ASIM ÇALIK

ASIM ÇALIK

İKİ ISKA

Kadroları aldıktan sonra kafamda delice sorular birikti bir anda! Trabzonspor ideal futbolcularıyla sahadaydı. Fenerbahçe'nin son haftalarda oluşturduğu ideal kadro ameliyat geçirmiş ve üzerinde neşter izleri vardı. Değişiklikler radikaldi.

Mert Hakan ile ilgili görüşlerimi son bir kaç yazımda belirtmiştim. İrfan ve Gustavo gibi iki kilit ismin olmadığı, Ozan'a aşırı yükün bindiği, bu aşırı yükten kendisine pay alması gereken 35,5 luk Sosa'nın Tufan'ı görev açısından rahatlatamadığı dönemlerde Erol hocanın yapacağı tek taktisel dokunuşun Mert Hakan’ı Ozan'a partner yapması gerekliliğiydi. Ancak bu deneme böylesine bir derbide mi yapılmalıydı, bunun da en iyi cevabını maç sonunda takım verecekti.

Maç öncesi çektiğim bu fotoğrafla beraber Fenerbahçe'nin Gökhan'ın olduğu sağ kanadı daha fazla kulanacağını düşünmüştüm. Ancak ilk yarım saatte gördük ki sarı laciverliler Pelkas ile sol tarafı daha etkili kullandılar. Attila da takımın gizli kahramanı gibiydi. İleri geri koşup çalışıp durdu. Beklentilerin aksine oyuna daha iyi başlayan, tehlikeler yaratan İstanbul ekibiydi. Serdar, Pelkas, Attila, Mert Hakan'la Uğur Can'ı zorladılar. Trabzonspor ilk dakikalarda önde pres yapsa da, bu durum çok uzun sürmedi ev sahibi adına. 30. dakikada Attila'nın nefis ortasına aynı güzellikte bir kafa vuruşu izledik Thiam'dan. Meşin yuvarlak ağlarla buluşmazken, Uğur Can Mert Hakan'a gol izni vermediği gibi, yine müthiş refleksle Thiam'a da gol izni vermedi yaptığı mükemmel kurtarışla. 35'den itibaren Trabzonspor tekrar Fenerbahçe savunmasına baskı yapmaya başladı. Fenerbahçe geriden oyun oyun kurmayı bırakın, topu kendi sahasından çıkaramaz duruma geldi. 

Fenerbahçe sürpriz bir şekilde ilk 35 dakikada oyunun hakimi olup dominant olan taraftı. Ancak son 10 dakikada Fenerbahçe topu oyuna sokamadi. Trabzonspor'un önde yaptığı baskıya cevap veremedi. Uzun topla çıkmaya çalıştı. Karşılıklı olarak Mesut ve Flavio'nun çabaları skora yansımadı. Eğer Fenerbahçe oyunu kurma fonksiyonunu tekrar ele alabilirse, ikinci yarıda da aynı oyunlarını sahnelemeleri muhtemeldir diyebiliriz.

AVCIN’nın HATASI 

Avcı soyunma odasına gittiklerinde bence takımına şunları söylemeliydi; “Beyler 35 dakika onlar, 10 dakika biz oynadık. Maçı kazanmamızın anahtarı bu on dakikada gizli. Rakibe 10 dakika baskı yaptınız ve onlara çıkış izni vermeyip oyun kurdurmadınız. Önde baskıyla en az 15-20 dakika oynayabilirsek bu maçı koparabiliriz”.

Aslında bu tarz bir oyun o 10 dakikalık oyunun içinde gizli değil, bal gibi de gözle görünür durumdaydı. Baskı Fenerbahçe’yi zora sokmuş, pasla defansdan ofansa geçiş yapılamamış, uzun toplarla çıkmayı denemişlerdi. İkinci devre başladığında Trabzonspor bu presi 3-4 dakika anca yapabilmişti. Belli ki Abdullah hoca böylesine bir taktiksel disiplinden oyuncularına bahsetmemişti. Bu devre oyun denge oyununa dönünce karşılıklı ataklar oldu. Fenerbahçe daha akılcıydı. Şansı da yanına almıştı sarı lacivertliler. Gökhan, Mert Hakan ve Pelkas ile yine tehlike yaratan oldular gole kadar. Tranzonspor sadece Nwakaeme’nin ayağından gelen vuruşla denemişti şansını. Oyun dengede gibi gitsede, aynı ilk yarıdaki gibi pozisyon açısından Fenerbahçe daha öndeydi rakibine göre. 

Son çeyreğin henüz başındayken genç Ferdi’nin çabası, Pelkas’ın topu uzun sure taşıyıp yaklaşık 25 metreden olağanüstü isabetli vuruşuyla uzun süredir aradığı hak ettiği gole kavuştu sarı lacivertliler. Golün hemen arkasından yine 3-4 dakikalık ara nağme presli-baskılı oyuna dönmeye çalıştı bordo mavililer ama buna mecalleri yoktu. Baskı olmasa da yine bazı pozisyonlar bulabildiler. Kornerden gelen servisde Djaniny’nin kafası cılız da olsa az daha gol oluyordu ki Fener defansının imdadına direk yetişti. 

Oyunun sonunda beş dakikalık uzatma vardı. 93’de inanılmaz bir pozisyon yaşandı. Önce Afobe, akabinde Victor ceza alanın içinde üst üstüste ıskaladılar topu. Ardından önce Samatta’nın, sonra da Hugo’nun vuruşları skora yansımadı fakat gecenin kader anı Afobe ve Victor’un üst üste meşin yuvarlağı ıskalayıp ağları göremediler. Erol hoca cesaretle sert değişiklikler yaptı ve kazandı. Bakalım devam edip bir seri yakalayabilecekler mi? 

Gecenin Notu: Attila Szalai Fenerbahçe’nin hem gençliğiyle hem de enerjisiyle jokeri olduğunu gösterdi. Caner’e de – Novak’a da resmen “hodri meydan” dedi. Bakasetas’ın pozisyonuna gelirsek. Ceza alanında yüze gelen dirsek net penaltıdır. Ancak burada VAR hakemi Cüneyt hocanın, orta hakem Uğurlu’yu VAR’a çağırmamasının esas sebebi Bakasetas’ın darbeyi tam olarak almamasıydı. Hatta TV’den kameralardan gördüğümüz; Yunanlı oyuncunun pozisyonun hemen akabinde yere düşmeyip etrafını süzmesi oldu. VAR pozisyona inanmadı. 

<