Türkiye'de her yıl 642 milyon ton toprak erozyona uğruyor

Türkiye'de her yıl 642 milyon ton toprak erozyona uğruyor
TEMA Vakfı Genel Müdür Yardımcısı Hikmet Öztürk, Türkiye'de her yıl 642 milyon ton toprağın erozyona uğradığını söyledi.

Hikmet Öztürk,  yaptığı açıklamada, toprağı "dünyanın sihirli örtüsü" olarak isimlendirdiklerini, incecik tabakanın olmaması durumunda dünyada karasal yaşamda hiçbir canlının yaşayamayacağını ifade etti.

Toprağın, iklimi düzenlemeden oksijen üretimine, biyolojik çeşitliliği korumadan su üretimine kadar gezegen için hayati önem taşıdığını belirten Öztürk, dünyanın bugün karşılaştığı iki temel büyük problemden birinin iklim değişikliği, diğerinin ise biyolojik çeşitlilik kaybı olduğunu anlattı.

Bir kaşık sağlıklı topraktaki canlı sayısı

Öztürk, hem iklim değişikliğiyle mücadele hem de biyolojik çeşitlilik kaybının önlenmesindeki çalışmaların odağında toprağın bulunduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Bugün küresel ısınmanın ana kaynağı; toprak altında depolanan fosil yakıtların kullanımı sonucu atmosferde karbon miktarının artmasıdır. Bunu azaltmanın yolu ise 'toprağın çocukları' diyeceğimiz bitkilerle atmosferden geri alınmasını sağlamak ve toprak canlıları aracılığıyla tekrar toprağa depolamaktır. Toprak, dünyadaki biyolojik çeşitliliğin üçte birine ev sahipliği yapıyor. Bir kaşık sağlıklı toprakta dünyada yaşayan insan sayısından daha fazla canlı bulunuyor."

Toprağı korumanın; hem içinde hem de üstünde yaşayan canlıları korumak anlamına geldiğini ifade eden Öztürk, "Gıdamızın yüzde 95'i topraktan geliyor. Toprak sağlığımız acısından da o kadar önemli ki. Yeterli ve dengeli beslenmek için gerekli olan minerallerin büyük çoğunluğunu da topraktan alıyoruz." dedi.

İnsanların 20 besin elementine ihtiyaç duyduğunu, bunlardan 17'sinin topraktan geldiğini vurgulayan Öztürk, şöyle devam etti:

"Topraktaki besin elementlerini gıda ve su vasıtasıyla alıyoruz. Eksiklikleri halinde yetersiz beslenme sonucu oluşan rahatsızlıklar ortaya çıkıyor. Sağlıklı topraklar insan refahını da artırıyor. Tarih, toprak bozulumu nedeniyle kaybolan uygarlıklarla dolu. Artan nüfusun gıda ihtiyacının karşılanması toprakların korunmasına bağlı. Ancak bugün halen toprak bozulumu nedenlerinin başında erozyon geliyor."

"Toprak organik maddesini artıracak uygulamalar yapmalıyız''

İdeal bir tarım toprağında en az yüzde 5 oranında organik madde bulunması gerektiğinin altını çizen Öztürk, Türkiye'nin tarım topraklarının organik madde içeriğinin çok düşük olduğunu belirtti.

Öztürk, Türkiye'deki toprakların yüzde 99'unda organik madde içeriğinin yüzde 3'ün altında olduğunu ifade ederek, "Topraklarımızın verimliliği için erozyonu önlemeli ve toprak organik maddesini artıracak uygulamalar yapmalıyız." dedi.

İklim değişikliğiyle beraber büyük ölçüde kuraklık yaşanacağını, sıcaklık artışı 1,5 derecede tutulsa bile kuraklığın 1,5 kata çıkacağını vurgulayan Öztürk, şunları söyledi:

"Tarımsal üretimimiz açısından suyun toprak tutulabilmesi için organik madde miktarının artırılması gerekiyor. Eğer organik madde miktarını yüzde 1 artırırsak bir dekar alanda 17 metreküp daha fazla su tutabiliyoruz. Hem iklim değişikliğiyle mücadele hem ona karşı dayanıklılık hem biyolojik çeşitliliğimizin devamlılığı hem de insan hayatının doğrudan bağımlılığı nedeniyle toprak yaşamsal önemi tartışmasız bir doğal varlık."

Öztürk, Türkiye'de ve dünyada toprak bozulumunun nedenlerinin başında erozyonun geldiğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye'deki tarım topraklarının yüzde 39'unda, meraların ise yüzde 54’ünde erozyon görülüyor. Her yıl 642 milyon ton toprak erozyona uğruyor. Türkiye'de her saniyede erozyona uğrayan toprak miktarı, yaklaşık 4 futbol sahasındaki 1 milimetre kalınlığında toprağa eş değer. 10 dönüm alanda 8,4 ton toprak erozyona maruz kalıyor. Organik madde içeriğinin en yüksek olduğu ve bitkileri beslemesi açısından potansiyeli en yüksek olan yer toprağın üst kesimi. Azotun yüzde 95'i üst toprakta bulunuyor. Erozyonla önce bu verimli üst tabakayı kaybediyoruz. Dolayısıyla erozyonla zamanla toprağın verimliliği de düşüyor. Topraklarımızın verimliliği, gıda güvenliğinin sağlanması, gıda üretiminde yeterlilik açısından topraklarımızın erozyona karşı korunması önemli."

"Her yıl 500 bin çocuğa toprak ve doğa konusunda eğitimler veriyoruz"

TEMA Vakfının toprağın önemini anlatmak için çalışmalarda bulunduğunu belirten Öztürk, herkesin toprağın korunması konusunda gönüllü olmasını sağlamaya çalıştıklarını anlattı.

Öztürk, bu kapsamda vakıf olarak birçok çalışma yaptıklarını, bu çalışmaların başında ise eğitimin geldiğini dile getirerek, şunları kaydetti:

"Eğitim çalışmalarında biz Milli Eğitim Bakanlığıyla yaptığımız işbirliği çerçevesinde her yıl 500 bin çocuğa toprak ve doğa konusunda eğitimler veriyoruz. Erozyonun yüksek olduğu bölgelerde yürüttüğümüz ağaçlandırma çalışmalarıyla erozyon kontrol çalışmaları yapıyoruz. Kırsal kalkınma projelerimizde sürdürülebilir toprak yönetimini sağlayarak, toprak sağlığını koruyacak, çölleşmeyi engelleyecek tedbirleri uygulayarak, toprağın verimliliğini artırıyor ve üreticilerimizle bu örnekleri paylaşıyoruz. Bozuluma uğramış toprakları eski haline getirecek restorasyon çalışmaları yapıyoruz. Ayrıca kimyasal gübre kullanımını azaltmak ve toprak organik miktarını artırmak için yeşil gübreleme çalışmaları yapıyoruz."

Türk halkının ağaç dikmeyi çok sevdiğini aktaran Öztürk, şöyle devam etti:

"Son yıllarda müthiş bir ilgi var. Bu konuda vakfımıza da talepler geliyor. Bir ağaç dikimi etkinliği olduğunda sürekli katılmak istiyorlar, fidan talepleri oluyor. Vatandaşlar bize internette tema.org.tr adresinden doğrudan ulaşarak fidan bağışı yapıyor, telefonla ulaşıyor, e-mail aracılığıyla da sorularını ya da yapmak istediklerini anlatıyorlar. Her birey toprağın korunmasıyla ilgili çalışmalara destek olabilir. Hatta oturduğunuz yerde 'fidan' yazıp 3464'e yollayarak fidan bağışında bulunabilirsiniz. Dikilen her fidan, havadaki karbondioksitin depolanmasını, yeni ormanların kurulmasını sağlayacak, toprağı koruyacak, erozyonu önleyecek çalışmalarda kullanıldığı için geleceğimiz açısından büyük önem taşıyor. TEMA Vakfı kurulduğu günden bu yana 23 milyondan fazla fidanı toprakla buluşturdu. Ayrıca 700 milyon meşe palamudu da toprakla buluşturuldu. Bu çalışmaları Orman Genel Müdürlüğüyle sağladığımız işbirliğiyle yapıyoruz."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.