CAHİLDEN UZAK SANATA YAKIN KALIN
Şu güzelim Bayram’ın arifesinde karanlık ve karamsar bir tablo çizmeyelim…
Güler yüzle girdiğimiz Ramazan’ı uğurlarken Bayramımıza da güleryüzle
tamamlayalım ve yüzümüz hep gülsün temennisi ile yazıya evlilikle girelim…
Evlilik mutlu başlıyor. Ama aradan aylar yıllar geçtikten sonra nasıl başlarsa
başlasın, standart biçime giriyor…
Ne demek bu?..
Değişik yorumlar, zıtlaşmalar ve hatta söylemeye dilim varmıyor ama kavgalar
başlıyor…
İlk kavga patlak vermiş… İlk olduğu için de macunlaşmıyor kısa sürüyor…
Genç kadın hıçkırıklarla sarsılarak gözyaşı döküyor. Zavallı acemi . Nasıl
ağlayacağını ne söyleyeceğini de pek bilemiyor. Eşine eski sözlerini vaatlerini
hatırlatmadan duramıyor.
“Sen değimliydin dünyayı benim ayaklarımın altına koymaya söz veren?”
İşte bu anda erkeğin verebileceği en gerçekçi ancak en kaba yanıt şu oluyor:
“Ne yani sanki başka yere mi koymuşum?..”
İlle de bir şeyler söylemek ille de haklı çıkmaya çalışmak evliliklerin de her türlü
ilişkinin de panzehiri bulunmayan zehiri oluyor.
Bu hafta da işin kolayına kaçıp, eski notlarımdan aktarmalar yapayım. Ancak
tebessüm garantisi var ona göre…
Gezginci tiyatro kumpanyaları şehir şehir dolaşırken kendilerini zor taşıyorlar…
Dekor taşımasa zor mu zor… Fransız aktör Saint Alein bu soruna parlak bir çözüm
bulmuş… Dekor falan taşımıyor. Yalnız oyun başlamadan önce perdenin önüne
gelip, oyun ve sahne üzerine kısa açıklamalar yapıyor ve diyor ki:
“Dekor yapmıyoruz. Bu konuyu siz değerli seyircilerimizin hayal gücüne
bırakıyoruz. Böylesi daha iyi.”
Gerçekten de ehil seyirci hayal gücünün, dekorsuzluğu sorun olmaktan
çıkardığını bizim Bakırköy’ün Halkevi Tiyatrosu’ndan bilirim. Üstün ağabeyin (Asutay)
kulakları çınlasın…
Bir bildiğin daha var: Çin tiyatrosunda da sahnede dekor yerine, “Burası
bahçedar” ve “burası bir evdir” gibisinden yazılar var ve yetiyor…
Sanat ve sanatçıya saygı bir toplumun değer terapisine konmasında en önemli
mihenk taşıdır. Ancak bir mihenk taşı daha vardır o da toplumun sanattan anlama
düzeyinin mihenk taşıdır. Gelişmemiş toplumlar üst düzey sanata uzak kalırlar. Daha
doğrusu anlamazlar.
Gerçek sanatçıyı değil de bezirgan politikacıya hayran olan toplumun, o
politikacıdan acı kazıklar yemesine de acınmaz. Toplum eğer o
Düzeydeyse zaten yediği kazığın bile farkına varmaz…
Açıkçası siz dekorunuzu ona göre yapın cahilden uzak sanata yakın kalın.
Hepinize iyi Bayramlar efendim…