RECEP ARSLAN

RECEP ARSLAN

Işıklar'ın askerlik hatıraları

1955 yılında yedek subay okulunda Işıklar. Merdiven dolambacında küçük bir boşluk var,  Yedek Subay Okulunun bazı talebeleri, sivil çalışanları ve görevlileri orada ibadet ediyorlar Bir Kur’an ı Kerim kitabı bez torba içinde, uyduruk bir çiviye asılı. Namaz kılınan merdiven kıvrımında. Sivil memur durumu anlattı. Tuğgeneral Ekrem Babacan okul kumandanı. Onun yerine Korgeneral Rafet Yılmaz atanmış. Komutanların devir teslim boşluğunda mescid kapatılmış ve bu merdiven kıvrımına sıkıştırılmış. Mescit odası da depo yapılmış.
Abdullah bey hemen odayı tekrar mescide çeviriyor. Odayı badana ediyor, toplanma saati gelmiş, düdük çalmış, zil çalmış, işe dalan Işıklar duymamış. 
‘Gözümün altında burun kemiğimden sızmaya hazır bir damla birikmiş. Kocaman bir beyaz damla. Her tarafı bembeyaz görüyorum. Seslendiler, dönüp arkama baktım. Komutan ve Yarbay Hüseyin Coşkun ve emir subayı,
-Ne yapıyorsun burada?
-Komutanım bu oda daha önce mescitmiş depo yapmışlar, ben de tekrar mescide çeviriyorum. Komutan beni tepeden tırnağa üç kere süzdü.
-Zili duymadın mı?
Duymadım komutanım.
Komutan emir verdi. Oda mescide çevrildi. ‘Hemen yarın buraya ahşap bir minber istiyorum’ dedi. Bir gün sonra ahşap minber yerine konuldu.
Mescide gelen üç arkadaştık. Biri Urfalı Yüksek Ticaret Mezunu Abdurahman Baktır, Bingöllü Cevdet Varol ve ben.
Bir de tıp öğrencisi Mustafa Bozok vardı. Bir gece yedek subay okulundan kışlaya er olarak gönderildi. Komünistti. O vakitler birisi için komünist dendi mi işi bitirilirdi.
Yedek Subay okulundan ara tatilde üç arkadaş Üsküdar’a geliyorlar. O zaman şehirlerarası otobüslerin Anadolu yakasında son durağı Üsküdar iskelesiydi. ‘Otobüsten indik sabah ezanı okunuyordu. Camiye girdik. O cami Selman i Pak Camii idi.
İmam muhteşemdi. Özel bir tesbih duası okudu.. Kömürcü Mahmud Efendi imiş imam. Gözyaşlarıyla dua ediyordu. Biz de ağlıyorduk. Yıllar sonra o imamı aradım. Yaşlı bir adam kafasını salladı,
-Ha sen Kömürcü Mahmud Efendiyi soruyorsun. O bir alemdi. Ona deli gelen akıllı giderdi. Nerde o adamlar’ diye hayıflandı’.
İşte böyle derin hatıraları olan Selman i Pak Mescidinde buluştuk. 
O dönemlerin yedek subay okulu çok disiplinliydi. İstanbul’da talebe yurdunda tıp öğrencisi bir tanıdık kızıl komünisti. Puropagandası yasak. Okula benimle gelmişti. Bir  sabah aradım yoktu. Yedek subay okulundan kıtaya göndermişlerdi.

 

Xxxx

‘Kadırga’da oturuyorduk. Kışlamız sağmalcılardaydı. Cemse beni her gün sabah ana caddeden alıp kışlaya götürüyor. Ben cemseyi  beklerken karşımda bir inşaat var onu seyrediyorum. Seyrettiğim inşaat Kiğılı Pasajı inşaatı. Orayı seyrederken buradan bir dükkean almak lazım diye içimden geçiriyorum. Burada insanlar ne yapar, ne işle meşgul olabilirler diye düşünüyorum. Yıl 1955. 1961 oldu. Ben oradan 4 metrekarelik bir dükkean kiraladım ve yayıncılık yapıyordum. Allah’ın hikmeti. Ne zaman ne düşünürüz, arzu ederiz, dileriz, ne zaman o bize lütfedilir bilemeyiz.
Fetih gazetesini yayınlamaya başladığımda  Ali İhsan Yurt ile birlikte çalışmaya başladık. Keazım Karabekir’in Kurtuluş Savaşı hatıralarını basıp dağıttık. Gazetenin idarehanesi Eşref Edip, Mahir İz, Hattat Hamid Aytaç, İstanbul Müftüsü Bekir Haki, Bekir Sadak, Abdulkadir Akçiçek, Erol Güngör, Ziya Nur’la buluştuğumuz bir mekean oldu.

Xxxx 

66. Tümende teğmenim. Alay Komutanı Hidayet Albay beni çağırdı. Dedi ki, ‘sana özel bir vazife vereceğim. Kendisi Üsküdar’da otururdu. Bu vazife aramızda. Sana bir bölük asker vereceğim. Yeşilköy yakınında bir tepe var oraya gideceksin. Şimdilerde orası Yeşilyurt. Orada 93 harbi şehitlerinin kemikleri var. Tümsekleri kazacak, o kemikleri toplayacaksın. Tirenle getirip oralarda gömmüşler. Kemikler torbalara doldurulup Alay’a getirilsin’ dedi.
Oraya varınca, boş alanı da görünce erat top da getirmiş yanında, izin istediler top oynamak için. Onlara bir hadisi şerifin anlamını söyledim. Buralar hep kabir. Şehitler var. Top oynarken onların üzerlerinde oynayacaksınız. Kabirlere basmak, hamile bir kadının karnına basmak gibidir, dedim.
Kemiklerle birlikte, sigaralık, ağızlık, cüzdan, bazı eşyalar da çıkıyordu. 1950-1960 arası. Menderes iktidarı. Sonra oralar iskana açıldı ve turistik tesislerle doldu.

<