DİKTATÖR !
Emperyalizmin bir lideri itibarsızlaştırmasının, güçten düşürmesinin en bilindik yolu onu diktatör ilan etmek , hırsız, yolsuz , katil , ahlaksız olduğunu yaymak, söylemektir.
Bunlar, Irak’ta, Afganistan’da , Libya’da , Mısır’da vs.de böyle yazıldı, söylendi. En iğrenç yalanlarla kitlelerin zihinler ele geçirildi .Psikolojik şartlar işgale uygun hale getirildi. içerideki işbirlikçilere haber salındı; geliyoruz, bizi iyi karşılayın diye...
Naklen yayın araçları merkezi yerlerde konuşlandılar.
Bir gece haçlı ittifakı ağır bombardıman uçaklarıyla başkentler bombalandı. Taş üstünde taş kalmadı. İnsanlar açlık ve susuzluktan can verdiler. Nice insan öldürüldü. Hapishaneler işkencehanelere dönüştürüldü. Korkunç olaylar oldu.
Liderleri tutuklanıp insanlık dışı yöntemlerle öldürüldüler.
Ülkeleri işgal edilip din, mezhep, ırk ayrımcılığıyla halk birbirine düşürüldü. Ayrı devlet taahhüdüyle işbirlikçileri de ayak altında paspas oldular.
O ülkelerin zenginliklerini yağmalamanın en kolay yoluydu; vekalet savaşları...
Bütün bunlar, televizyon yayınlarıyla evlere girdi. Mesaj açıktı: Ayağınızı denk alın!
Ülkemiz için de aynı senaryolar yazıldı, oynandı ancak başarısız olundu.
2 binli yıllardan beri tek başına istikrarı yakalamış bulunan Erdoğan liderliğindeki iktidar , karakterli bir dış, milli politikasıyla halkın çoğunluğunun beğenisini kazandı. Kitlelere ruhlarını özgürleştirmeleri için ilham verdi.
Erdoğan’ın liderliğinde ülke enflasyonla kararlı bir şekilde mücadele etti. Dış borçları temizledi. Mega projelerle göz doldurdu. Teröre karşı kararlı bir mücadele yürüttü. iç ve dış vesayeti kaldırdı. Bürokrasiye ayar verdi. Silah sanayisine yatırım yaptı. Dünya ticaretine önem verdi. Sağlık sorununa el attı.
Bu köklü değişimler içerde statüko sahiplerini ,dışarıda emperyalistleri rahatsız etti. Geleceklerini tehlike altında gördüler. Ana muhalefet , ayrılıkçı partiler , terör örgütleri , Fetö paralel devlet yapılanması , batılı istihbarat örgütlerinin de desteğiyle Taksim gezi olayları, 17-24 Aralık olayları, 15 temmuz darbe kalkışmasına dahil oldular veya destek oldular. MİT tırları ile komplo kurdular.
Bugün Erdoğan , haklının ve mazlumun safında yerini alarak dünyanın beş büyüklerine ve İsrail’e karşı restini çekmiş bulunuyor. Erdoğan referandumda neredeyse bir başına yalın kılıç savaştı ve bileğinin hakkıyla muzaffer oldu. O şimdi dostlarının gözünde bir başkan, iç ve dış muarızlarının söyleyişiyle de bir “diktatör” oldu.
“Kardeşim”,” yoldaşım” dediği dostlarının kendisini referandumda yalnız bıraktığını, vefasızlıklarını gördü. O kefenini giyerek bu yola çıkmıştı..
Yedi düveliyle Batı emperyalizmi, diktatör ilan ettiği Erdoğan’ı öyle kolay kolay alt edemeyeceğini görünce şimdi içerideki işbirlikçileriyle yeni yöntemler deniyor.
Halk kulağı sokakta ; daima tetikte liderlerini yalnız bırakmamakta kararlı...