Cildiniz parlak kalır)

Diyoruz ki, her on kişiden yedisinin yüzü soluk. (Nedeni ise yaşam yorgunluğu)

Uykusuz kalmayın. Stres hormonu, kortizol düzeyini artırır. Negatif etkileri görülür. Hayata olumlu bakmazsanız. (Herkes birbirine sevgi ve saygıyı unutmuş gibi. Sanki küskünlük içindeler) diyoruz.

“Zihin eksersizleri yapın” deniliyor. (Trafikte yaşanan çile buna yeterli geliyor) diyoruz..

Bel ve bacak ağırlarından kurtuluş yok.. (Mutluluk aktif hale getirilmezse vücutta “endorfin” hormonu salgıları mutsuzluğu artırır. Kaslarda kasılmalar olur. Ağrılar, sızılar ortaya çıkar.)

“Kısacası, sağlıklı kalmak için çarşıya, pazara yönelin. Bol yeşil sebzelerle kucaklaşın. Korkmayın cebiniz yanmaz. Bir demek yeşil soğan 14 lira. Patlıcan 8-9 lira. Yeşil biber, domatesin yanına yaklaşmayın, ürkersiniz. Kasap dükkanın önünden hiç geçmeyin. Otla tedavilere kuşkuyla yaklaşın. Pek çok kimse idrar ve karaciğer sorunu yaşıyor.. Baharatların içine zararlı maddeler karıştırıldığını, kontrollerden öğreniyorsunuz. Bunlara aldananlar kaşıntı yaşıyor.

Magazinci hekimler hayata olumlu bakın, diyor. Pollyanna gibi hoşgörü içinde olunmasını öğütlüyor.

Ekranda yüzlerine tanık olduğumuz bu hekimlerin, gözlerinin içi bile ışıldamıyor. Demek ki, herşey laf olsun diye konuşuluyor.

Geçenlerde öğretmenler, imtihandan geçirilince, neler ortaya çıktığı malûm. Acaba, başka meslekler için de, bu yöntemler geçerli olur mu? diyen “lafı ağzında geveleyen” insanlar olduğunu duyuyoruz.

Sizler isterseniz, gülmeye nereden başlarsanız, başlayın!.

BİR SÖZ: Doktorun yaşlısı, avukatın genci faydalıdır. (Danimarka atasözü)

 

 

<