BİR VAKFIN ÖTEKİ YÜZÜ..
Gazete okurlarının şikayetlerine bakılırsa medyamız, birbirlerine ters düşen fikir aykırılıklarıyla kafa karıştırıcı yayınlar yapmaktadır. İnandırıcı olmayan haberleri algılarla makyajlayıp okurlarına ulaştırmaktadır. Medyanın asli görevi bu olmamalıdır. Tarafsızlığını kaybetmiş bir basın, gerçekleri yansıtmayan bir araç haline gelir ve amaç olmaktan çıkar.
Medyamızın bu görüntüsü, kamuoyunda ve basın çalışanları arasında tepkiyle karşılanmaktadır.
İnsanlık değerlerine sevgi ve saygı hakimdir. Sevgi ve saygının olduğu yerde güç birliği oluşur. Bu mesleklerde de böyledir. Gazetecilik prestiji zafiyetine uğrarsa bunun denetimi okurlara düşer.. Gerçekleri öğrenme hakkını, okurları adına kullanma göreviyle yükümlü bulunan gazeteciler, etik kuralların dışına çıkmamalıdır. Gazetelerdeki traj düşüşü, okur kaybının nedenleri olarak sırıtmaktadır.
Medyada emekli olan bir gazeteci, meslek arkadaşlarının vefa duygularından da uzak kalıyor. Meslekteki üstünlük yarışı; vefa, dostluk, arkadaşlık, dayanışma fikirlerini köreltiyor. Maskelenmiş kişilikler, gazetelerin bünyesinde kalıcı olmaktadır. Mesleğe daha ilk adımını atan bir stajyer gazeteci bile, üstünlüğünü kanıtlamak için bencilleşiyor. Kıskançlık sürecinin en bol yaşandığı yerler gazete mekanlarıdır.
Aslında, emeklilerinde meslekleriyle ilişkilerini kesmeyen ve yaşlılığı kabul etmeyen bir kesim vardır.
Yıllarını şehir ve yurt sorunlarıyla iç içe geçiren emekli gazetecilerimizin, bilgi birikimlerinden yararlanmak nedense, hiçbir kurumun aklından geçmez.
Çağımızın hızlı yaşantısı içerisinde yardım veren Vakıflar gibi kuruluşların, kendilerini hizmetlere uyarlayabilmeleri çok defa zor olmaktadır.
Kurumların ayakta kalmalarının tek şartı, zamanla yarışmak olacaktır.
Vakıflar bugün bu baskı altındadır.
Vakıfların amacı daima üretime kaynak sağlayıcı projeler hazırlamak ve uygulamaya koymaktır.
Konumuzla ilişkili olarak yapılan açıklamalar şöyledir:
(TGC) Gazeteciler Sosyal Dayanışma Vakfı, yarım asırı bulan kuruluş yaşındadır. Bir şefkat ve yardım kurumu olarak gazeteciliğin öteki yüzüdür. Her türlü yasal koşullara karşı dik duruşunu muhafaza eden bu kuruluş, yardım yapanla, yapılan arasındaki kaynağı arttırıcı projeler üretmektedir.
Geleceğin ilk büyük projesi (Medya Kültür Merkezi) olacaktır. Bu konuda inşaat sektöründeki sıkıntı ve ekonomideki dalgalanmalar nedeniyle ortaya çıkan engellerin aşılması beklenmektedir.
Vakıflar yasası hükümlerine göre, kurumların yapabileceklerinin sınırları bellidir. On yıl önce, Vakıflara bağlı Bakanlığın başındaki siyasi iradenin katkısıyla bir fon sağlanmıştı. Basın İlan Kurumuna ilişkin emekli gazetecilere muhtaçlık kapsamında ödenen fonda kısıtlamalara gidildiği öğrenilmiştir.
Ortada gerçekçi bir tablo var. Medyadaki yaşlılık sorunları derin boyutlara ulaşmış bulunuyor.
Son hazırladığımız ve İletişim Başkanlığına gönderdiğimiz “Emekli Gazeteciler Deklarasyonu”nun öngördüğü koşullarda, iyileşme olacağını umutla beklemekteyiz.
Başbakanlık ve ona bağlı kurumların kaldırılmasından sonra devletin teşkilat düzenlemesi, yeni bir yapılaşmayı gerektirdi. Buna bağlı uygulamalarda, devlet birimlerinin, koordineli ve aktivite merkezli çalışacağı beklentileri devam etmektedir.
AKLIN ÖZÜ: “Vicdan denen şey, birisinin bizi gözlediğini ihtar eden sestir.” (Menkcen)