GASTRONOMİNİN MERKEZİ SAN SEBASTIEN
GASTRONOMİNİN MERKEZİ
SAN SEBASTIEN
San Sebastián, İspanya’nın kuzeyinde, özerk Bask Bölgesi sınırları içinde yer alıyor. Gipuzkoa ilinin merkezi. Şehrin Baskça adı Donostia. Çoğu haritada ve broşürde bu ada da rastlayabilirsiniz. İki ayrı şehir değil; ikisi de aynı yer. İspanya’nın Atlantik Okyanusu kıyısında Fransa sınırına oldukça yakın bir konumda bulunuyor.San Sebastián'da İspanyolca ve Baskça konuşuluyor.200.000 yakın bir nüfusu var.San Sebastian bir yandan hem dillere destan gurme restoranları, hem de ‘Pintxo’ barların nefis Tapas (Meze) lezzetleri ile rakipsiz gastronomik deneyimler sunarken, diğer yandan pırıl pırıl parlayan Turkuaz denizi, altın kumsalları, etrafını çevreleyen yemyeşil tepeler ile adeta bir Tabiat harikası.
CATEDRAL DEL BUEN PASTOR KATEDRALİ
Catedral del Buen Pastor Buen Katedrali Gotik tarza sahip, 1897’de yapımı tamamlanmış ve kilise olarak hizmete girmiş. 1949’da San Sebastián’a bir Başpiskopos atanınca, başpiskoposun makamı olması için kiliseye Katedral payesi verilmiş.
CASCO VİEJO -TARİHİ ŞEHİR
Şehrin tarihî kısım (Casco Viejo) tamamen yürünerek gezilebiliyor. Şehrin çekirdeğini oluşturan eski tarihî kısmın sokakları çok daha dar, evler çok daha sıkışık. Plaza de Constitución Meydanında toplananların büyük kısmını gençler teşkil ediyor.Ellerinde Şişeleri taşkınlık yapmadan içkilerini yudumluyorlar.
TURKUAZ DENİZ
ALTIN RENKLİ KUMSAL
Deniz, Tabiat, Gastronomi, Sanat ve Tarihin içiçe geçtiği San Sebastian, küçücük ama bir o kadar da güzel ve etkileyici bir Bask şehri. Kent üç Bölümden oluşuyor :
1 -Şehir Merkezi ve Eski Şehir
2-Ondarreta (Concha Körfez'i Batısı)
3-Gros (Concha Körfez'i Doğusu)
Yüzyıllarca balıkçı kasabası ve ticaret limanı olarak kalan şehir, 19. yüzyılda İspanyol Kraliyet Ailesi’nin yazlık sarayının yapılmasıyla kimlik değiştirmiş. Popülaritesi artan şehrin, sahil boyunca inşa edilen “Belle Epoque”" Güzel Devir "stili ihtişamlı yapılarla cazibesi iyice artmış ve Avrupa aristokrasisinin yazlık tercihi olmuş.
Atlas Okyanusu kıyısında, Şehrin merkezindeki Playa de la Concha ve Playa de Ondarreta plajlarınıdaki mavi ve yeşilin birleştiği pırıl pırıl sularda deniz keyfi bir başka oluyor.
San Sebastian’ın en büyük koyu olan La Concha,Altın rengi kumsalı ve Turkuaz denizi ile, şehrin gün boyu çekim merkezi. Sabah erken saatlerde koşan ve yürüyüş yapanlar ile güne başlıyor, gün boyu denize girenler ile hep hareketli kalıyor. Bir diğer sahil şeridi ise La Zurriola plajının bulunduğu direk okyanusa açılan, Sörfçüler tarafından tercih edilen sahil şeridi.
MONTE İGUELDO TEPESİ
Zurriola, La Concha ve Ondarreta plajları aslında yan yana sıralanmış üç güzel kumsal. Ama Zurriola Plajı, Urumea Nehri ve Urgull Tepesi aracılığıyla La Concha’dan; La Concha Plajı ise büyük bir kaya parçası aracılığıyla Ondarreta Plajı’ndan ayrılmış. El pico del Loro dedikleri o kaya parçası sahil şeridi boyunca kesintisiz devam eden caddeyi de kesintiye uğrattığı için, bir tünelle bu dev kaya parçası delinmiş. Tam bu kayanın tepesinde Miramar Sarayı’nı (Palacio Miramar) görüyorsunuz. İspanya Kraliyet ailesi tarafından yaptırılmış müthiş güzellikte bir bina Ondarreta Plajı’nın sonunda şehrin bir diğer ünlü tepesi Monte Igueldo bulunuyor.Monte Igueldo tepesinden aşağı baktığınızda ise, ayaklarınızın altından Atlas okyanusuna açılan bir kuğu gibi gözüken San Sebastian’ın nefes kesici manzaları sizi büyüleyecektir.
Kırmızı Fünikülerle ağaçlar arasından İgueldo Tepesine çıkılıyor Tepede bir gözlem kulesi ve 1900’lerin başında yapılmış tarihî bir Lunapark var
PALACİO MİRAMAR
San Sebastián bir doğa ve deniz şehri. Okyanusa kıyısı olduğu için sörfçülerin de en gözde mekânlarından.
San Sebastian, 16. Yüzyıldan itibaren İspanyollar için önemli bir deniz kuvvetleri limanı olmuş.
Kraliçe Maria Christina’nın deniz kıyısındaki kraliyet sarayı Palacio Miramar(bugün Maria Cristina Oteli)
Kraliçe Maria Cristina’nın tatillerini geçirmeye başladığı 1800’lerde ise Miramar Sarayı (Maria Cristina Oteli), Victoria Eugenia Tiyatrosu gibi ihtişamlı binalar, geniş bulvarlar, ve yemyeşil parklar ile bezenerek parlak dönemini yaşamış.
MONTE URGULL TEPESİ
Urgull Tepesi’nin zirvesinde küçük bir kale (Mota Kalesi) ve şehrin çoğu yerinden görülebilen 12 metrelik bir İsa heykeli var. Heykel 1950’de yerleştirilmiş. Daha önce Rio de Janerio 'da İsa Heykeli Beyrut'da da Meryem Heykelini görmüştük.
Kaleye otobüs ile çıkıyor.Tepedeki Kalemsi yapı, bir zamanlar şehrin güvenliğini sağlayan en önemli yapıymış. Pek çok kez kuşatılmış. İçinde küçük bir müze de var
Urgull Tepesi’den muhteşem bir şehir manzarası seyredilebiliyor.
PEİNE DEL VİENTO
RÜZGARIN TARAĞI
İspanya’nın ünlü heykeltraşlarından Eduardo Chillida'nın La Concha plajının batı köşesinde kayalara gömülmüş demir parçalarından oluşmuş soyut heykeli Peine del Viento’ "Rüzgarın Tarağı" görülmesi gereken yerler arasında.Şehrin İkonu haline gelmiş bu Heykelin bulunduğu yerde zemine açılan deliklere eğilip insanlar Denizin sesini dinliyor.
AQUARİUM DONOSTİA
Deniz altı keşifleri için adres San Sebastian’ın ünlü akvaryumu Aquarium Donostia. Balıkların sizi 360 derece çevrelediği Cam kaplı Tünelde yürürken aşağıyı görebiliyorsunuz. Üstünüzden köpekbalıkları, dev kaplumbağalar geçiyor. Dev bir camın önüne koyulmuş sıra koltuklarda oturup dinlenirken akvaryumu ve deniz canlılarını izleyebileceğiniz bir yer de var. Akvaryumun yanısıra dev balık iskeletleri, 700 yıllık Balina fosilleri ve antika teknelerin sergilendiği bir Deniz müzesi de bulunuyor.
LA PALOMA DE LA PAZ
BARIŞ GÜVERCİNİ
Heykeltraş Nestor Basterretxea (1924-2014)'nın Şiddet karşıtı bu 7 metre yüksekliğindeki eseri Zurriola Plajında.
GASTRONOMİ'DEN BİR SAYFA:
PİNXTOS
Malum olduğu üzere İspanya'nın kuzeyi ve Fransa'nın güney batısındaki özerk bölgede yaşayan halka Bask denir.Bask Dilinin ;Hint-Avrupa dilleri Avrupa'ya yayılmadan önce Avrupa'da konuşulan dillerden arta kalan tek dil olduğu söylenmektedir. Baskça; Dünyada hiçbir dille yakın akrabalığı bulunmamaktadır. İspanya'da Vitoria,Bilbao,Pamplona ve San Sebastian Fransa’da ise Bayonne,Biarritz ve Anglet ;Baskların yaşadığı önemli şehirleridir.
San Sebastián,Bask yemeklerinin beşiği. Yüzlerce yıllık özgün lezzet geleneği ve dünyada kişi başına düşen en fazla Michelin yıldızlı restoranı ile San Sebastián, Avrupa sahillerinin en meşhur ‘Gurme Üssü’.Fransızların çıkardığı bir restoran değerlendirme sistemi vardır: “Michelin Yıldızı” diye. Tüm dünyada çok saygın bir Ölçü olarak kabul edilir: Michelin Yıldızı sahibi olmak.
Ancak lezzet olarak Michelin Yıldızlı yerlerden hiç aşağı kalmayan, sokak aralarındaki mekânlarda küçük restoranlar da var: İspanyolların “Tapas” dedikler meşhur Mezelerine Bask dilinde Pintxo (Pinço )deniliyor Bir dilim ekmek üzerine bir ya da birkaç malzeme koyarak hazırladığınız her şey Pintxo oluyor. Tapas ile Pintxo arasındaki tek fark şu: Tapas’ta malzeme ekmeğin üstüne öylece koyuluyor, Pintxo’da bir kürdanla tutturuluyor.
Et, balık, diğer Deniz ürünleri, kızartılmış ya da çiğ sebzeler, zeytin, peynir… aklınıza hayalinize gelebilecek her şey olabilir.
İspanya’da Bask restoranları ve Pintxos barları oldukça ünlü. Basklar genellikle içkinin yanında bedava ya da ucuza verilen İspanyol tapasına göre, çok daha kaliteli malzemelerle ve çeşitli şekillerde yapılan ve haliyle daha pahalı olan Pintxos kültürü ile gurur duyuyorlar.
San Sebastián San Martin Market ve Gros Semtinde her Perşembe günü Pintxo Pote adıyla bir Pintxo alana bir İçki (Pote) bedava veriliyor.