Çok öğretmen var
İlim Edebiyat ve Sanat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (İLESAM) İstanbul Şubesi Başkanı Cafer Vayni ve yönetimindeki insanlar özenle bir şey yapmaya çaılışıyorlar. Aylık toplantılar Beyazıt Devlet Kütüphanesi, Bay Vakfı ve Ahmet Hamdi Tanpınar Müze Kütüphanesinde zaman zaman yer değiştirerek yapılıyor.
İLESAM’ın bir bakış açısı var. İnsanları, olayları konuşmuyorlar. Düşünceleri konuşuyorlar. Ramazan’ın ortasında bir toplantı düzenlendi. Purofesör Doktor İrfan Erdoğan konuşmacı olarak davet edilmişti.
Baştan ‘ya hu Ramazanda oruçluyuz. Çekilmez’ dedim. Ama arkadaşların yanında olmak gerekiyordu. Gittim. Dinledim.
xxxx
İrfan Erdoğan Türkiye nüfusunu 80 milyon olarak verdikten sonra ‘bir milyon da öğretmen, yani 80 kişiye bir öğretmen düşüyor, bu fazla bir sayı’ dedi. Evet toplantıya damgasını vuran düşünce benim için buydu.
Çünki bu yeni bir şeydi.
İrfan bey genel ezbere bir göz attı önce. 300 bin atama bekleyen öğretmen var diye Türkiye’de az öğretmen var ezberi yanlıştır.
İkinci olarak da Maarif ya da Milli Eğitim Bakanı olarak görev yapmak ile Bakan olmayı birbirinden ayırdı.
Kimi bakanların eğitimi hayatlarının meselesi haline getirdiğini, kimi bakanların da mecburiyetten bir görevi yerine getirdiklerini anlattı ki hiç de yanlış değildi.
Xxxx
Her iş böyledir. İşi ekmek kapısı olarak yapan insanlar ile o işde olmayanları varmış gibi düşünerek ellerinden gelenin fazlasını yapmaya çalışan insanlar vardır.
Tabi bu insanın bulunduğu yerde hangi amaçla, inançla bulunduğuyla da ilişkilidir.
Nice insanlar içlerindeki acıyı unutmak için kendilerini işlerine veriyorlar bütünüyle. Kimi insanlar iş yaparak tatmin oluyorlar. Bastırılmış bir yığın duygularını işle bastırıyorlar.
Boş kalınca şeytana arkadaş olunacağını bilen, bunun önüne geçmek için hep kendini meğgul eden insanlar da mevcut.
Kimi insanlar da başka alanlardaki yetersizliklerini bir alanda yoğunlaştırdıkları enerjileriyle kapatmaya özen gösterirler.
Bakanlık yapan insanlar arasında da böylelerinden, her çeşidinden insanlar olabilir.
Xxxx
Kimi insanlar hangi makama getirirseniz getirin hiç büyümezler. Aksine bulundukları makamın asaletini izale ederler. Eskiden saygı duyulan o makam artık sıradanlaşır.
Kimi insanlar da bulundukları yere asalet katarlar. İtibar kazandırırlar. Makamlar gibi insanlar da gelip geçicidir ama, o makamlarla cenneti kazanmak da, cehenneme yuvarlanmak da mümkün olmaktadır.
Xxxx
İLESAM’ın toplantısına dönersek, 80 kişiye bir öğretmen varsa, bu yüksek bir orandır. Ama bunun yanında kaç kişiye bir polis, kaç kişiye, bir asker, kaç kişiye bir doktor, hastane yatağı, kaç kişiye bir engelli düşüyor bunlara da bakmak gerek.
İstatistikler tek başlarına fazla anlamlı olmazlar.
Değişik alanların sayısal değerleri arasında bir corelation kurulmuyorsa o istatistik bilgisi kamuoyunu yanıltmaktan başka bir işe yaramaz.
80 kişiye bir öğretmen düşüyor ama kaç öğretmen kendini mesleğine adamış, kaç öğretmen insanların hayatında iz bırakacak, Gelecekteki nesilleri hayata hazırlarken kaç kişinin zihninde olumlu etkileriyle kaç isim hafızalara kazınacak? Bunların istatistiği yapılamaz. Öyle olunca da tek başına bir sayısal değer üzerinde çok fazla yorum yapmak sağlıklı sonuçlara ulaşmakta yeterli olamaz.