Erdoğan BM Konuştu: Karabağ Azerbaycan'ın

Erdoğan BM Konuştu: Karabağ Azerbaycan'ın
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurul Salonu'nda BM'nin 78'inci Genel Kurulu görüşmelerinde katılımcılara hitap etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurul Salonu'nda BM'nin 78'inci Genel Kurulu görüşmelerinde katılımcılara hitap etti.

Güney Kafkasya'da Barış ve İşbirliği İçin Tarihi Fırsat

Güney Kafkasya'da barışın, huzurun ve iş birliğinin tesisi yolunda önümüzde tarihi bir fırsat bulunuyor. Bu fırsatı değerlendirmek için Ermenistan ile iyi komşuluk ilişkilerini ve tam normalleşmeyi hedefleyen bir süreç başlattık. Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki görüşme sürecini başından beri destekledik. Ancak Ermenistan'ın bu tarihi fırsatı yeterince değerlendiremediğini görüyoruz. Ermenistan'ın başta Zengezur Koridoru'nun açılması olmak üzere verdiği sözleri yerine getirmesini bekliyoruz. Artık herkesin kabul ettiği gibi Karabağ Azerbaycan toprağıdır. Bunun dışında bir statünün dayatılması asla kabul edilmeyecektir. Ermeniler dahil herkesin Azerbaycan topraklarında barış içinde yan yana yaşaması öncelikli hedefimiz olmalıdır. Tek millet iki devlet şiarı ile hareket ettiğimiz Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü korunma yönünde attığı adımları destekliyoruz.

Orta Asya ile Güçlü İş Birliği

Kadim medeniyetimizin köklerinin uzandığı ve aynı kültürü paylaştığımız Orta Asya ülkeleri ile iş birliğimizi güçlendiriyoruz. Türk Devletleri Teşkilatı'nın bölgesel ve küresel düzeyde giderek daha etkin bir aktör haline dönüşmesinden memnuniyet duyuyoruz. Yarım asırdır zor günler yaşayan Afgan halkının siyasi saiklerden bağımsız olarak çok ciddi insani yardıma ve desteğe ihtiyacı vardır. Ülkedeki geçici hükümetin toplumun tüm kesimlerinin adil bir şekilde temsil edildiği kapsayıcı bir yönetime dönüşmesi Afganistan'ın önünü açacak ve uluslararası alanda olumlu karşılık bulacaktır. Güney Asya'da bölgesel huzurun, istikrarın ve refahın önünü açacak bir diğer gelişme de Keşmir'de ihtiyaç duyulan adil ve kalıcı barışın Hindistan ve Pakistan arasında diyalog ve iş birliği yoluyla tesisi olacaktır. Türkiye olarak bu yönde atılacak adımlara desteğimizi sürdüreceğiz.

İnsan Haklarına Saygı ve İklim Değişikliği

Çin'in toprak bütünlüğü ve egemenliğine saygı duyduğumuzu her fırsatta altını çizerek ifade ediyoruz. Bununla birlikte güçlü tarihi ve insani bağlarımızın olduğu Uygur Türkleri'nin hak ve özgürlüklerinin korunmasıyla ilgili hassasiyetimizi dile getirmeyi ve gündemde tutmayı da sürdüreceğiz. Myanmar ve Bangladeş'te zor şartlarda yaşayan Rohingya Müslümanlarına ilk günden itibaren yardım elini uzatmış bir ülkeyiz. Yerlerinden edilmiş durumdaki Rohingyaların ana vatanlarına güvenli, gönüllü, onurlu ve kalıcı şekilde dönüşleri sağlanana kadar kendilerine olan desteğimiz devam edecektir.

Türkiye'nin Enerji Güvenliği

Türkiye son 20 yıldır enerji alanında gerçekleştirdiği yatırımlar sayesinde kendi enerji güvenliğini sağlama yönünde önemli mesafe katetti. Çalışmalarımızı enerjiyi bir çatışma unsuru olmaktan çıkarma ve kullanımını ortak fayda temelinde teşvik etme yönünde yoğunlaştırdık. Bu doğrultuda Doğu Akdeniz'den Hazar havzasına, Karadeniz'den Balkanlar'a kadar geniş bir coğrafyada enerji alanında iş birliği ruhunu ve dayanışmayı ön plana çıkarmak için mücadele ediyoruz. Türkiye ulaştırma alanında da üzerinden veya çevresinden geçecek tüm projelere destek verebilecek jeopolitik konuma sahiptir. Teknolojik yenilikler küresel ve bölgesel sınamaları çözmemiz için fırsat olarak değerlendirilmeli, rekabet gücünü artıracak bir koz olarak görülmemelidir.

Açlıkla Mücadele ve Sıfır Atık Hareketi

Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'nin en önemli başlıklar arasında yer alan 2030'da sıfır açlık sloganından maalesef giderek uzaklaşıyoruz. Dünyanın bu kadar geliştiği, refahın bu kadar arttığı bir çağda 735 milyon kişinin açlıkla boğuşmasının hiç bir izahı olamaz. Uzaya turistik yolculuk için yüz milyonlarca dolar harcanırken Afrika'dan Asya'ya milyonlarca insan bir lokma yiyecek ekmek dahi bulamıyorsa hiç birimiz kendimizi güvende hissedemeyiz. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin hayata geçirilmesi için tüm ülkeleri güçlü irade sergilemeye davet ediyoruz. Kalkınma yardımları konusunda dünyanın en cömert ülkeleri arasında yer alan Türkiye'nin bu çağrıyı yapma hakkı olduğuna inanıyoruz.

İklim Değişikliği ve Gıda Güvenliği

İklim değişikliğine bağlı küresel sıcaklık artışının 1,5 santigrat derece ile sınırlı tutulabilmesi giderek zorlaşıyor. Bunun şartlarından biri kalkınmakta olan ülkelerin çabalarının finansal ve teknolojik olarak desteklenmesidir. Gıda güvenliği iklim değişikliğinden etkilenen alanların başıda geliyor. Su ve toprak kaynaklarının sürdürülebilir kullanımına yönelik doğru politikalar ve yatırımlar geliştirip uygulamalıyız.

Küresel Sıfır Atık Hareketi

Çocuklarımıza bilinçsiz tüketimden doğan kirliliğe boğulmuş ve doğal kaynakları tüketilmiş bir dünyayı miras bırakamayız. Bu anlayışla daha yaşanabilir ve adil bir dünya vizyonuyla eşim Emine Erdoğan'ın himayesinde ülkemizde başlattığımız Sıfır Atık hareketini Birleşmiş Milletlerde 105 ülkenin ortak sunuculuğunda kabul edilen kararla küresel boyuta taşıdık. Dün Türkevi'nde Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı'nı imzaladık. Sıfır atık hedeflerimizin iklim değişikliği ile mücadeleye ve sürdürülebilir kalkınma çabalarına önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz.

Buradan tüm ülkeleri uluslararası kurumları ve sivil toplum kuruluşlarını sıfır atık hareketine destek vermeye davet ediyorum. Bilhassa birleşmiş ve gelişmiş ülkelerde bir virüs gibi yayılan ırkçılık, yabancı karşıtlığı, İslam düşmanlığı artık tahammül edilemeyecek seviyelere ulaşmıştır.

İnsan Hakları ve Dünya Barışı

Masum insanların maruz kaldığı nefret söylemi, kutuplaşma ve ayrımcılık dünyanın dört bir köşesinde sızlatmadık vicdan bırakmıyor. Ne yazık ki pek çok ülkede popülist siyasiler bu tehlikeli akımları teşvik ederek ateşle oynamayı sürdürüyor. Avrupa'da Kuran-ı Kerim'e saldırılara ifade özgürlüğü maskesi altında izin vererek eylemleri teşvik eden zihniyet esasen kendi eliyle kendi geleceğini karartmaktadır. Türkiye olarak Birleşmiş Milletler, AGİT ve İslam İşbirliği Teşkilatı başta olmak üzere tüm platformlarda İslam düşmanlığı ile mücadeleye yönelik girişimleri desteklemeye devam edeceğiz. Hangi inanca mensup olursa olsun kutsallara saldırıyı kabullenmeyen tüm dostlarımızı da mücadelemize omuz vermeye davet ediyorum.

Kaynak:Haber Kaynağı