Futbol elbette hatalar oyunudur. Ve müteaddit defalar yazılarımda yer verdiğim gibi futbolu basit oynamak gerekir. Altay, kendi kalitesine yakışmayacak şekilde büyük bir hata yaptı. Çünkü futbol; disiplinsizlikler, laubalilikler oyunu değildir! Geldiği günden beri bir çok karşılaşmada takımına üç puan kazandıran genç kaleci maalesef kaybedilen iki puandaki aslan payının sahibi oldu. 

Fenerbahçe çok istekli başladı karşılaşmaya. Kısa paslar, üçgenler, dar alanda rakip baskısında sakin bir şekilde topu ileri ulaştırabilme çabası, top rakipdeyken meşin yuvarlağı geri alabilme gayreti... Hepsi de pozitif futbol adına güzel işaretlerdi sarı lacivertli ekip için. İlk on dakikada önce Osayi'nin vuruşu ardından da Berisha'nın kafası taraftarları heyecanlandırdı ister istemez. Bir diğer yeni transfer Rossi de kervana katıldı ve Sivas kalesini yokladı gol sesi gelmese de. Bu arada Gradel de Sivasspor adına Altay'ın kalesini tarttı kafa vuruşuyla.

Fenerbahçe domine olmaya çalışırken, Sivasspor savunup hızlı oyuncularıyla kontraya çıkma planlarındaydı. Yirmi dördüncü dakikada kurulan dörtlü paslaşma setinde Attila, Gustavo, Rossi, Osayi ile skor geldi ev sahibi ekip adına. Oyun aşağı yukarı bu tempo ve bu anlayışda devam etti. Altay'ın Henrique'yi gereksiz çalımla geçme sevdası çok pahalıya mal oldu. Oluşan penaltı ile devre denge skoruyla bitti. 

BU KADAR SAKATLIK NORMAL DEĞİL!

Ikinci perdede Fenerbahçe bir türlü istediği oyunu tutturamadı. İlk çeyrek biterken Irfan ve Valencia ile skoru değiştirme çabasına girdi Vitor. Altay'ın gereksiz ve riskli hareketi takım üzerine ölü toprağı serpmişti sanki. Bir türlü galibiyet sayısı gelmedi. Gelemedi. Çabaları iyiydi ama bitirici olamadılar. İşin ilginç yanı Pereira'nin taktiksel düzeninden taviz vermemesiydi. Önde yan yana 2 santrfor oynamayı neden demedi inanın bilemiyorum. Fenerbahçe geçen seneye göre daha bir ısırgan, daha bir saldırgan, daha bir çalışkan ama bu hareketliliklerini skora yansıtamadılar.