DR.AKKAN SUVER

DR.AKKAN SUVER

GAZETECİ/YAZAR

Bitmeyen acı…

"İnsan insan olur öz hüneriyle

Millet, millet olur hayrı, şerriyle

Toprağın bağrına cesetleriyle

Azatlık tohumunu ekti şehitler

Bahtiyar Vahapzade''

1995 yılının 27 Nisan günü İstanbul'da Çırağan Sarayı'nda şerefine verilen bir ziyafette Mihail Gorbaçov aynen şunları söylüyordu: "-Baku'de olağanüstü hal ilan etmek ve oraya asker göndermek' benim siyasi hayatımın en büyük yanlışıydı."

Evet, 20 Ocak (Yanvar) faciasını yaşattıktan Hankendi, Hocalı, Şuşa, Laçin, Hocavend, Kelbecer, Ağdere, Ağdam, Cebrayıl, Fuzuli, Kubadlı ve Zengilan şehirlerini Azerbaycan'ın elinden alıp Ermenistan'a teslim ettikten yıllar sonra Mihail Gorbaçov talihsiz günahının itirafını yapacaktı.

Neye Yarar?

Yağmalanmış, yıkılmış şehirlerden, mezarı belli olmayan şehitlerden, evsiz kalmış insanlardan oluşan simsiyah tablonun yaratıcıları bugün yerlerinde oturmaktadırlar.

Yirmi sekiz yıllık acı dünyanın gözü önündeyken Ermenistan vurdumduymaz bir aldırmazlık içinde, pişkinlik ve yüzsüzlükle gasp ettiği topraklardan çıkmamakta direnmektedir.

Bu direnmeyi insanlığa rağmen, uluslararası hukuka rağmen de sürdürmektedir.           

Acı sadece Azerbaycan'ın, sadece Türk dünyasının değil gerçekte insanlığın acısı, insanlığın ayıbıdır.

Birleşmiş Milletler'de, AGİT'te, Avrupa Konseyi'nde Avrupa Birliği Parlamentosu'nda kabul edilen kararlar, Ermenistan'ın işgal ettiği toprakları derhal boşaltmasını isterken onların ciddiyetten uzak umursamazlığı, aldırmazlığı sürmekteyse burada bir yanlış vardır.

Bu yanlış 134 Sivil'in ve 37 askerin şehadetinin, 770 sivilin ve 80 askerin gaziliğinin ve aralarından 48'inin kaybolduğu 400 insanın hapishanelere sevkinin unutturulmaya çalışılmasıdır.

Bizlere düşen; bu yanlışı ısrar, özen ve dikkatle masalarda kalemle, akılla ve ferasetle çözmeyi sürdürmektir.

Zira bu kanlı olaydan sonraki tek tesellimiz "20 Ocak Katliamı" ya da "Yanvar Katliamı" olarak anılan olaylar sonrasında Azerbaycan Türklerinin gösterdiği mücadele örneği, onun bağımsızlık yolundaki adımlarının engellenemez niteliğini ortaya koyması ve bugünkü muhteşem Azerbaycan Devleti'nin temelinin atılmasıdır. Yanvar'da atılan bu temel yalnız Azerbaycan'ın değil bütün mazlum milletlerin azminde yeni bir model, yeni bir oluşum teşkil etmektedir.

Bu da bizim tesellimizdir.

<