SELAMİ TURGUT GENÇ

SELAMİ TURGUT GENÇ

HAYALİN SINIRINI NEREYE ÇEKELİM

Hatırlarsanız, sıcağı sıcağına televizyon ekranlarında sık sık tekrarlanan bir reklam sözcüğünü derinden kavramak isterseniz.

“Geleceğine yatırım yap” denilen bir reklam panosunda, geleceğine yatırım yapmanın gerekliliği savunulmaktadır.

Özellikle şunu belirtelim ki, geleceğin teminat altına alınmasının yolu kârlı bir yatırımdan geçer talebi reklamın içeriğinde bulunmaktadır. Bu bir yeni inşa edilen ev olabilir, yahut da yatırıma davet çıkaran bir bankanın cazip önerisinin ayrıntılarından biridir.

Reklamların etki alanına girmeden içinde yaşadığımız dünya bazı deneyler göstermiştir ki, en büyük yatırım, “dostluklara” yapılmalıdır. Asıl sorun buradadır. Geleceğin şartlarına uygun düşün her şeyi deneye deneye ömür tüketirken, dostlukların önemi kadar kalıcı olan başka bir yaşam felsefesi düşünülemez.

Büyük halk ozanımız Aşık Veysel, yaşamı boyu, “nice güzellere” bağlanıp kaldığını anlatırken şöyle der:

Ne bir vefa gördüm, ne fayda buldum.”

Şair, bu yakarışına şu gerçekliği yakıştırır:

“Dost dost diye nicesine sarıldım.. Beyhude dolandım, boşuna yoruldum..”

Ünlü ozanın, hasret duyduğu “dostluk” anlayışı yaşamın bir teminatı olarak yorumlanmalıdır.

Atasözlerimizdeki “dost kara günde belli olur.” Deyimi, temel bir fikri doğrulamaktadır. Gerçek yüzünü okuduğunuz, duyarlı yüreğine güvendiğiniz dostluklara sahipseniz hayatınız bezdirici olmaz.

Sağlam dostluk, sabırla ve deneyimle kazanılabilecek bir yürek işidir.

Arkadaş canlısı dostluk, dokunduğu her yere, sevgi ve iyilik bulaştırır.

Yanlış kurulan dostluklar dikenli çalı sayılır.

Yaşamak gücünü yitirenlerin yıkılışını, tüketilen dostluklar hazırlar.

Burada bahsettiğimiz şey, “yaralı parmağa merhem olmayan” dostluklar değil, yeri geldiğinde yaşama dayanma gücünüzü filizlendiren çekirdekten kalma arkadaşlıklardır.

Şayet böyle birine sahip olmuşsanız, asıl geleceğinize yatırımı, ta başından beri becermişsiniz demektir.

Toplumdaki “dostluk” çelişkilerini uzlaştırıcı bir noktaya çekememiş bulunanlara Şair Veysel’in düşünceleriyle yaklaşalım:

“Mes çarıktır, çarık mestir

Yürürlerse aynı sestir..”

Vefasız dostlar, yaşama dayanma gücünüzü azaltıyorsa kaygılanmak hakkınızdır.

Çünkü, “dost kazığı acıdır.” Girdiği yeri deler, geçer..

AKSILIK BU YA..

Seyahat dönüşü arkadaşıyla karşılaşan bir kişi hemen derdini açtı:

“Sorma birader, felaket bir tren yolculuğu geçirdim. Çok perişan oldum.”

Arkadaşı merakla sordu:

“Hayrola!. Anlat neler oldu?”

“Trende ters koltuğa oturdum. Midem bulandı, kustum, öldüm öldüm dirildim.”

“İnsan karşısındakine rica edip yer değiştirmez mi?”

Elbette, doğru olan buydu. Aklıma geldi ama, karşımda kimse oturmuyordu.”

“Dünyanın en yoksul insanı, paradan başka hiçbir şeyi olmayandır.” 

(Bilgin: Schopenhauer)

<