SELAMİ TURGUT GENÇ

SELAMİ TURGUT GENÇ

İŞİN İÇYÜZÜ / KAYIP DIŞI GEZEGEN…

“Vız gelip, tırıs giden..” sözcüğünün derin bir anlamı vardır.
Ekonomik olayların en büyük ve tehlikelisi, kurtçuk gibi kıvranır bir eylemin içine sarkmış bulunuyor. Ekonomimizin perde arkasında hergün bu oyun oynanıyor.
Kalkınma hedefleri arasında hedefsiz kalmış acil bir konu:
“Kayıt dışı ekonomi..”
Ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınmasının hızlandırıldığı bir ortamda, kamu gelirlerinde kayba neden olan bu konuda, neden kapsamlı bir mücadele stratejileri ortaya konulamıyor?
Kayıt dışı ekonomi denildiğinde, vergi kaçakçılığı akla gelmektedir. Yasa dışı sektörler ve belgeye bağlanmamış ticaret aktörleri, gizli ekonominin kaynağını oluşturuyorlar.
Devletin hesaplarına yansımayan mal ve hizmet üretiminin kayıt dışında kalmasıyla Maliyenin vergi yükü, vatandaşın, dar gelirlilerin üzerinde toplanıyor.
Vergi kayıp ve kaçakçılığı, bugün Türkiye’nin en büyük sorunudur.
Maliye, reel bütçe açığını kapatmak için havadan, sudan gelirler elde etme peşine düşünce, yapılan zamlarla geçim derdi, mucize hale gelmiş oluyor.
Maliye, “uçan kuşu” görse, dolaysız vergi denilen gelire zıplayarak atılıyor. En kolay yolu seçerek topladığı vergileri “dolaylı vergilere” yüklüyor. Toplumun tüm kesimi, “Kayıt dışı ekonomi” yüzünden, açık enflasyon hedeflenmesinin mağduru haline getiriliyor.
Türkiye’de “kayıt dışı ekonomi” kavramının son derece yaygın olduğu biliniyor. Kayıt dışındaki vergi kaçağı devletin istihdam politikalarını da küçültüyor. Kurumlar “sudan bahanelerle” yağdan kıl çeker gibi zamlar peşinde koşuyorlar. Yer üstü Ekonomisi, yer altı Ekonomisi, Aile Ekonomisi, Kredi Kartı Ekonomisi, Kent Ekonomisi, Hamamda Ter Atma Ekonomisi, Hastane Ekonomisi, İlaç Ekonomisi, Gök Delen İnşaat Ekonomisi derken vatandaş, tırtıklanan zamlarla bölünen ekmeğinin, hangi “Ekonomi Kapsamına” gireceğini düşünüyor. Genelde:
Ekonomimizin yıllık seyrini ve sonuçlarını hedeflerinden saptıran olayın kümelerini hesaplarken akıl tutulması yaşayanlar, gezegende bulunduklarını çözmekte zorlanıyorlar. Bunun cevabı şu olmalıdır:
Toplumun tüm kesinlerinin katıldığı kapsamlı bir “kayıt dışı”lıkla mücadele stratejisi oluşturulmalıdır.
Maliye, kayıt dışı ticaretin, ekonomik düzenimiz içinde nasıl büyüyüp taştığını, nereden gelip nereye gittiğini boşlukta bırakmamalı ve fiziki kontrol alt yapısını kurmalıdır. Yaşanan sorunların tepkici etkenliği aşılmak istenirken çıkılan kalkınma merdiveninin çürük basamağı hesap edilmelidir.
Siyaset ve ekonomi iç içe bir yapılaşmadır. Maliye bir kurallar kavramıdır. Kayıt dışı ekonomiyi güvelere karşı naftalinlemenin dozu ayarlanmalıdır.
“Vakit, nakittir..” Boşa geçirilen zaman, musluktan sızan su kaçağı gibidir…
Ne dersiniz? Fransızlar’ın şu meşhur fıkrasından bir sonuç çıkarılalım mı?
Meşhur bestekarlardan biri, müzik bestelemeye heves eden yetenek sahibi kimselere karşı hiç himayeci davranmazdı. Müziğe meraklı genç bir doktor, bestelediği bir parçayı ona gösterince üsdat hayretle karşıladı:
“Beste yaptığınızdan haberim yoktu!.”
Genç doktor sıkılganlığa kapıldı, tevazu gösterdi. “Vakit geçirmek için bununla oyalanıyorum” dedi.
Usta bestekâr, doktorun vakit öldürdüğünü sanarak merakla sordu:
“Hastanız kalmadı mı artık?”
Brezilya’lılar, “İyi çırak, ustası yokken anlaşılır..” derler.

 

<