DURAKTA BEKLEYEN ADAM
Adını sormadım. Emekliymiş . Erzincanlıymış.
Erzincanlı atmış beş- yetmiş yaşlarında, saçı ağarmış ve durakta otobüs bekliyordu. Avcı olmamasına rağmen avcı yeleği giyiyordu.
Ona da peki... Ya şapkası ?...
Başında Amerikan donanma erlerinin giydiği şapkadan vardı.
Durağa intikal ettiğimde “ aleyküm selam” diyerek yüzüme baktı ama “gözünün üzerinde kaşın var” demedi. Kolumdan tutup tarif etti;
- yüzünde beyaz lekeler var dedi. Ben anlamamazlıktan gelerek;
-Yüzümde beyaz lekeler mi ? diye karşılık verdim.
Hay Allah, elimdeki deri hastalığı mıydı yüzümde nükseden ?
Çoktandır aynaya ve üstüme başıma bakmıyordum.
Adamın tarifiyle elimi yüzümde gezdirip beyaz noktaları sildim. Göz damlasının damlacıklarıydı beyaz lekelerdi bunlar..
Söylemesi ayıp bu aralar kendimi dağıtmış bulunmaktayım. Havalar sıcak, haberler hoş değil. Evden apar topar çıkarken çoğu kere dükkanı açık bırakıyorum.
Gömleğimin göbek hizasındaki bir kaç düğme düşmüştü...
Neyse durağa dönersek adamla kısa durak sohbetinde laf lafı , laf sokak siyasetine kapı açmıştı.
Erzincanlı besbelli sıkı bir muhalifti.
Otuz sene, devlet gemisinde dünya sularında gemilerde çalışmış, Dünya suları üzerinde görmediği yer kalmamış. Sonunda yabancı hayranı bir Türk olarak ülkesine dönmüştü.
Tadını alamadığı medeni avrupaya (!) kızını okumaya göndermişti. Ona göre Türkiye’de hayat yoktu !
Sıkı muhalifti ve korkuyordu !
O sırada bir karga ile bir martı kendi dillerince konuşarak konuşmalarımıza kulak vermiştiler. Erzincanlı, bir yandan bana bir yandan mezkur yaratıklara bakarak;
-Yerin kulağı var, dedi.
-Korkma ülkede demokrasi var , dedim.
Adam bir adım geri çekilerek ve bakışlarıyla içimi çekerek mesafeyi araladı. Kızgınlıkla;
- Binali Yıldırım’ın yirmiden fazla gemisi, “Tayyip”in ise onaltıdam fazla uçağı var! Katlar, yatlar, yazlık kışlık sarayları var , dedi.
Ona göre ülkeyi hırsızlar yönetiyordu.
El insaf ,. Nereden biliyorsunuz, dedim.
-Bak yollar, metrolar, köprüler, marmaray, hastaneler , köprüler. Yiğidi öldür ama hakkını yeme, dedim .
Sözlerim Erzincanlıyı ve durağa henüz intikal etmiş yaşlı kokonayı da millet ittifakı içine almıştı. Erzincanlının her sözüne başını sallayarak onay veriyordu. Erzincanlı hain hain içini çekti ve millet ittifakındaki kokonaya hitaben;
-Bu da Tayyipçi" dedi. Kokona onay verdi.
Daha önce de bu sütunlarda arz etmiştim. Ben ne Tayyipçi ne de Binaliciyim .
Yerli yabancı hiç bir vakıftan para almayan kendi halinde bir araştırmacı yazarım. Ama başımda berem ağzımda pipom yoktur.
Ben fikri ve vicdanı hür biriyim. Boşuna aramasınlar ne vikipedide ne de kim kimdir ansiklopedisinde adım geçer.
Hiç bir partiye kayıtlı değilim . Ara sıra İstanbulda , bazan da Malatyada olurum. , Yatım katım, sair kontenjandan teferruatım da yoktur.
Evim rutubetli tuzum kuru değildir. Siyaha siyah, beyaza beyaz diyenlerden biriyim.
Akşamları haberleri izler , sayın başkanın ABD ‘ye AB' ye , Rusyaya çektiği rest videolarını beğeniyle izlerim.
Erzincanlıya göre; Sayın başkanın
1-on altı uçağınız, yüzlerce makam aracı , gemileri ,
2- yazlık, kaç adet kışlık sarayları var
Erzincanlıya göre; sayın eski başbakan Binali Yıldrım'ın
1-onlarca gemisi
2- oğlunun düzinelerce gemisi var...
Erzincanlıya göre;
- onbeş yerden maaşlı yandaş devlet memuru var
Rivayet muhtelif; iddia eden iddiasını ispat ile mükelleftir deyince, Erzincanlı, yaşlı kadına dönüp beni işaret etti;
-Bak bu da Tayyipçi dedi. Yaşlı kadın kafasını salladı. Onayladı.
Beklenen otobüs durakta bekleyenlerin hepsini, Erzincanlıyı, millet ittifakından olan kadını silip süpürdü.
Durakta kimse kalmadı...