Temeli Olmayanın Çatısı Olur Mu?

Temeli Olmayanın Çatısı Olur Mu?
Başbakan Erdoğan, 'Şimdi çatı cumhurbaşkanı adayı arıyorlarmış. Temeli olmayanın çatısı olur mu? Çatıdan temele inilmez' dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı"nda konuştu.

 

Bilgi, birikim, beceri yani liyakat ve ehliyetin adaylarını belirlerken kullandıkları temel kriterler olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

 

"Bundan daha da önemlisi, burayı özellikle ifade ediyorum, her bir adayımızın AK Parti politikalarını benimsemiş, AK Parti"nin omuzladığı dava şuurunu ruhuna işlemiş olmasını özellikle gözetmeye gayret ettik. Sizler sadece belediye başkanları değilsiniz. Sizler sadece şehirleri, ilçeleri, beldeleri idare eden, çöp toplayan, şehrin fiziki sorunlarıyla ilgilenen yöneticiler değilsiniz. Sizler AK Parti"nin belediye başkanları olarak AK Parti"nin taşıdığı o tarihi misyonu, AK Parti"nin omuzladığı o büyük emaneti taşıyan, bu emaneti taşıma şuurunu Türkiye’nin kılcallarına kadar ulaştıran dava insanısınız. Ben inanıyorum ki seçildiğiniz her yerleşim biriminde, 5 yıl boyunca çok önemli hizmetler yapacak, çok önemli projeleri hayata geçirecek, yerleşim birimlerimizde bir fark oluşturacaksınız. Yani sizler diğer siyasi partilerle mukayese edilemeyecek farkı, belediye başkanlığınız süresi içinde ortaya koyacaksınız. Fakat burada her şeyden önemlisi hizmet verdiğiniz her yerde en başta gönülleri fethedecek, en başta gönüllere gireceksiniz. Bununla mükellefsiniz."

 

"Modern zamanın akıncı beylerisiniz"

 

"Çok mükemmel şehirler inşa edebiliriz, sokakları tertemiz temizleyebiliriz, altyapıyı mükemmel kurabiliriz, iyi köprüler, alt geçitler, parklar bahçeler yapabiliriz ama şunu unutmayın, Yunus Emre’nin dediği gibi ‘hepsinden iyice bir gönüle girmektir.’ Asıl yapmamız gereken bu" ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle devam etti:

 

"Her zaman belediyecilik felsefem var, o da şudur, hizmet gerekir ama yeterli değildir. Hizmet bizim için görev. Peki yeterli olan ne? Gönüle girmek. Bunu halletmek lazım. Bunu yaparken hep gönül inşa etmeye çalışacağız. Eğer bu arada gönüller kırarsak, yapılanın hiçbir anlamı, hiçbir değeri yoktur. Sokakta yürüdüğünüz zaman arkanızdan bakın belediye başkanı geçiyor demesinler, ‘bakın adam gibi adam geçiyor’ desinler. Bunu başarmamız lazım. Belediye Başkanı şehrin eminidir. Her bir belediye başkanı, şehrin emniyetinin teminatı olduğu kadar kendisinden de emin olunan kişidir. Böyle bir kişi olmak zorundayız. Sizler, milletin emanetine sahip çıkma yanında mensup olduğunuz dava itibarıyla bir medeniyet tasavvurunu inşa edecek, diriltecek ve medeniyetimizi ayakları üzerinde doğrultacak, geleceğe taşıyacak modern zamanın akıncı beylerisiniz."

 

"Çatı cumhurbaşkanı arıyorlarmış"

 

Başbakan Erdoğan, "Bugünlerde bir moda var ya, şimdi çatı cumhurbaşkanı arıyorlarmış. Ya, temeli olmayanın çatısı olur mu? Bunların yaptığı iş bu. Temel yok, çatı.  Çatıdan  temele inilmez, temelden çatıya çıkılır. Bunların anlayışı hep böyle olduğu için tutmuyor" diye konuştu.

 

"Bizim şehir anlayışımızda yüzyıllar boyunca temeller doğru atılmıştı, ecdadımız bunu böyle attı. Ama o temelleri yıktılar, yeni temeller attılar" diyen Erdoğan, şöyle konuştu:

 

"Bugün çarpık temeller üzerinde yükselmiş çarpık şehirleri düzeltmenin mücadelesini veriyoruz. Bu mücadele uzun soluklu mücadeledir. Bir dönemde iki dönemde çarpık kentleşmeyi tamir etmek, tahribatı ortadan kaldırmak mümkün değildir. Ama sizler öncü olursanız, sizler bir kapı aralar, bir anlayışı miras bırakırsanız sizden sonra gelecek o kapıdan geçecek, yüzyılların tahribatı inşallah yerini yaşanabilir şehirlere bırakacaktır. Bir çoğunuz yurt dışına gittiniz. Gelişmiş ülkelerdeki şehirleri gördünüz. Yurt dışına gitmemiş olanlar da kitaplarda, dergilerde, televizyonda gelişmiş ülke şehirlerinin görüntülerine baktınız veya artık Türkiye"de kendi büyük şehirlerimizi hatta bazı illerimizi şöyle gezip gördüğünüz zaman, nasıl model olabileceğini de kendi ülkemizde tespit etmek mümkün. Eksiklerine rağmen. Bakın her birinizi, en küçük nüfuslu beldeden İstanbul"a kadar her bir belediye başkanımızın kendisine her gün şu soruyu defalarca sorması gerekiyor; ‘Benim şehrim neden böyle değil, ben neden böyle şehirlerde yaşamıyorum. Benim hemşehrilerim neden böyle şehirlerde yaşamıyor?’ Bu sorulara cevaplar bulmak için de her gün çok çalışmamız gerekiyor. Başka ülkelerin şehirlerini şöyle bir gözden geçirdiğimizde onlara hayranlık duymak inanın bana çok ağır geliyor. Öyle ki adeta zul geliyor. Bizim kendilerine hayranlık duyulması gereken şehirlerimiz olmalıyken ne yazık ki başka şehirlere hayranlık duymak durumunda bırakıldık."

 

"Hayranlık duyulacak şehirlerimiz olmak zorunda"

 

Tarihte, önemli cazibe merkezi konumunda olan şehirlerden örnekler veren Erdoğan, "Diyarbakır bizim geniş coğrafyamızın adeta zümrüt şehriydi. Mekke, Medine, Kudüs"ten sonra bu coğrafyanın en mühim şehriydi. Konya, bugün de ihtişamlı şehir. Ama tarihte çok daha büyük ihtişama, çok daha büyük şöhrete sahipti. Sivas aynı şekilde, Edirne, Bursa, Osmanlı Cihan Devleti"nin ilk başkentleri olarak yer yüzünün merkezi, insanlığın cazibe merkezleri şehirlerdi. Bizim hayranlık duyulan şehirlerimiz vardı. Yeniden hayranlık duyulacak şehirlerimiz olmak zorunda" şeklinde konuştu.

 

"Yerelde neye alet olduklarını bilmiyor olabilirler"

 

Başbakan Erdoğan, "Yerelde bu örgütün mensupları neye alet olduklarını bilmiyor olabilirler, bizim köylerimizde, beldelerimizde, ilçelerimizde gerçekten temiz kardeşlerimiz "hizmet ediyor" diyerek bu örgüte destek verdiler, gönül verdiler, sadaka, zekat verdiler, kurbanlarını verdiler ama örgütün tepesiyle tabanı aynı istikamete bakmıyor, hatta aynı kıbleye bile yönelmiyor. Taban doğru istikamete bakarken, tepe yönetimi çok farklı istikametlerde ikbal arıyor" ifadelerini kullanarak, "Ben belediye başkanlarımdan artık bunu istiyorum; bunlara verilmiş ne kadar yer varsa, ne kadar bina varsa bunların hepsini hukuk içerisinde, demokrasi içerisinde tek tek geri almalısınız, tek tek. Bu benim için ne denli sorumluluksa, sizler için de aynı denli sorumluluktur. Bize afra tafra yapan, partimizden milletvekili seçilen veya belediye başkanı seçilen ondan sonra partimizden istifa etmek suretiyle ayrılanlara karşı da herhangi bir iş takibinde, şunda bunda gereken tavrı koymalısınız, bunlar sizin semtinize dahi uğrayamamalı" şeklinde konuştu.

 

"Birilerine rant sağlamanın gayreti içinde olmayacağız"

 

Kentsel dönüşüm çalışmalarına değinen Erdoğan, şöyle konuştu: 

 

 

"Biz, medeniyet tasavvurumuzun gereği olan mimari anlayışı, kesinlikle beldemizde de ilçemizde de ilimizde de yaparız. Birilerine rant sağlamanın gayreti içinde olmayacağız. Temel ilke olarak şunu söylüyorum, fevkalade haller dışında hiçbir zaman dikey mimariden yana olmamamız gerekir, fevkalade haller dışında. Çünkü bizim mimari estetiğimiz, yatay mimari üzerinedir. Biz kalkıp da 50 kat, 100 kat, 150 kat binalar yapmak suretiyle kimseye hava atma gayreti içerisine girmeyelim. Biz, huzurumuzu nerede bulacağız, buna bakalım. Bizim medeniyet telakkimiz nedir, bizim mimari estetik anlayışımız nedir, biz bunun üzerinde duralım. Birilerine rant sağlamak için 100-150 kat bina yap, oradan alsın götürsün. Nasıl yüklendiğini görüyorsun, 1 metrekaresini 10 bin, 15 bin, 20 bin dolara satmak suretiyle bunlar rant elde ediyorlar. Biz, buralara da hassas olacağız. Ne diyorum, fevkalade haller dışında.Öyleyse işe buradan başlamamız gerekiyor."

 

Erdoğan, küçük meselelerin aslında son derece önemli olduğunu ifade ederek, halkın en çok kullandığı mekanlarda göze, gönüle, kalbe hitap eden düzenlemelerin büyük altyapı yatırımlarından daha önemli olduğunu vurguladı. Erdoğan, "Siz, istediğiniz kadar büyük projeler gerçekleştirin ama vatandaş kaldırımda yürürken bir bozuk kaldırım taşına ayağı takılıp da düşerse bunun vebalinden kurtulamayız, bunun hesabını bir defa çok iyi yapmamız lazım. Hızla geçen araçların sıçrattığı çamurla eğer banyo yapıyorsa inanın bütün yatırımlarınız boşa gitmiştir" dedi. 

 

Belediyelerin hala yaya kaldırımlarında engelli vatandaşların sorununu çözmediğine işaret eden Erdoğan, belediyelerin bu konuyu hafife aldığını dile getirdi. Erdoğan, "O zaman AK Parti"li belediyelerin ilk işi, süratle, bir yaya kaldırımlarında bütün o yürüyüş yollarında engelli vatandaşlarımızın oralarda gidişini kolaylaştıracak, o düzenlemeleri, projeleri ona göre yapmak suretiyle gerçekleştirmesi lazım. Oralarda yürürken bizim engelli vatandaşımızın, görme engellidir, rahatlıkla orada yürüyebilmelerine yönelik de işaretleri koyması gerekir" diye konuştu. 

 

"Beyoğlu halkı demek ki vaatlerimize "hayır" demiyor" 

 

Türkiye"nin son 1 yılı çok zorlu saldırı girişimlerinin altında geçirdiğini anlatan Erdoğan, önce Gezi Parkı odaklı olayların ardından da İstanbul merkezli operasyonların, Türkiye"de huzuru, istikrarı, güven ortamını, demokrasiyi ve kardeşliği hedef aldığını söyledi. Erdoğan, şunları kaydetti:

 

"Taksim malesef adeta mabetsiz bir bölge. Orada bir Taksim camisi yapılması konusunu planlara işlendiği halde buna da isyan edildi. Trafiğin yerin altına alınması ve Taksim meydanının tamamıyla yürüyüş alanı haline getirilmesi gündeme geldiği halde, buna karşı bir tavır. Yani yapılacak hiçbir olumlu şeye karşı bunların yaklaşımı olumlu değildir. Beyoğlu"nda böyle biz, yani bir plebisit, böyle bir yola gitmiş olsak Beyoğlu ilçesi kalkıp da bu işe "hayır" demez. Tam aksine ona "evet" der. Nitekim mahalli seçimlerde de Beyoğlu"nu tekrar AK Parti"nin kazanmış olması, zaten bunun çok açık ispatıdır. Büyükşehir Belediyesi olarak Beyoğlu"nun, yine büyük bir çoğunlukla AK Parti"nin kazanmış olması, bunun çok açık bir ispatıdır. Bu neyi gösteriyor. Beyoğlu halkı demek ki vaatlerimize "hayır" demiyor, tam aksine "evet" diyor."

 

"Sen önce Sivas"tan öteye gitmesini öğren"

 

Başbakan Erdoğan, "Bahçeli kalkmış, Genelkurmay Başkanımızla ilgili "istifa etsin" diyor. Sen ne zamandan beri cumhurbaşkanı oldun, istifa istemeye başladın. Sana böyle bir görevi kim verdi? Sen önce Sivas"tan öteye gitmesini öğren, Sivas"tan ötenin adresini biliyor musun? 30 Mart seçimlerinde ne Kılıçdaroğlu ne sen gidebildiniz mi Van"a, Diyarbakır"a. Orası vatan toprakları değil mi, orata Türk Bayrağı dalgalanmıyor mu?" dedi.

 

Meselenin sadece bayrağı dalgalandırmak olmadığını, meselenin o bayrağın gölgesinde varolduğunu gösterebilmek olduğunu belirten Başbakan Erdoğan,  "Ey MHP, ey CHP Şemdinli"de neden yoksunuz, Çukurca"da neden yoksunuz? Biz oralarda teşkilatlarımızı dik tutabilmek için her türlü mücadeleyi veriyoruz." ifadelerini kullandı.