SELAMİ TURGUT GENÇ

SELAMİ TURGUT GENÇ

BİR BASINKÖY HİKAYESİ

Yaşlandığımız sürece geçmiş duyularımızın hassasiyetini azaltır mı, çoğaltır mı? Kulaklarımızda duyu kayıpları olabilir. Gözlerimizde bulanıklığı, gözlük camlarının netleştirmesinden yararlanabiliriz. Ama, geçmişin neler getirip götürdüğünü, bugünkü hafızamızda canlandıracak gücü kendimizde bulabilir miyiz?

Düşüncelerim böyle bir ufuk taraması yaparken, birden bastıran beyaz kar örtüsü altındaki Basınköy Gazeteciler sitesinin kartpostalları kıskandıracak güzelliği gözlerimi ışıldattı. Birden hafızam açıldı, derinlikleri kucaklayacak anılar kervanı zaman tünelinde belirmişti..

Basınköy evlerinin omurgasındaki biri olarak hafızamın, alabildiğine kapılarını açtığını hissettim. Birisini başkasına tanıştıran bir yakınlık içinde geçmişi vefa duygularına yaklaştırmak amacıyla bir şarkı sözüne sığındım:

“Unutulmuş birer birer.. Eski dostlar, eski dostlar..

Ne bir selam, ne bir haber…

Hayal meyal düşler gibi

Uçup giden kuşlar gibi…”

Basınköyü bir resim gibi ortaya koyan, kooperatif örgütlenmesiyle bir ev sahibi olmanın hayalini kuran Babı-âli dostlarından kaç kişi kaldı?

Önce bulunduğumuz ortamı değerlendireyim. Yaş basamağının iyimser hayalinden sıyrılarak Basınköy’ün kuruluş günlerine dönelim.

Tamamı tamamına kocaman bir 60 yıl geçmişti.. Ama dostların kaybı gibi hızlı bir gidiş değildi bu.. Bomboş metrûk bir arazi keşfedilmişti. Florya ormanı yakınında; kurt-kuşun dolaştığı bir alanda, gazeteci dostlarla birer ev sahibi olmak için hızlı yarışçılar gibiydik. Babı-âli mekanında üretilen projelerle Basınköy, temelleri üzerinde yükselmişti. Fakat sancılı bir doğum süreci bu mesken alanlarında uzunca bir dönem baş ağrıtacaktı.

Kısaca özetleyelim: On blok üzerinde kurulan Basınköy evleri, en sağlam yapı malzemeleriyle, eski dostlar 194 gazeteci aileye, kura ile dağıldıktan sonra meşakkat günleri ortaya çıkmıştı.. Ara yollar, evlere gidiş-çıkış alanları diz boyu çamur halindeydi.

İnşaatı tamamlayan yükleyici firma TİMLO şirketi, yükümlülüklerini yerine getirmekte manevralara yelteniyordu. Gazeteciler Yapı Kooperatifi ile bağmışız yapılar için tapu sorunları yaşanıyordu.. Emlak Kredi Bankasından sağlanan “Sigortalı Mükellef” kredilerini almakta güçlük çeken inşaatçı firma, Gazeteciler Yapı Kooperatifini yasal engellerle oyalıyordu.

Kooperatif, engellenme dönemlerinde çözüm araştırırken sık sık benimle temasa geçerek problemlerin aşılması konusunda yardımcı olmamı istiyorlardı.

Basınköy’ün ortak çıkarlarında elbirliğiyle hareket eden eski dostlardan kimler kaldığına dair bir hüzün yaşansa da, İstanbul’un en gözde bir alanında bulunduğumuzu da gözden uzak tutulmamalıdır.

Basınköy’ü, 1995 yılında Bakırköy Belediyesini, çevre konusunda imrendirecek bir mekana hazırlayan girişimlerimden sonuç aldım. Bütün alanlarımız kimyasal toprak düzenlemeleriyle çimlendi.. Çiçeklendirildi.. Yeşile renk katan bitkilerle bezendi.. Cazip asfalt taşlarıyla sitemiz bambaşka bir çehreye dönüştü.. Bülbüller bu güzellikleri mesken edindi.. Bütün bunlar belediyenin katkılarıyla oldu.. Sitenin bütçesinden para çıkmadı.. Şunu da itiraf etmeli ki, zamanın akışı içersin de meslektaş dostlarımızda eksilmemeler oluyordu. Eski dostlar ya meskenlerini değiştiriyor, yada ölümler nedeniyle kayıplar yaşanıyordu..

Tıpkı, şarkılardaki gibi:

“Hayal meyal düşler gibi.. Uçup giden kuşlar gibi..” kalıyorduk.

BASINKÖY İKİNCİ BİR BABI-ÂLİ İDİ

Kuruluşunda, 10 bloklu mesken alanlarımızda gazeteciliğin usta ünvanları, üstadları, yazı işleri ve Genel Yayın müdürleri, sayfa sekreterleri, muhabirliğin her görevinde kıdem sahibi gazetecilerin hep Basınköy’lü diye anılırlardı..

Babı-ali gazeteciliğinde san’atın, edebiyatın, haberciliğin öne çıkan isimleri mesken yeri Basınköy’de topluluk göstermesiyle sitemize ikinci Babı-âli gözüyle bakılırdı.

Bu tanımlamalarımızın basın yaşamımızdaki gerçeklik payına bakıldığında Basınköy tarihi yerleşim yeriyle bugün bir “Galeri” değerindedir.. Caddeleri, sokakları, blokları ünlü yazarların ismini taşıyor.. Basınköy, binalarıyla yaş faktörünü kabul etmiyor..

İhsan Onur meslektaşımızın kaybı ile sitemizde oturan üç gazeteci ismi sayabiliriz. Yaş sıralamasına göre,  Selami Turgut Genç’in ismi öne çıkıyor.. O benim işte.. Meslekte aktif hizmetlerimi hala yürütüyorum.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Gazeteciler Sosyal Dayanışma Vakfı’nın başkanı olarak hizmetler üretiyorum.. İkinci eski dost, başarılı gazeteci ve yayıncı Yalçın Toker’dir. En gencimiz İhsan Kani Atmaca ise atılgan ruhu ile Basınköy’de aşınmayan gayretlerini, her hizmet gerektiren işlerde gösteren bir Basınköy sevdalısı.. Sitemizin Yeni Yönetimi, iletişim ağını geliştiren çalışmalarında hedefteki hizmetlere yönelmekte kararlılık gösterebiliyor.. Muhtarımız Erol İnan bol alkışlar alıyor…

Sonuca gelince Basınköy’deki görkemli eğitim yuvası okulun yapılmasında öncü gayretlerim oldu. Açılış töreninde dönemin Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey, yardımsever iş adamının okul yaptırma isteğini Basınköy’e Selami Turgut Genç’le birlikte yönlendirdik.. Beni değil, onu alkışlayalım dedi. Bu unutulmaz günün anıları gazete haberlerinde yer almıştı..

Çarşı bölümünün alanları, kooperatif statüsünden tasfiye edilmediği ve kongresinin yapılmasının unutulduğu için Milli Emlak dairesinin mülkiyetine geçiyordu.. Bu sorunun çözülmesini sağladım. Sakinlerimiz çarşı tapularına kavuştular.. Şimdilik, daha bir çok anıları da kendime saklıyorum..

<