SELAMİ TURGUT GENÇ

SELAMİ TURGUT GENÇ

İŞİN İÇYÜZÜ / DEVLET POLİTİKASINA YARDIMCI BİR KURUM..

Kurumlar, genelde iç ve dış politika konularında, etkin ve somut sonuçları olan hizmetlere ışık tutarlar.. Bu tür kurumların geleceği oluşturma çabalarının dayanağını, akılcı çabaları oluşturur.
Marmara Gurubu Vakfı’nın böyle bir kavrama uygun olduğunu söyleyebiliriz.
Balkanlar’da ve Avrasya’da,  imparatorluktan miras kalan ve bizden olan kitleleri kucaklayan Marmara Vakfı Stratejik ve Sosyal Araştırmalar konularında hizmet vermektedir.
Vakıf, başarılı organizasyonlarla bu coğrafyaların kültürel, iş ve ticaret bağlantılarına veri tabanı hazırlamaktadır. Bunun kanıtı şöyledir:
Marmara Grubu Vakfı’nın, bu yıl 8-9 Nisan tarihlerinde İstanbul’da düzenlediği “18. AVRASYA EKONOMİ ZİRVESİ” toplantısına Balkan ve Avrasya ülkelerinin liderleri geniş kadroları ile katıldılar. İpek yolunun ana teması içinde, ekonomilerin sosyal, kültürel canlılığını araştırma konusu yapan Vakıf, önemli bir etkinliğe daha parmak bastı.
Toplantıya 30’dan fazla liderin (Cumhurbaşkanları, Başbakanlar, Bakanlar) düzeyinde katılımları ile Türkiye’nin merkezi önemi değer kazanmış oldu.
Vakfın bu etkinliklerinin, resmi makamlarımız tarafından yalnız takdirle değil teşvikle de önemsenmesi gerekir, diye düşünüyorum.
Nereden estiyse şöyle bir fıkra aklımızda dolaştı:
“Merhum Ziver Paşazade Yusuf Bahaeddin Bey ile Mahmut Nedim Paşanın kardeşi Mehmet Bey ağır işitirlermiş..
Günlerden bir gün, Adalar vapurunda karşılaşırlar.
-    Oooo, Beyefendi!.. İstanbul’a mı?
-     Hayır efendim!.. İstanbul’a gidiyorum..
-     Yaa? Affedersiniz. Bendeniz, İstanbul”a gidiyorsunuz zanettim de..”
(Ağır davranılan işlerde hep bu fıkra akla gelir..)
Marmara Grubu Vakfı’nın kuran ve 18 yıldır bu doğrultuda çok dikkat çekici aktiviteler sergileyen Başkan Dr. Akkan Suver, yaptığı işin gururunu, mütevazi kişiliğinde hep saklı tutmuş bir girişimcidir.
Dr. Akkan Suver’in kişiliği üzerinde, o günkü toplantıda, ayaküstü bir değerlendirme yapan Duayen gazeteci Turgut Fethi, dikkat çekici bir benzetmede bulundu: -“ Bazı insanlar vardır. Biraz araladığınız kapıyı sonuna kadar açarlar. Başarmasını bilirler. Bazı insanlar ise açılmış kapıları kapatırlar. Akkan Suver’in başarılarını tanımlamaya uygun düşüyor.
Ayrıca, siyasi tarihimizde ve ticari alanda bir deyim daha dikkat çekicidir.
Her başarıya odaklanmış insanın bir “sağ kolu” bulunur, derler.
Dr. Akkan Suver’in yanında ömür boyu kardeşliğe adanmış, usta gazeteci, medya yöneticisi Engin Köklüçınar gibi, “iş bitirici” güvenli, yetenekli bir arkadaşının varlığından da bahsetmezsek, bu ikilinin yerini tanımlamış sayılmayız.
Marmara Vakfının platformunda “Enteklektüel Kapitalizmi” tartışan Balkan ve Avrasya’lı liderlerin “ortak bir çerçeve”ye girmeleri  fikrinin, Osmanlı İmparatorluğu dağıldıktan sonra ortaya çıktığını hatırlatmak yerinde olur.
Balkan coğrafyasın da, elden çıkan geniş topraklar üzerinde kültür kalıntıları ve geleneklere bağlı ortak değerlerimiz mevcuttur.
Bunların Cumhuriyet hudutları içinde Türkiye ile oluşmuş ilişkilerini sıcak tutmak, bir dış politika zorunluluğu haline gelmişti.
Atatürk’ün bu konuya temas etmiş, sizlere mealen aktaracağımız şu cümlelerini hatırlatalım:
“Orta Asya’da dili ve gelenekleri bir, aynı kaynağa sahip kardeşlerimiz vardır. Onları zamanın siyasi konjöktürü içinde değerlendirmek görevimizdir.”
Sözümüz odur ki; bu yakınlaşma ve gelişmelerle “İpek Yolu”nun ekseninde, Türkiye’nin ileri iki kazanımları büyüyecektir.

 

<