" BAŞIN ÖNE EĞİLMESİN…"
Eğilmedi de.
Sayın Erdoğan, ABD’ye ezilmeden, büzülmeden, başı dik gitti.
Halk ona güvenip başkanlık sıfatını vermişti geniş yetkiler tanıyıp arkandayım, demişti.
Beşli çeteye karşı “ Bir dakika !.. Dünya beşten büyüktür!..” diyerek dünya siyasetinde
büyük bir paradigma değişimine yol açmıştı.
O etkili olmanın sözde değil harekete geçmekte, olduğunu görmüştü.
Yeteneğini ,vicdanını kullanarak bir ihtiyacı karşılamak üzere oyuna girdi. İlkeli duruşu ;
ortak iyiliğe hizmet etme potansiyeline sahipti. İlkeli duruşu yoksul ve mağdur dünya
halkları nezdinde beğeniyle karşılandı.
O sesini ,bulmuş ,ilkeli bir liderdi.
Toplum bu sesi beğendi, ilham aldı. Kitleler de kendi sesini bulmak üzere arayışa çıktılar.
“İnsanı yaşat ki, devlet yaşatsın “ “her şeyin başı ve sonu insan” evrensel ilkesine uygun
bir arayıştı bu…
“ İnsanı merkeze alan paradigma değişimiyle” , büyük devletlerin ne toprak
büyüklüklerinin, ne teknolojik üstünlüklerinin, ne yalanlarının ,halkın üstün direniş ruhunu
zaafa uğratamayacağı anlaşıldı.
Dünya kamuoyu, tanklara, bombardımanlara karşı dik duran halkın direnişi karşısında
şaşkınlığa uğramış, bu ruh asaleti karşısında saygı duymuştu.
Bu direniş ruhunun lideri olan Erdoğan evine uğramadan bir hafta içinde Hindistan,Çin ve
Amerika’ya yolculuklar yaptı. Başkanlarla ,liderlerle görüştü,taleplerde bulundu.
Onun bu fiziki dayanıklılığı karşısında hayrete düşenlere ülkenin vizyonunu hatırlattı. Bir
emanet vardı. Halk kendisine üstün yetkilerle başkan sıfatını vermişti. O görevi süresince “
köşkte” ya da “ sarayda” oturmayacağını bildirmiş, etkili bir başkan olacağını açıklamıştı.
Sözünün sahibi oldu. Bu niteliğiyle güvenilir bir lider olduğunu her ortamda tescil ettirdi.
Arkadaşının değerini bildi. Vefalı oldu. Erdoğan dik duruşunu, sahip olduğu bu
nitelikleriyle sağlamıştı.
Beyaz Saray’ın kapısındaki “ ağır karşılanış” bu niteliklerin sonucudur.
Teröre destek veren bu haliyle Trump, teröre desteğiyle mahcup; güvenilir büyük devlet
lideri havasını veremedi.
Erdoğan ise geçmişteki liderlerin aksine ezik durmadı, dik durdu. Sözünü sakınmadı,
sözünün üzerine söz koydurmadı; asla başını yere eğmedi.