SELAMİ TURGUT GENÇ

SELAMİ TURGUT GENÇ

TRAFİKTE PUSULA İYİCE ŞAŞIRDI…

Cumhurbaşkanına kadar, Türkiye’deki trafik kurbanlarına gözyaşıyla, acıyla, çaresizlikle bakılmaktadır.

Toplumu yiyen, kemiren, bitiren bu illeti hiçbir güç, hiçbir makam çözüme kavuşturamıyor.

Yıllardır aynı kalemden yazıyorum: Trafikte çözüm denilen şeyi araştırıyorum. Gördüklerimiz şunlar:

Yıllar aşılamıyor..

Trafik aşılamıyor..

Yasa aşılamıyor..

Bütün önlemler işe yaramıyor. Çözüm düşünen çok oluyor. Sonuçlar hiçbir zaman şikayetleri giderici ölçüde olmuyor.

Trafik sorunlarında Cumhurbaşkanı: ÜZGÜN. Parlamento: ÜZGÜN. Hükümet: ÜZGÜN. Yargı: ÜZGÜN. Üniversite: ÜZGÜN. Basın: ÜZGÜN. Vatandaş: ÜZGÜN.

Türkiye’nin en güncel sorunlarından birini duyuruyoruz.

“Trafikte pusula iyice şaşırdı..” diyoruz.

Kentler trafikle kilitleniyor. Caddelere havadan bakıldığında, yollarda yaşanan trafik krizi, halkın dinmeyen öfkesi.. Durumun ne kadar vahim olduğunu daha uzun boylu anlatmaya gerek yok..

Karayollarında trafik kazalarının ölümcül ürpertisini omuzlarında hisseden sadece vatandaş mıdır? Millet olarak bu alın yazısını müşterek yaşamıyor muyuz?

Hergün toplumun büyük bir kısmı yasa boğuluyor.

Bugün ülkemizde trafik kazalarının “Ulusal Boyutta” bir sorun olduğu bilindiği halde, neden “Fren mesafesinde” duruluyor.

Devlet, karayolu uzunluğunu artırmada gerekli hızı fazlasıyla gösteriyor.

Karayolunu seçen yolcu sayısının yüzde 91,3 olduğu biliniyor. En fazla yük taşımasının karayolu ile yapıldığı belli.

Devlet gidiş-gelişli yolları çoğaltmıştır. Ana yollarımız ışıklandırma, işaretleme sistemleri yönünden kusursuzdur. Memleketin kalkınma alanlarına çivi çakanları takdir eden oy sahibi vatandaşların eğilimleri, seçim sandıklarının başında belli oluyor.

Doğrusu, içinden çıkamadığımız konulara birer fıkrayla, yaklaşma alışkanlıklarımızdan vazgeçemediğimizi hatırlatmalıyım.

İTFAİYE BEKLENİRKEN

İtfaiye araçlarının alarm ışıkları ve düdükleriyle hızla girdikleri sokakta merdivenler hazırlandı, hortumlar çıkarıldı. Görevliler, hemen bir eve yönelirken, birden kapı açıldı. Bir kadın kulağından çektiği afacan bir çocuğu itfaiyecilere göstererek:

“Kusura bakmayın amcaları!. Size söz veriyorum.” Dedi. “Bir daha telefona elini sürmeyecek..”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SELAMİ TURGUT GENÇ Arşivi