RECEP ARSLAN

RECEP ARSLAN

Böcük

Böcük ya da böcek. Kabuklu haşerata verilen genel ad. Kelimenin kökünü ararsak öc olmalı. Öc yani

intikam. İntikam nasıl alınır? Şiddet kullanarak. Korkutarak, dehşet duygusu vererek. Masallarda

korku unsuru nedir öcü. Öc, öcü, böcü ve böcük. İşte Türkçe bir kelimenin açılımı. Türkçe’de

kelimenin kökü ortada oluyor anladığım kadarıyla.

Öğretmen Asım Gültekin, dağıtım kelimesi üzerinden açıklama yaptı bana. Çok da yadırganacak bir

durumu yoktu açıklamanın. Dağıtım kelimesinin kökü ağ imiş. Ağ bir örgü biçimi, örümceğin ürettiği

kumaş. Şebeke denilmiş ona. Ağ kökünün başına d eklendiğinde dağ, ı ve tım eylem ve kaynaşma

ekleriyle ağın uzantılarına kadar ulaşmak anlamları için kelime üretilmiş oluyor. Ağsız dağıtım olmaz

elbette. Bir dağıtım yapılacaksa bir ağ olmalı, ulaşılabilecek noktalar olmalı.

Ök, kelimesi de bir kelime kökü. Ök, ana demektir. Ana ise insanın kökü. Ana kökünden evlatlar olur

ve yayılır. Ok kelimesini ve öksüz kelimesini biliriz. Ök ana ise öksüz anasız demektir. Ama ök, başına

bir k koyulduğunda da kök kelimesi yapılır ki ana kelimesi ile aynı anlama gelebilir. Türkçe’de kelime

kökü bulunduğunda onun önüne ve arkasına ilave edilecek harflerle yeni kelimeler üretiliyor ama

anlam bakımından da o kökten çok uzak düşülmüyor.

Bu,Türkçe’nin şimdiye kadar bakmadığım bir alanı. Evet, ben alfabe sorunlarıyla, kelime üretmenin

kurallarıyla, dil mantığı ile çok ilgilendim ama kelimenin kökü nerededir, ona hangi eklerle neler

yapılabilir alanını hiç dikkate almamıştım.

Xxxx

Lisan çalışmaları, bir okyanus kadar geniş. Ama, esas olanı bulmak çok önemli. UNESCO’ya göre bazen

3 bin bazen daha farklı dil konuşulduğu belirtiliyor dünya üzerinde. Ama bütün dillerinde toplandığı

ana tasnifler var. Şu belli ki, dünyanın en eski dilleri İbranice, Latince, Gırekçe, Arapça olarak ortaya

çıkıyor. Ama Hemen onlardan türemiş başka başka diller sayıyı artırıyor.

Lisanların, dilerin ortak kelimelerine bakıldığında akla durgunluk veren benzerlikler ortaya çıkıyor.

Crimin ile cürüm, fatura ile iftira kelimelerine bakınız. Arapça, İtalyanca, İngilizce kelimeler, neredeyse

anlam bakımından bile aynıdır. Çok küçük sapmalarla kullanılıyorlar.

Türkiye’de bir zamanlar bir siyasal tasarı olarak ortaya atılan Güneşdil, nazariyesi siyasi

değerlendirilmelerle tu kaka edildi ama, aslında çok da yabana atılacak bir nazariye değildir. İşin aslı

şu. Dünyada tek dil var. Kaynağı İlahi. Vahiyde bildirildiğine göre, ki en kesin bilgi türüdür, Allah

Adem’e, günlük hayatında gerekli olan kelimeleri, isimleri öğretti.

Xxxx

İşte dillerin, lisanların temeli budur. Bundan sonra insanlar eğip-bükerek, değiştirerek, kimi harfleri

söylemeyerek, kimi harfleri yani ses parçacıklarını değiştirerek, insanlar toplumsal parçalar halinde

birbirinden koparak başka coğrafyalarda yaşayarak, başka başka kelimeler üretip, konuştukları

kelimeler bütüne bir isim verdiler. İşte böylece şehirlerin, toplumların, ovanın, dağın, yaylanın,

vadinin, sahilin, karanın, denizin, nehrin, suyun, süküunun, karmaşanın ayrı kelimeleri ve ayrı dilleri

oluştu.

Bazı çok bildiğini zanneden arkadaşlarım böyle tahminler yürütmemi çok saçma buluyorlar. Ama

kendileri daha makul nazariyeler ortaya koymuyorlar. Kendilerinin de bana çok saçma gelen

düşünceleri oluyor. Ama ben onların saçmalığını söylemeden doğrusunun ne olduğunu anlatmaya

çalışıyorum.

Herkes kendi zanlarıyla yaşar gider. Zan ise dinen uzak durulması gereken bir hal.

xxxx

Bilakis ve bilhassa iki kelime. Anlamını bilen az kalmış toplumda. Onun için tekrar gündeme taşımak

için söyleyelim. Bilakis tam tersi, tam tersine, bilhassa ise özellikle anlamındadır.

<