Bütün bu olacakları Atatürk de kâhin gibi bilmiş, çok önceleri derin öngörüşüyle şunları demişti: "Bugün Sovyetler Birliği dostumuzdur, müttefikimizdir. Bu dostluğa ihtiyacımız vardır.

Fakat yarın ne olacağını kimse bu günden kimse kestiremez. Tıpkı Osmanlı gibi, Avusturya - Macaristan gibi parçalanabilir. Bugün elinde sımsıkı tuttuğu milletler avuçlarından kaçabilir. Dünya yeni bir dengeye ulaşabilir. İşte o zaman Türkiye ne yapacağını  bilmelidir. Bizim bu dostumuz idaresinde dili bir, inancı bir, özü bir kardeşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız. Hazır olmak yanlız o günü susup beklemek değildir. Hazırlanmak lazımdır. Milletler buna nasıl hazırlanırlar? Manevi köprüleri sağlam tutarak"

Kardeşlerim, lütfen bu gibi köprüler, dil birliği harf birliği, genç kardeşlerimiz kaynaşması, çocuk şenlikleri ile olur... Arapça'ya meyil ile olmaz… Ruslar yaklaşık 100 milyon Türk’ü, Araplar da ona yaklaşık Türk’ü katlettiklerini sanırım bilirsiniz.

HERŞEY TÜRK İÇİN, İNSAN İÇİN....

GASPIRALI....

Gençlik ve sonrası yıllarında Türk dünyasının acıklı halini tespit eden ve çarelerini araştırarak, çözümü birlikte ve eğitimde bulan Gaspıralı, bütün ömrünü bu gayeye ulaşmak için geçirdi. Buna rağmen, katledilmekten, horlanmaktan, asimilasyona uğramaktan kurtaramadı...

Türk dünyasından bunun gibi bir çok kahraman yetişmiştir Ziya Gökalp ve Atsız gibi...

Gaspıralı'nın dilde birliği sağladığı, fikirde birliği yaygınlaştırdığı bir gerçektir. Daha sonra alfabe birliği bozuldu. Türk coğrafyası parçalandı. Birbirleriyle kavgalı ayrı ayrı milliyetler oluşturmaya çalışıldı. Maalesef 1991 sonrasında, bu muhteşem fırsantı ve imkanı sonuna kadar heba ettik!

Alfabe birliği yerine cahilane 29+5 harf diyerek düşmanların zorla yaptığını kendi elimizle yaptık! Türk illerinde İngilizce okullar açarak İngiliz taşeronluğu yaptık. Amerika'nın sadece Kazakistan’a 2500 barış elçisi göndermesini idrak edemedik.

Gaspıralı'nın işbirliği prensibinin "Allah'ın Türk coğrafyasına bahşettiği kritik maddelerin, Türkler

tarafından, Türklere göre ve Türkler  için kullanılması" manasında olduğunu anlayamadık!

Gaspıralı'nın millete verebileceği hesabı vardı. Ya biz onlara ne hesap vereceğiz?

Ruhları şad olsun…

TÜRK'ÜN DOSTU TÜRK'DÜR...

Görüyorsunuz, "nasihat eden çok olur, ama ekmek veren olmaz " Rusların kendi menfaatleri için yapamayacağı hiç bir şey yoktur. Ey Orak Çekiç amblemi taşıyan  sözde akıllılar, yarın o füzeler ve bombalar sizin de başınıza yağacaktı.

Bizim yapacağımız iş kimsenin sözüne bakmadan birlik ve beraberlik içinde olmamız.

Turan ile gücümüzü artırıp hür ve özgür yaşama hakkına sahip olmamız gerekmektedir, hatta zengin yeraltı kaynaklarımızla ekonomik varlığımız huzurlu yaşamı sağlayacaktır. Biz modern, çağdaş, ilime, bilime  önem vermeden Türk Cumhuriyetlerine fakirlikten başka bir şey veremeyiz, korkarım ki daha da  huzurlarını bozarız. Oraların kültürleri ve şiveleri ekseriyetle Göktürk şiveleridir, kelimelerin çoğu Göktürkçedir.

Bizim ilk hedefimiz Türkçemizi zenginleştirmeliyiz. Yeni yeni başka kelimeler ile hareket ederde hata yaparsak hem Türkçemizi zayıflatır hemde benliğimizi kaybederiz. Birlik konusunda başarılı olmamız mümkün olmayacaktır. Tek hedef TÜRK olmak, TÜRKÇE öğretmek olmalıdır...

DELİ DOLUYUM EMMÂ; TÜRK'LÜKTÜR SAĞIM SOLUM...

Bakmayın bana  deli, doluyum ama safkan  Göktürk ve Ülkücü'yüm. Benim Ülkücü'lüğüm ırkçı olarak değil tabiki , sadece vatan, bayrak ve beka'dır.

Türk'ler özgürlük'den ödün vermez, ben de özgürlüğümden kimseye ödün vermem.

Haftanın iki üç günü bir iki kadeh rakı içer efkar dağıtırım. Birilerinin yanın da yalakalık olsun diye limona içip diğer tarafta  alkol almam. Allah'dan saklamadığımı kuldan hiç saklamam. Allah ile arama kimseyi sokmam. Hele ki yobazları hiç sokmam. Atatürk ilkelerine sıkı bağlı bir Ülkücü'yüm. Ben yeteri kadar ideallerime en güzel çağımda ve istikbalimi heba ederek fedakârlık yaptım, elimden geldiği kadar da yapmaya çalışıyorum. Ama gördüğüm şeyler beni derinden üzüyor. Ya ben geri kaldım veya idealler değişti.

Bu davranışlarınızın böyle devam etmesi halinde ülkemin sıkıntı çekeceği malüm. Bizler Türklüğün yılmaz savaşcılarıyız.

Sadece şu kelimeyi söylerim...

EY TÜRK OĞLU TİTRE VE KENDİNE DÖN..

ÖNCELİĞİN TÜRKLÜK VE BEKA BUNA ÖNEM VER…

Kimse beceremediği ticarete atılmaz; ama herkes ticaretin en zoru olan "hükümet " işine gözünü bile kırpmadan girmek ister.

Sokrates